Kalamun'daki cihadcı: Şii bulsam kafasını keserim!

Suriye ordusunun operasyon başlattığı Kalamun dağlarındaki El Kaide'ciler, İsrail ve ABD ile "cihadı" unutmuş görünürlerken, Şii ve Alevi düşmanlığında birleşiyorlar.

(soL - Dış Haberler) Lübnan'dan yayın yapan El Ahbar gazetesi, Şam'dan Lübnan'ın kuzeyine doğru uzanan Kalamun dağlarındaki cihadcılarla görüştü. Suriye ordusu, bir hafta önce Kalamun'a operasyon başlatmıştı.

Fiziki ve coğrafi konumu nedeniyle operasyona çok müsait olmayan dağlardaki cihadcılar, mağaralarda saklanıyorlar. Mağaradaki bir dini eğitime rastlayan El Ahbar muhabiri Rıdvan Murtaza, cihadcıları eğiten şeyhin kendisine "cihadın kurallarını" anlattığını aktarıyor.

Şam-Humus uluslararası otoyolunun kendi ateşlerinin altında olduğunu söyleyen şeyh, buradaki her hareketi istedikleri takdirde, istedikleri zaman durdurabileceklerini iddia ediyor. Adı Ebu Raid olan şeyh, Hizbullah'ı burada yalnızca ölümün beklediğini de söylüyor.

Bir saha komutanı, Hizbullah'ın böyle bir maceraya girmeyeceğini iddia ediyor. "Kuseyr'de de aynı şeyi söylemiştiniz ama kaybedip geri çekildiniz. Bugün fark nedir?" sorusunu üzerine ise, Kuseyr'dekilerin "gerçek İslamcı" olmadığını ve Şiiler tarafından parayla satın alındığını savunuyor. Raid'e göre, Kalamun'da ise Nusra Cephesi, Ahrar'uş Şam, Yeşil Tugay ve Irak-Şam İslam Devleti gibi "Muhammed'in dinini savunurken ölecek" yüzlerce cihadcı bulunuyor.

Raid, bu seferin öncekilere benzmeyeceğini, eğer gerekirse Lübnan'da Hizbullah'la savaşacaklarını söylüyor.

'Elime Şii geçse kafasını keserim'
17 yaşındaki bir "mücahid", Halep'ten Kalamun'a "Allah yolunda savaş için" geldiğini söylüyor. "İsrail ve ABD ne olacak?" sorusuna karşılık olarak ise, "İsrail ve ABD de bizim düşmanlarımız. Ne fark eder? Her cephe cihad alanıdır" diyor.

30'lu yaşlardaki bir cihadcı ise, düşmanlarının "Şiiler, Hizbullah ve Aleviler" olduğunu söylüyor. "Bir Şii yakalasan ne yaparsın?" sorusuna ise, "Mutlaka kafasını uçururum. Onu boğazlarım" cevabını veriyor.

Bu sırada şeyh araya girerek, "Senin dini görevin onu boğazlamak değil. Senin görevin onu şeriat komitesinde yargılanmaya götürmek" diyor.

Silahlar arasında Grad füzesi de var
Cihadcılar, ellerindeki silahları da sayıyorlar. Bunlar arasında PK makineli tüfekler, RPG-29N'ler, M16 tüfekleri, M20 keskin nişancı tüfekleri ve Grad ve Cornet füzeleri bulunuyor.

Şeyh, Grad ve Concourse tipi füzleri, Mahin'deki bir depoya yaptıkları bir baskında ele geçirdiklerini söylüyor.

Bölgede, çoğunluğu Nusra Cephesi olmak üzere, 8 bin ila 15 bin arasında militan olduğu tahmin ediliyor.

Silah ve para Türkiye'den
Mlitanlar, finans kaynaklarını "askeri oeprasyonlardan elde ettikleri ganimet" olarak gösterseler de, silah ve paranın Türkiye ve Halep üzerinden kendilerine ulaştığını kaydediyorlar.

"Habeşliı Bilal Tugayı" komutanlarından Raad Hammadi, Müslüman Kardeşler'e bağlı Liva el-Haya isimli çetenin de finans kaynakları arasında yer aldığını belirtiyor. Bir militan, Liva el-Haya'nın başında Ebu Tarık Harba'nın bulunduğunu ve çetenin Hama'da üslendiğini kaydediyor.

Bir Nusra militanı ise, yakın zamanda Suudi desteğiyle kurulduğu bilinen ve Şeyh Zahran Alluş tarafından yönetilen İslam Ordusu'nun Suudi Arabistan'dan milyonlarca dolar para aldığının altını çiziyor.

Kalamun'daki siviller Esad yanlısı
Kalamun dağlarındaki El Kaide'cilerin durumu bu olsa da, Kalamun etrafında yaşayan sivillerin çoğunlukla Suriye yönetiminin yanında olduğu belirtiliyor. Kuseyr savaşında yaralanan bir cihadcı olan Ebu Sallum, yöre sakinlerinin rejimi desteklediklerini, ancak bölge çetelerin elinde olduğu için bir şey yapamadıklarını söylüyor.

Cihadcı militanların çoğu, yöre halkının "rejimin muhbiri" olduğunu düşünüyor. Yabrud'un nüfusunun üçte birini oluşturan Hıristiyanların bazırlarıyla savaştıklarını, çünkü onların "muhbir" olduğunu söyleyen bir militan, Nusra Cephesi'nin Hıristiyanların alkol sattıkları barları da kapattıklarını kaydediyor.