Halkın Mücahitleri örgütünü ABD eğitmiş

İran’ın nükleer programında çalışan bilim insanlarına düzenlenen suikastların arkasındaki isim olduğu düşünülen Halkın Mücahitleri Örgütü’nün ABD tarafından eğitildiği ortaya çıktı.

11 Ocak’ta nükleer enerji profesörü Mustafa Ahmedi Ruşen ve şoförünün motosikletli bir kişi tarafından araca bomba yerleştirilmesi sonucu öldürülmesi geniş yankı uyandırmıştı. İran’da daha önce de 4 bilim insanı suikastler sonucu hayatını kaybetmişti.

İranlı yetkililer bilim insanlarına yönelik saldırıların arkasında Halkın Mücahitleri Örgütü (MEK) ve bu örgütün doğrudan ilişkide olduğu İsrail olduğunu ifade etmişti. İran İnsan Hakları Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Muhammed Cevad Laricani ise MEK üyelerinin Mossad tarafından İsrail'de eğitildiğini, Mossad’ın örgüt üyelerini finanse ettiğini, bunun karşılığında da örgütün İsrail’e bilgi sızdırdığını iddia etmişti.

2010 yılı sonlarında başarısızlığa uğrayan bir suikast girişiminde yakalanan suikastçı, sorguda bilim insanlarına yönelik saldırılarda MEK ve İsrail’in parmağı olduğunu itiraf etmiş, ancak Halkın Mücahitleri örgütü bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu savunmuştu. Buna rağmen saldırıların gelişkinliği ve biçimi, düzenlenen suikastlarda yabancı istihbarat servislerin parmağı olduğu iddiasını destekliyordu.

Saldırılar ABD’nin bilgisi dahilinde düzenlendi
Deliller saldırılarda Halkın Mücahitleri Örgütü’nün ve bu örgütü destekleyen İsrail’in yanı sıra ABD’nin de parmağı olduğunu ortaya koymuştu. Oysa Halkın Mücahitleri, ABD'nin "terör örgütleri" listesinde yer alıyordu.

Amerikan haber kanalı NBC News'te ismini vermek istemeyen bazı üst düzey ABD yetkilileri, Obama yönetiminin bu saldırılardan haberdar olduğunu, ancak ABD'nin doğrudan saldırıların içinde yer almadığını açıklamıştı.

NBC News’in eline geçen bakanlık raporunda “Mücahitler, İran Şah’ını devirmek için Humeyni ile işbirliği yaptılar. Mücadelenin bir parçası olarak, en az 6 ABD yurttaşına suikast düzenlediler, ABD elçiliğinin ele geçirilmesini desteklediler ve Amerikalı rehinelerin salıverilmesine karşı çıktılar” gibi ifadeler yer alıyordu.

İranlı diplomatların ABD'li diplomatlara gönderdiği bildirilerde de, ABD’ye ait güçlerin saldırı eylemlerinde doğrudan desteği olduğu belirtilirken, başta Hilary Clinton olmak üzere ABD'li yöneticiler söz konusu iddiaları yalanlamakla yetiniyor.

Her ne kadar ABD'li diplomatlar, saldırıları gerçekleştiren örgüt veya örgütlere destek vermediklerini, Halkın Mücahitleri Örgütü'nün de hâlihazırda ABD tarafından bir terör örgütü olarak görüldüğünü, dolayısıyla böyle bir desteğin mümkün olamayacağını belirtseler de son zamanlarda ortaya çıkan bilgiler ve iddialarda ABD’nin söz konusu "terör örgütleri" listesini İran'da yapılan saldırılara verdiği desteğin ortaya çıkmaması için bir paravan olarak kullandığı yaygın olarak dile getiriliyor.

“Terör örgütlerini destekleyelim”
Birkaç yıl önce ABD Temsilciler Meclisi üyesi Bob Filner, İran rejimini devirmek için ülkedeki "terörist grupları" desteklemeyi önermişti. Filner, Halkın Mücahitleri örgütü için de “Halkın Mücahitleri örgütü, diğer birçok örgüt gibi, seküler, demokratik, nükleer silahı olmayan bir İran'ı savunuyor. Bunda karşı çıkacak ne var? Onlara elimizden gelen her şekilde yardımcı olmalıyız” demişti. ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alan bir örgüte, bir ABD Temsilciler Meclisi üyesi tarafından yardım önerisinde bulunulması akıllarda soru işaretleri uyandırmıştı.

AB terör örgütleri listesinden çıkarmıştı
Halkın Mücahitleri Örgütü, yürüttüğü çeşitli lobi faaliyetleri sayesinde 2009’da İngiltere ve Avrupa Birliği’nin “terör örgütleri” listesinden çıkartılmıştı.

AB, ilk kez mahkeme kararına dayanarak böyle bir uygulamaya gitmişti. Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Birliği'nin Halkın Mücahitleri örgütünü "terörist örgütler listesinde" tutmak için öne sürdüğü gerekçelerden örgütü haberdar etmediği için, "savunma hakkının ihlal edildiği" hükmüne varmıştı. Adalet Divanı, AB'nin ayrıca davaya ilişkin bazı bilgileri mahkemeye sunmadığını da belirtmişti. Bu kararla, Avrupa Birliği'nin "terörist örgütler" listesinde olduğu gerekçesiyle Halkın Mücahitleri örgütünün paralarını dondurma kararı iptal edilmişti.

AB'nin aldığı kararda Fransa'nın Adalet Divanı'na yaptığı şikayetlerin etkili olduğu belirtiliyor.

Mücahitleri ABD eğitmiş
ABD'nin, "terör örgütü kabul ettiği Halkın Mücahitleri'ni, İran rejimine karşı operasyonlar düzenlemesi için askeri eğitim verdiği ortaya çıktı.

George W. Bush yönetimi boyunca Halkın Mücahitleri üyelerine ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Ortak Özel Operasyonlar Komutanlığı tarafından askeri eğitim verildiği, örgüt üyelerine verilen eğitimin Bush yönetiminin “Küresel Terörle Savaş” girişimi kapsamında gerçekleştirildiği ve yeni yönetim işe başlamadan önce sonlandırıldığı ifade edildi.

Gazeteci Seymour M. Hersh, ABD'deki Nevada Ulusal Güvenlik Sitesi'ne ait bir arazinin uzun yıllar Halkın Mücahitleri Örgütü üyelerinin eğitim merkezi olarak kullanıldığını bildirdi. Las Vegas'a altmış beş kilometre uzaklıktaki bu merkezde, Amerikan yönetiminin örgütü terör listesine aldıktan sonra bile üyelerine eğitim vermeye devam ettiği ifade edildi.

Hersh, Ortak Özel Operasyonlar Komutanlığı tarafından, altı Amerikan vatandaşının suikastinden de sorumlu tutulan muhalif İranlı grup üyelerine verilen eğitimin 2005 yılında başladığını söyledi. 1997 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bir terör örgütü olarak listelenmesine rağmen, MEK’in İran'ın uranyum zenginleştirmeye başladığını ifşa etmesiyle 2002 yılında "yeniden saygınlık kazandığına" dikkat çekti.

Hersh, o dönemde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu genel müdürü olan Muhammed El Baradey'in, İranlı grubun bu bilgiyi Mossad'dan aldığını söylediğini aktardı. Hersh, Batılı istihbarat kurumları ile Mücahitler arasındaki bağların 2003 yılında Irak rejiminin devrilmesinden sonra derinleştiğini, Bush yönetiminin İran'a karşı grubu kullanmaya ve finanse etmeye başladığını kaydetti.

Hersh, MEK’in ABD yönetimi tarafından özellikle İran'ın nükleer programı konusunda casusluk yapmak üzere kullanıldığını aktardı.

İranlı nükleer bilim adamlarının öldürülmesinin arkasında Mossad tarafından eğitilen ve finanse edilen MEK üyelerinin olduğunu söyleyen Hersh, iki üst düzey Obama Yönetimi yetkilisinin de bunu doğruladığını ifade etti.

Hersh, bir Pentagon yetkilisinin "Halkın Mücahitleri tam bir şakaydı, Nevada'daki eğitimin ardından şimdi İran içinde gerçek bir ağ var" sözlerini aktardı.

Halkın Mücahitleri kimlerdir?
Halkın Mücahitleri Örgütü, 1965 yılında bir grup üniversite öğrencisi tarafından “İslami ve Marksist” bir kitle hareketi olarak kuruldu. Örgüt, Şah’a, kapitalizme ve Batı emperyalizmine karşı silahlı mücadeleyi savunuyordu. Halkın Mücahitleri 1970’li yıllarda birçok Amerikan askeri ve sivil personeline karşı suikastlarda bulundu. 1979 yılında Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'nin işgalini aktif bir şekilde destekleyen grup, devrim sürecinde İran Komünist Partisi (TUDEH) ile birlikte Ayetullah Humeyni’ye destek vermiş, ancak daha sonra yeni şeriatçı rejimle ters düşmüştü. Baskılar nedeniyle yeraltına çekilen örgüt rejim kuvvetleriyle silahlı çatışmalara girdi.

Merkezini 1981 yılında Paris'e taşıyan örgüt, Tahran'daki dinci hükümete karşı silahlı mücadelesini sürdürdü. İran-Irak savaşı sırasında da İran karşıtı faaliyetlerine devam eden örgüt, yıllarca Irak’ı üs olarak kullandı. Zamanla Fransa’dan gördüğü desteği yitiren Halkın Mücahitleri örgütü, 1986 yılında Saddam Hüseyin’in desteğiyle merkezini Paris’ten Irak’a aktardı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iddiasına göre örgütün tüm askeri ve finansal desteği, 2003 Irak İşgali’ne kadar Saddam Hüseyin yönetimi tarafından sağlanmaktaydı.

1990’lı yıllarda İran Genelkurmayı’nda yer alan bir dizi “simge” ismin öldürülmesi eylemlerini gerçekleştiren örgütün kampları, Irak İşgali sırasında, Saddam Hüseyin'le işbirliği yaptıkları gerekçesiyle bombalanmıştı.

İlk Irak savaşı sırasında Amerikan ordusuyla Halkın Mücahitleri arasında gerginlik çıkmış ve örgüt militanlarına, silahlarını teslim etmemeleri halinde yok edilecekleri bildirilmişti. 2003 yılındaki ikinci işgal sırasında ise örgütün silahları alındı ve üyeleri Kuzey Irak’ta Eşref adlı kampa sevk edildi.

Halkın Mücahitleri’nin terör örgütü sayılmasına rağmen Amerikan ordusu tarafından korunması ve Irak’taki varlığı Tahran ve Bağdat hükümetleri arasında sürekli gerginlik konusu oluyor. İran, yıllardır ülkede çeşitli eylemler ve suikastlar yapan örgütün üyelerine af teklifinde bulunmuş ancak liderlerinin yargılanmak üzere İran’a iade edilmesini talep etmişti.

(soL - Dış Haberler)