'İnsan kalın'

Kendisini Filistin mücadelesine adayan İtalyan gönüllüsü Vittorio Arrigoni'nin öldürülmesinin ardından yaşamına ve nasıl öldürüldüğüne dair çok yazı yazıldı. Bunlardan birisini, Remzi Barut imzalı makalenin tercümesini veriyoruz.

PalestineChronicle.com isimli internet sitesinin editörü olan Remzi Barut'un Global Research'te çıkan İnsan Kalmak: Vittorio Arrigoni'nin kahramanlık mirası başlıklı yazısı şöyle:

İtalyan gönüllü Vittorio Arrigoni “Sevgili Mary” diye başladı arkadaşına yazdığı mektuba. “Gemide kimler olacağını biliyor musun?” … Ben hala Gazze'deyim, seni bekliyorum. Seni karşılamak için gemide olacağım. İnsan kal. Vik.”

“Mary”, 2008 yılında Gazze'deki İsrail kuşatmasını kırmak için denizler ötesinden gelen Mary Hughes Thompson.

Vittorio Arrigoni, veya Vik, 14 Nisan'da Gazze'deki bir köktenci grup tarafından kaçırıldı ve birkaç saat sonra öldürüldü. Bu, Hamas'ın grup üyelerine cezasının misillemesiydi. Vik'i tanıyan herkes onun olağanüstü bir insan olduğunu, merhamet, dayanışma ve insanlık modeli olduğunu teslim edecektir.

Arrigoni'nin bedeni kaçırıldıktan saatler sonra terkedilmiş bir evde bulundu. Onu öldürenler kendi koydukları otuz saatlik süreyi doldurmayı beklemediler. Tevhid ve Cihad adı verilen grup Gazze'de Selefiler olarak bilinen islamcı gruplardan birisi. Farklı isimler ve olaylarla, genelde kanlı amaçlarla ortaya çıkıyorlar.

İngiltere'nin Independent gazetesi, “Ölüm, Gazze'de acıyla beraber umutsuzluk da yarattı” şeklinde yazdı. “Arrigoni iyi tanınıyor ve çok seviliyordu. Bu kaçırılma 2007'de İngiliz gazeteci Alan Johnson'un kaçırılasından beri ilk olaydı ve bu kimsenin gözünden kaçmadı.”

Johnson'ı kaçıran “İslam Ordusu” (büyük bir Gazze aşiretinden küçük bir fanatik grup) rehineyi 114 gün tuttu. Bu nedenle serbest bırakılması için örgütlenmek ve suçlulara baskı yapmak için yeterince zaman vardı. Ancak Arrigoni'nin durumunda, gözü bağlanmış ve dövülmüş bir gönüllünün dehşet verici görüntüsünün video olarak yayılması ile cansız bedeninin bulunması arasında birkaç saat vardı. Adli tıp raporuna göre boğulmuştu. Arkadaşları işkence gördüğünü söyledi.

Vittorio Arrigoni'inin öldürülmesi İsrail destekçileri için bir fırsattı. Bunların arasında en öne çıkanı Daniel Pipes, National Brief Online gazetesinde şöyle yazdı: “İsrail'i yok etme düşünde olan Filistinliler, onlara eşlik eden gönüllüleri öldürmeye devam ediyorlar.” Pipes üç kişinin ismini verdi: Filistini-İsrailli film yapımcısı, Juliano Mer-Khamis ve Arrigoni ve daha sonra da okuyuculara “başka örnekler varsa o isimleri göndermelerini istedi.”

Pipes'in listesinde Rachel Corrie, Tom Hurndall ve James Miller gibi İsrail kuvvetleri tarafından öldürülmüş daha başka isimlere yer olmayacak. Pipes aynı şekilde, Mayıs 2010'da Gazze'deki ablukayı kırmak için gelen Mavi Marmara gemisinde öldürülen dokuz Türk gönüllüsüne de yer vermeyecek. Yine aynı şekilde Eylül 2010'da Musevi gemisi Irene ile Gazze'ye gelirken İsrail güçleri tarafından yolu kesilip kaçırılan ve aşağılanan dokuz gönüllü de listede yer almayacaktı. Yahudi soykırımından kurtulmuş 82 yaşındaki Reuben Moscowitz Irene gemisindeki gönüllülerden birisiydi. “Frankfurt'ta çocukken Nazilerden kaçmayı başaran“ Amerikalı Lillian Rosengarten da gemideydi.

Pipes'in bahsetmeyi unuttuğu kişiler insanlığın bir gökkuşağını temsil ediyorlar. Her yaştan, ırktan, miletten erkek ve kadınlar Filistinlilerin yanında durdular ve durmaya devam edecekler.

Ancak bu hikaye yarı-aydınlar tarafından, İsrail'i ayakta tutmak için bilinçli bir şekilde gözardı ediliyor. Gözlerinin önündeki tekrarlanan örüntüyü görmüyorlar çünkü tamamen kendi örüntülerini tasarlamakla meşguller.

Roma'dan İngiliz Guardian gazetesinde yazan John Hooper, 15 Nisan'da, “Arrigoni'nin yaşamı güvenli olmaktan çok uzaktı. Eylül 2008'de Filistinli balıkçılara denizde eşlik ederken İsrailli birlikler tarafından yaralandı. İki sene önce ABD'li aşırı sağcı bir web sitesinden ölüm tehdidi aldı. Web sitesi, Arrigoni'nin fotoğrafını ve omuzundaki dövmeyi de içeren fiziksel detaylarını yayımladı.”

Arrigoni'yi öldüren grup, diğer benzerleri gibi tamamen yok olmadan önce belli bir şiddet sürecinde var olan bir oluşum. Misyonları bu kez, hayatının yıllarını Filistin'e adayan Uluslararası Dayanışma Hareketi gönüllüsünü öldürmekti. Arrigoni, kaçırılmadan biraz önce, websitesine Gazze'ye “suçlu” İsrail ablukası hakkında yazdı. Yazısında Gazze-Mısır sınırı altındaki tünelde yemek taşırken ölen dört yoksul Filistinli'yi de acıyla andı.

Arrigoni, öldürülmeden önce, 25 ülkeden gönüllüler taşıyan 15 gemiden oluşan küçük bir filonun gelmesini bekliyordu. Bu filo Gazze'ye doğru Mayıs'da yola çıkacaktı. İsrail Başbakanı Bejamin Natenyahu, katı bir şekilde AB ülkelerine vatandaşlarının bu gemilere katılmalarını engelleme çağrısında bulundu. AFP raporuna göre Natenyahu 11 Nisan'da Kudüs'teki Avrupalı temsilcilere “Bence bu sizin ve bizim ortak çıkarımız içindir... bu filo durdurulmalı.” dedi.

İsrailli yetkililer, Filistinlilerle dayanışma içine girerek İsrail devletini “gayri meşru” hale getiren uluslararası kişilere kızgınlar. Arrigoni İsrail'in titizlikle örülen demokrasi ve ilerleme adası imajını zedelemek için o kadar çok şey yapmıştı ki. Diğer gönüllüler ile birlikte bu efsaneyi, en basit iletişim yollarını kullanarak paramparça etti.

Vik, mesajlarını “İnsan kal” diye imzalardı. Gazze'deni deneyimlerini anlattığı kitabının adı, “Restiamo Umani (Bırakın, insan kalalım)" idi. Mary Hughes Thompson benimle Arrigoni'nin ona gönderdiği e-posta mesajlarını paylaştı. “Onları tekrar okumaya dayanamayacağım” dedi. Bu o mesajlardan bir kısım:

“Misyonumuzu nasıl tamamlarsak tamamlayalım... bu bir zafer olacak. İnsan hakları için, özgürlük için. Abluka fiziksel olarak kırılmazsa eğer, duyarsızlığın ve terkedilmişliğin ablukasını kıracak. Bu da Gazze halkı için çok önemli. O nedenle limanda bekliyoruz! Yüzlerce Filistinli ile ve Uluslararası Dayanışma Hareketi yoldaşları ile seni tıpkı ilk seferde olduğu gibi, karşılamaya geleceğiz. Tüm gemiler Gazze'ye seni karşılamak için açılacaklar. Kötü İngilizcem için kusura bakma... sevgiyle kucaklarım... İnsan kal. Vik.”

Vik'i öldürenler onun insanlığını göremediler. Ancak bizler onu hep hatırlayacağız ve “insan kal” demeye devam edeceğiz.

Vittorio'nun annesi Bretta Arrigoni'nin açık mektubundan
[...]
Yitirdiğimiz bu çocuk öncesinden çok daha canlı şimdi. Toprağa düşen ve bereketli mahsuller vermek için ölen tohum gibi. Bunu şimdi bile arkadaşlarından, üstelik ondan çok daha genç olanlardan, yakındakilerden ve çok uzaktakilerden duyuyorum. Vittorio aracılığı ile bir insanın “Ütopya”ya anlam verebildiğini, adalet ve barışa susamışlığı, kardeşlik ve dayanışmanın nasıl dimdik kalabildiğini ve Vittorio'nun da dediği gibi, 'Filistin'in kapınızın hemen önünde olabileceğini' anladılar. Vittorio'dan çok uzaktaydık ama artık ona her zamankinden daha yakınız. Capcanlı varlığı her geçen saat daha da büyüyor sevgili Akdeniz'inden, Gazze'den gelen ve onun umudunu ve sesi olmayanlara, zayıflara ve ezilmişlere duyduğu sevgiyi taşımak için esen güçlü bir rüzgar gibi...

İnsan kalın.