İsyan sonrası süreçte din çatışmaları tehlikesi

ABD Ortadoğu’daki ayaklanmalar sürecinde islamcı güçlerle işbirliğine girdi. İslamcılar büyük politikada daha ılımlı bir hatta otururken, tabandaki radikallik sürüyor. Suriye ve Mısır’da islamcılar, hıristiyanlara karşı insan kaçırmaya varan eylemler düzenliyor. Bugün ise bir katedral kuşatılacak.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki halk hareketleri, devrimci güçlerin zayıflığı ve emperyalizmin hızla inisitiyatifi ele geçirmesiyle birlikte birçok ülkede ılımlı islamcı bir yeniden yapılanmaya doğru gidiyor.

Ancak islamcı örgütler yukarıda emperyalizmle vardıkları uzlaşma sonucu ılımlı bir politikaya doğru giderken, aşağıda islamcı taban hıristiyanlara karşı şiddet eylemlerine giderek daha fazla başvuruyor. Müslüman Kardeşler’in politik olarak yeni rejimlere entegre olmasıyla birlikte, radikal islamcı damarda Selefi gruplar daha etkin olmaya başlıyor.

Oran olarak az olmalarına rağmen başvurdukları şiddet eylemleriyle Suriye’deki muhalif harekete damgasını vurmaya çalışan islamcılar, ülkede hıristiyanları hedef alıyor.

"Ya protestolara katılın, ya ülkeden defolun"
International Christian Concern (ICC) örgütü, Suriye’deki hıristiyanlara “ya Esad’a karşı protestolara katılın, ya da burayı terk edin” baskısı yapıldığını duyurdu. Örgütün iddiasına göre tanıklar, Deraa yakınlarındaki bir hıristiyan köyünde bir eve motorsikletli ve maskeli 20 kişilik bir grup tarafından ateş açıldığını aktardılar.

Bir başka kaynak, örgüte Paskalya zamanında kiliselerin “protestolara katılın ya da defolun” diyen tehdit mektupları aldığını belirttiler.

Mısır’da hıristiyanların büyük çoğunluğu Mübarek karşıtı eylemlerin içinde yer almıştı. Suriye’de ise hıristiyanlar, Esad karşıtı eylemlere pek katılım göstermiyor.

Şiddetin arkasında Selefi gruplar var
İddialara göre Karak’ta Selefi müslüman gruplar hıristiyan köylüleri evlerinden Esad’ın resmini indirmeye ve protestolara katılmaya zorladılar. Bunu reddeden bir köylünün evinin avlusunda asılı bulunduğu öne sürüldü.

Selefi gruplar, geçtiğimiz ay da Filistin’de FHKC’ye sempati duyan İtalyan gazeteci ve eylemci Vittorio Arrigoni’yi öldürmüşler, cinayet Hamas dahil tüm Filistinli direniş grupları tarafından şiddetle kınanmıştı.

Suriye’den gelen haberler International Christian Concern örgütü dışında henüz teyit edilmedi, ancak ülkeden haber almak gerçekten zor. Uluslararası ajanslar neredeyse sadece ülkedeki muhaliflere dayandırdıkları haberlerinde çok taraflı bir tavır takınıyorlar. Esad yanlısı kaynaklar ise medya alanında çok güçsüzler.

Fakat süreç, iddiaların inandırıcılığını artırıyor. Daha önce soL’da yer verdiğimiz bir haberde, Suriyeli bir kaynağın bazı muhalefet gösterilerinde “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut’a” şeklinde slogan atıldığı iddiasını aktarmıştık.

ICC’ye bilgi veren yerel bir kaynak da aynı iddiayı tekrarlayarak, Şam’ın kenar mahallesi Duma’da “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut’a” sloganı atıldığını söyledi.

Bölgede hıristiyanlara karşı benzer şiddet eylemleri sıklıkla görülüyor. Bu şiddet sonucu Irak’ta ABD işgalinin başlamasından ve ABD’yle işbirliği yapan islamcıların güç kazanmasından bu yana çok sayıda hıristiyan ülkeden göç etmek zorunda kaldı. Bunların çoğu Suriye’ye geçmişlerdi. Suriye’deki hıristiyanlar, Esad rejiminin çökmesi ve Selefiler’in güç kazanması durumunda kendilerinin başına da aynısının gelmesinden korkuyorlar.

Mısır’da gerilim, insan kaçırmalar üzerinden yürüyor
Mısır’da hıristiyanlarla müslüman gruplar arasındaki gerilim uzun zamandır sürüyor. Mübarek’in devrilmesiyle sonuçlanan isyan başlamadan önce de iki grup arasında ölümler yaşanan çatışmalar yaşanıyordu.

Aslında Tahrir Meydanı’nda simgeleşen isyan hareketinde hıristiyanlarla müslümanlar arasında birlik havası hâkimdi. Fakat radikal müslüman gruplar, hıristiyanlara saldırıları sürdürüyor.

Hıristiyanlar ve ağırlığını Selefiler’in oluşturduğu müslüman gruplar, birbirlerini diğer dine mensup kadınları kaçırarak din değiştirmeye zorlamakla suçluyorlar. Mısır’daki hıristiyan nüfusu oluşturan Kıptiler, geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi önünde protesto gösterisi yaparak müslümanlar tarafından kaçırılıp zorla din değiştirtildiğini iddia ettikleri hıristiyan kızların bulunması ve ailelerine teslim edilmesi talebiyle eylem yapmışlardı.

Bir başka “kaçırma” vakası ise uzun süredir ülkenin gündeminde. Bir Kıpti rahibin karısı olan Kamilya Şihata, uzun zamandır kayıp. Kıpti kilisesi, Şihata’nın müslümanlar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor. 2010 yılından beri süren eylemlerde Şihata’nın serbest bırakılmasını talep eden Selefi gruplar ise Şihata’nın müslümanlığı seçtiği için bir manastıra kapatılarak alıkonulduğunu öne sürüyor.

Bu “insan kaçırma” suçlamaları, iki dinin cemaatleri arasında daha büyük bir gerilimin yüzeydeki görüntüsü. Al Masr Al Youm gazetesine konuşan selefi Muhammed el Muataz, medyanın her şeyden Selefiler’i sorumlu gösterdiğini savunarak, “Müslüman Kardeşler siyasete bulaştı ve İslam’ı korumaya hiç yer bırakmadı. Şimdi bu görevi Selefiler üstlendi” dedi.

Selefiler, Kıptiler’in devlet görevlerinde yer almasına tepki duyuyorlar. Geçen ay Kena’da hıristiyan bir valinin atanması üzerine Selefiler büyük protestolar düzenlemişti.

Protestolar şiddete de yol açıyor. Mart ayında Helvan’ın Atfih bölgesinde bir kilise, Selefilerce ateşe verilmişti. Bazı hıristiyan evleri de yakılmış ve yağmalanmıştı. Mukattam semtinde ise silahlı çatışmalar çıkmış, 10 Kıpti ölmüş 110 kişi de yaralanmıştı.

Bugün de şiddet olayları patlayabilir
Bugün de Selefiler, bir Kıpti kilisesinin önünde kitlesel protestolar düzenleyeceklerini duyurdular. Protestonun kiliseye saldırıya dönmesi, tehlikeli bir şiddet sürecini tetikleyebilir. Ahram Strateji Merkezi’nden Emad Gad, “Bu Cuma Selefiler ve Kıptiler çatışırsa, Mısır’da bir iç savaş patlak verir” yorumunda bulundu.

(soL - Dış Haberler)