Hint Okyanusu’nda köşe kapmaca

Somali açıklarındaki korsanlar, büyük güçlere bahane oldu Hint Okyanusu büyük güçlerin donanmalarının istilasına uğruyor.

soL (DIŞ HABERLER) Somali'de korsan faaliyetlerinin yoğunlaşması, "beklenmedik" sonuçlar doğurdu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un yardım çağrısı, NATO'nun Budapeşte'de düzenlediği olağanüstü zirvede jet hızıyla yanıt buldu. Zirveden, Türkiye de dahil 6 NATO ülkesinin bölgeye savaş gemisi yollaması kararı çıktı, ertesi gün de gemiler denize açıldı.

Kararın ve gemilerin harekete geçişinin bu denli hızlı olması, olayın Somali korsanları gibi bir nedenden dolayı "beklenmedik" bir şekilde planlanmadığı izlenimi doğuruyor. Ayrıca böylece, bölgede kıyısı bulunan devletlerin olası itirazları da bertaraf edilerek iş oldu-bittiye getirildi. NATO gemileri, Süveyş Kanalı'ndan geçtikten sonra (hepsi İran Körfezi'ne kıyısı bulunan) Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne uğrayacaklar.

Aynı 16 Ekim günü, Hindistan Savunma Bakanlığı'ndan bir sözcü de Hindistan'ın Umman-Yemen arasında devriye gezecek bir savaş gemisi gönderdiğini açıkladı. Sözcü, geminin gerektiğinde batılı güçlerle işbirliği yapabileceğini de ekledi. İlginç olan, söz konusu batılı güçlerin NATO gemileri olması, çünkü Hindistan geleneksel olarak askeri bloklardan uzak durma siyaseti izliyordu. Böylece, geçen ay ABD'yle yapılan uzun görüşmelerde alınan kararlardan birisi daha gün yüzüne çıkmış görünüyor.

Bundan sonra kambersiz düğün olmaz
Hint Okyanusu'nun bu hızla silahlandığı bu dönemde, Rusya da hızlı hareket etti. "Somali hükümetinin kendilerinden yardım istediği" gerekçesiyle Rusya, Karadeniz filosunun bir kısmını bölgeye gönderdi. Dahası, Yemen'de Sovyetler'den sonra kapatılan bir askeri deniz üssünün tekrar açılmasının söz konusu olduğunu bildirdi.

Bölgenin Kıbrıs'ı konumundaki ada ülkesi Sri Lanka'da ise, son günlerde iktidardaki batı yanlısı hükümet, ayrılıkçı Tamil Kaplanları'na karşı ABD'den aldığı büyük destekle geniş çaplı bir askeri saldırı başlatmış durumda. Ada, bölgede sabit bir uçak üssü olmaya çok elverişli bir konuma sahip.

Tüm bunların arkaplanında, bir süredir Çin'in Afrika'ya ve Hint Okyanusu'na ağırlık koymakta olması da yatıyor.