İslamcı hareketler emperyalizme yanaşırken, Hamas büyük sıkışma yaşıyor

Hamas lideri Meşal, bu pozisyonu bırakıyor. Aslında örgüt siyasi doğrultusunu tümüyle yenilemeye çalışıyor. Bu arayışın sebebi ise ortada: Bölgedeki islami hareketlerin bir kez daha emperyalizmle açık işbirliği yapacakları dönem geldi ve Filistin özgünlüğünde Hamas, kendine yer arıyor.

Halid Meşal, 16 yıldır Hamas'ın siyasi lideriydi. Şam'daki Hamas karargâhında bulunan Meşal, yakın zamanda örgütün liderlik konseyine kendisinin bir daha aday olmayacağını iletti. Meşal'in bu kararı, örgütün Gazze'deki sözcüleri tarafından kamuoyuna duyuruldu, fakat herhangi bir ayrıntı belirtilmedi. Meşal'in bu kararı niye aldığına ve yerine kimin geleceğinin belli olup olmadığına dair birinci ağızdan bilgi yok.

Bir yanda Hamas'ın asıl kökeni olan Müslüman Kardeşler'in "Arap Baharı" dalgasıyla birlikte birçok yerde iktidara gelip ABD'ye yanaşması, diğer yanda Hamas'a destek veren Suriye yönetiminin namlunun ağzında olması, örgütün tüm dengeleri yeniden gözden geçirmesine yol açtı.

Bilgi yok ama, Meşal'in liderliği bırakmasıyla sonuçlanacak gibi gözüken bu yola örgütü hangi siyasi sıkışmanın soktuğu ortada. Şimdiye kadar İsrail'e karşı mücadelesinde -ABD işbirlikçiliğinde AKP'yi dahi yarı yolda bırakacak olan- El Fetih karşısında daha uzlaşmaz bir tutum takınan Hamas, bölgede emperyalizmle arasında mesafe olan güçlerden destek alıyordu. Ancak bir yanda Hamas'ın asıl kökeni olan Müslüman Kardeşler'in "Arap Baharı" dalgasıyla birlikte birçok yerde iktidara gelip ABD'ye yanaşması, diğer yanda Hamas'a destek veren Suriye yönetiminin namlunun ağzında olması, örgütün tüm dengeleri yeniden gözden geçirmesine yol açtı.

Hamas, yalnızca islami bir hareket değil. Bilfiil Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) etkisiyle kurulmuş olan bir örgüt. Nitekim Mübarek sonrası yapılan seçimlerde Mısır'da Müslüman Kardeşler'in parlamentodaki koltukların yarısına yakınını kazanmasının ardından Hamas da bu bağı açıkça ortaya koyarak, Ocak ayı başında kendisini resmen İhvan'ın Filistin kolu olarak tanımladı.

Ancak ortada açık bir sıkıntı var. Filistin'in özgün durumu nedeniyle, işgal altındaki bu ülkede mücadele eden Hamas, İsrail'le ve dolayısıyla ABD'yle fazla yakınlaşma olanağına sahip değil. Örgüt eskiden beri ABD'yle pazarlık kapısını açık tuttu, ancak biraz açık tuttu. O açıklık, şimdilerde bölgede halk isyanlarının ekmeğini emperyalizm destekli islami hareketler yemeye hazırlanırken, Müslüman Kardeşler'le batının yakın ilişkisi için yeterli gelmiyor.

Mübarek döneminde Mısır, İsrail'le ve ABD'yle çok iyi ilişkilere sahipti ve Hamas'a kendi topraklarında yaşama hakkı tanımıyordu. Hatta Mübarek yönetimi, Gazze'deki abluka konusunda İsrail'e çok yardımcı oluyordu. İsrail'e karşı savaşan Filistinli örgütler ise, kendilerine daha ziyade Suriye ve İran'da destekçi bulabiliyorlardı. Nitekim Hamas'ın da merkez karargâhı Suriye'nin başkenti Şam'da idi.

Tuhaflık ortada: Müslüman Kardeşler'in Filistin kolu İsrail'e karşı savaşırken, Suriye kolu bu savaşı köstekliyor. Ve en büyük sıkışmayı, siyasi olarak batıya hep açık kapı bırakıyor olsa bile elde silah İsrail'le savaş durumunda olan Hamas yaşıyor.

Ancak İhvan'ı ihya eden "Arap Baharı" dalgası, biraz da yapay bir dalga olarak Suriye'yi de tehdit ediyor ve burada da batı, Müslüman Kardeşler'in Suriye örgütünü destekliyor. Ancak Suriye muhalefetinin Türkiye himayesindeki çatı örgütü Suriye Ulusal Konseyi'nin tepesinde oturan İhvancı Burhan Galyun, Aralık başında yaptığı açıklamalarda iktidara gelmeleri durumunda İran'la askeri ilişkileri keseceklerini ve Hamas ve Hizbullah gibi silahlı örgütlerle bağlara son vereceklerini açıkladı.

Tuhaflık ortada: Müslüman Kardeşler'in Filistin kolu İsrail'e karşı savaşırken, Suriye kolu bu savaşı köstekliyor. Ve en büyük sıkışmayı, siyasi olarak batıya hep açık kapı bırakıyor olsa bile elde silah İsrail'le savaş durumunda olan Hamas yaşıyor.

Örgüt, yeni bir siyasi yönelim belirleme arayışında. Bir zamanlar örgütün liderleri arasında en radikallerinden biri olarak bilinen Meşal, şimdilerde El Fetih'le uzlaşı, Gazze ve Batı Şeria'da Filistin devletini kabul etme, hatta silahlı mücadele yerine demokratik kitle mücadelesine yönelme rotasına girmiş görünüyor. "Arap Baharı"ndan etkilendiği açık olan Meşal, Aralık'ta AP'ye verdiği bir röportajda tabandan kitle hareketlerinin "tsunami gücüne" sahip olduğunu vurgularken de aklında Müslüman Kardeşler'i iktidara taşıyan sürecin olduğu tahmin edilebilir.

Meşal'in yönelimi elbette tüm örgütte kolaylıkla egemen olacak değil. Örgütün silahlı kanadı Kassam Tugayları'ndan birçok militan, yabancı basına verdikleri demeçlerde Meşal'in silahlı mücadeleden neredeyse vazgeçmeye çıkan açıklamaları karşısında şaşkınlıklarını gizlemiyor ve Kassam komutanlarının bu fikre karşı çıkacağı ümitlerini dile getiriyor.

Hamas liderlerinin hesaplarından birini de, birçok ülkede İslami hareketleri destekleyerek iktidara getirmiş olan ABD'nin, Filistin'de de kendilerine daha fazla şans verebileceği yatıyor. Örgütün Gazze sözcülerinden Fevzi Barhum, "Arap diktatörlüklerinin vebalini biz Filistinliler ödedik" derken, ABD kuklası diktatörlerin Filistin'i değil İsrail'i desteklemelerine gönderme yapıyor. "Şimdi Arap hükümetlerinin kalpleri halkla birlikte atmaya başlamışken, bu demokratik sürecin sonucu Filistin hak ve çıkarlarına tam destek olabilir."

Örgüte yakın kaynaklar, Şam'da boşaltılan karargâhın Mısır'a taşınmasının olası olduğunu söylüyor. Ancak ABD tarafından iktidara getirilmiş bir Müslüman Kardeşler hükümetinin, İsrail'le savaşan bir örgütü himaye etmesine ne kadar fırsat verileceği sorusu orta yerde duruyor.

Seçimlerle tekrar meşru bir pozisyon elde edecek olan Hamas, uluslararası kamuoyunun gözünde "temize çıkacak" ve muhtemelen ABD'yle işbirliği içerisindeki ılımlı islam çizgisine daha fazla oturacak.

Hamas'ın El Fetih'le anlaşarak Filistin'de kısa sürede bir seçim örgütlenmesine çalışması da bu arayışın bir parçası. Seçimlerle tekrar meşru bir pozisyon elde edecek olan Hamas, uluslararası kamuoyunun gözünde "temize çıkacak" ve muhtemelen ABD'yle işbirliği içerisindeki ılımlı islam çizgisine daha fazla oturacak. Hamas siyasi mücadele tarzındaki bu değişikliği şimdiden hayata geçirmeye çalışıyor. Fetih yönetimindeki Batı Şeria'da küçük Hamaslı gruplar, islamcı tutukluların salıverilmesi için eylemler düzenliyor. Birkaç sene önce böyle bir girişim mutlak silahlı çatışmayla sonlanır, zaten Hamas militanları da böyle bir işe kalkışmazdı.

Yine de problem çözülmüş değil. Siyasetini daha ılımlı bir çizgiye çekse dahi Hamas, emperyalizmle açık işbirliği sürecine girmiş bir islamcı hareketin parçası olarak İsrail'e karşı mücadelesinde büyük basınç hissedecek.

(soL - Dış Haberler)