Hollanda’dan Tekel işçileriyle dayanışma mesajı

Bugün 62. gününe giren Tekel direnişine Hollanda’nın Amsterdam kentinde yaşayan göçmen işçilerden de dayanışma mesajı geldi. Dayanışma mesajı şöyle:

TEKEL İŞÇİSİ KARDEŞLERİMİZLE ONLARIN HAKLI VE ONURLU DİRENİŞLERİNE BİNLERCE SELAM!

Sevgili kardeşlerimiz!

Türkiye ve Ankara’da 62 gündür sürdürdüğünüz haklı ve onurlu mücadelenizi sevgi, saygı, hayranlık ve övünçle izliyoruz. Haklı talepler uğruna, güvenceli iş ve güvenceli gelecek için ısrar ve sebatkarlıkla gösterdiğiniz direniş, sesinizin ve mesajınızın dünyanın dört bir yanına ulaşmasını sağlamıştır. Sesiniz bugün Hollanda’ya da ulaşmış durumdadır ve taleplerinizle direnişinizin haberi dalga dalga ülkeye yayılmaktadır. Gün geçtikçe artan sayıda Hollandalı işçi ve emekçi ‘Türkiye’deki Tekel işçilerinin haklı talepleri ve bunlar için verdikleri mücadeleden’ sempati ile haberdar oluyor.

Sevgili kardeşlerimiz!

Direnişinizin 60'ıncı gününde Türkiye’nin bütün işçi, emekçi ve ezilenlerini, çeşitli inanç ve milliyetlerden Türkiye halkını sizinle dayanışmaya ve sizlerle birlikte direnmeye çağırdınızı biliyoruz.

Şimdi biz ne yapacağız? Bunun üzerinde düşünmeye gerek var mı ki? Elbette yoktur!

Elbette çağrınızı sımsıkı bağrımıza basacak ve uygun şekillerde seve seve ona icabet edeceğiz! Elbette varlığımızı, enerjimizi, emeğimizi, beynimizi ve kalbimizi sizlerle ilişkilendireceğiz! Elbette davanızın bizim de davamız olduğu bilinciyle sorumluluğumuzu yerine getireceğiz! Maddi ve manevi destek, katkı ve dayanışmamızla, aramızdaki binlerce kilometre mesafeye rağmen, sizlerle tabii ki birlik içinde beraber olacak ve direnişinizi, mücadelenizi güçlendireceğiz. Biz de Türkiye’deki sayısız işçiler gibi diyoruz ki: TEKEL İŞÇİLERİ ASLA YALNIZ DEĞİLDİR!

Sevgili kardeşlerimiz!

Bizler, Hollanda’ya çalışmaya, burada emeğimiz karşılığında ekmeğimizi, hayatımızı ve geleceğimizi kazanmaya geldik. Gelmek zorunda kaldık. İçimiz kan ağlayarak yer ve yurdumuzu, eş ve çocuklarımızı, ana ve babalarımızı, dostlarımız ve yakınlarımızı geride bırakarak geldik. Gelirken ve geldikten sonra, etin tırnaktan ayrılışının acısını duyduk ve duyuyoruz. Türkiye’de, o güzelim kendi ülkemizde iş bulamamanın, karın doyuramamanın, adam gibi çalışıp da insan gibi sevdiklerimizle birlikte yaşayamamanın hazin mutsuzluğunu yaşıyoruz yıllardır. Özellikle bazılarımıza oturum hakkının tanınmaması nedeniyle buradaki koşullarımızın ağırlığı altında ezilmek ve sömürülmenin sıkıntısını yaşıyoruz. Bakmayın öyle zaman zaman neşeli gibi göründüğümüze. Kimileri sevinçten ağlar. Bizlerse burada acı hüzünümüzden gülüyoruz.

Siz elbette haklısınız! Uğruna mücadele ettiğiniz talepleriniz elbette haklı taleplerdir. Direnişiniz elbette onurludur ve hem de kesin zafere kadar zorunludur. Çalışma güvencesi, süresiz sözleşmeli iş, ücretlerinizin mevcut düzeyleriyle sosyal kazanımlarınızın idamesi, grevli-toplu sözleşmeli sendika ile sosyal ve sağlık sigorta hakkı, öldükten sonra mezarda değil de ölmeden önce hayattayken emeklilik hakkı ve diğer haklar... Bütün bunlar vazgeçilmez işçi haklarıdır, yurttaş haklarıdır, insan haklarıdır. Bunlar uğruna ve de ‘4-C’ dedikleri köleleştirici dayatmaya karşı verdiğiniz mücadele bu nedenle zorunlu ve onurludur.

Tam da bu nedenle biz sizinleyiz! Haklı mücadelenizi saygı ve hayranlıkla izliyoruz! Direnişçi ruhunuz, birliğiniz, cesaretiniz ve kararlılığınız yüreklerimizi ısıtıyor! Sizlere teşekkür ediyoruz! Sizleri seviyoruz ve sizinle gurur duyuyoruz! Kalbimiz ve beynimizle hepinize saygı ve selamlarımızı sunarken, sizin gibi bizler de şu cümleleri haykırıyoruz:

...Tekel işçisi “ölmek var, dönmek yok” diyor,

Zafer gelecek... Bekle bizi, İstanbul!

Zalim ordaysa, Tekel işçisi burada

Kardeşler burada, eşler burada, dostlar burada…
“Ben sizi görmüyorum, duymuyorum, hakkınızı vermeyeceğim” diyorlarsa,

Biz bu oyunu bozacağız, hakkımızı alacağız…

Hollanda-Amsterdam’dan metal, inşaat ve çiçekçilik işkollarından Sivaslı, Yozgatlı, Aksaraylı ve Adanalı işçiler.

(soL - Hollanda)