Son dönemde Venezuela sınırına asker konuşlandırma ve askeri üslerini ABD askerlerine açmasıyla gündeme gelen Kolombiya'nın ABD ile yakın işbirliği yarım yüzyıl öncesine dayanıyor. Bugün ABD'den, İsrail ve Mısır'ın ardından üçüncü en büyük askeri yardımı alan ülke olan Kolombiya, 1900'lü yılların ortalarından beri kıtada sola karşı ABD ile işbirliği yapıyor.

Kontr-gerilla operasyonları
1946 yılının Mayıs ayında Vaşington'dan gelen bir telgraf “asker ve polisleri kontr-gerilla taktikleri hakkında bilgilendirmek amacıyla ABD ordusu tarafından Kolombiya'ya gönderilen bir grup özel kuvvetler teknisyeni”ni bildiriyordu. Bu 'akıl hocaları' dönemin Kolombiya Devlet Başkanı Alberto Lleras (1945-1946, 1958-1962) ve sonraki başkan Guillermo Leon Valencia (1962-1966) tarafından yürütülen kontr-gerilla kampanyasının parçasını oluşturdu. 1964 yılının Haziran ayında Kolombiya'nın dağlık Marquetalia bölgesinde, havadan yerli halkın üzerine gerillaları desteklememelerini söyleyen bildirilerin atılması, telgrafın devamında yer alan “kontr-gerilla operasyonlarında en önemli taktiklerden biri bölgedeki yerli nüfusun işbirliğini ve güvenini sağlayacak psikolojik savaşın uygulamaya konmasıdır” ibaresinin uygulanmaya başladığını ve Vietnam Savaşı'nda (1964-1975) aynı yöntemleri kullanan 'akıl hocaları'nın kim olduğunu ortaya koyuyordu.

Anti-komünist savaş
Kolombiya ve ABD'nin işbirliği Kore Savaşı'nda (1950-1953) da sürdü. ABD'nin, kıtayı “komünist tehdit”e karşı koruma bahanesiyle bölgede yürüttüğü savaşa dahil olan Kolombiya, ikinci bir tehdit olarak 'uyuşturucu kaçakçılığı' yaratıldığında yeniden ABD ile işbirliği yaptı.

Uzun yıllardır uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele adı altında ABD'nin bölgedeki askeri varlığı artmaya devam ediyor. Uyuşturucu savaşında Kolombiya ordusuna askeri destek sağladığını söyleyen ABD, özellikle Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) gerillalarının yoğun olarak bulunduğu bölgelere hükümet ile işbirliği içerisinde operasyonlar düzenliyor. Uyuşturucu kaçırılmasını denetleme söylemiyle bölgeye radar yerleştiren ABD, bu radarlar sayesinde konumu itibariyle stratejik bir yerde bulunan ülkeden, kıtanın hava sahasını etkili bir biçimde denetleme olanağı elde ediyor. Tüm bunların yanı sıra, çeşitli operasyonlar ve deniz manevraları ile de bölgedeki varlığını devamlı olarak hissettiriyor.

ABD'nin 1960'larda Latin Amerika Güvenlik Operasyonu (LASO) diye bilinen Kolombiya Planı'nın çok önemli bir parçasını oluşturan bu “anti-narkotik” operasyonlar, ABD'nin bölge üzerindeki hedefleri için yürüttüğü askeri faaliyetlerine serbestçe devam etmesini sağlıyor.
(soL-Dış Haberler)