Halep ve Şam’da kıtlık başladı

Şam ve Halep’te ekmek ve yakıt kıtlığı başladı. Muhaliflerin elektrik santrallerine ve işçilere yönelik saldırıları nedeniyle, bir zamanlar “uyumayan şehir” diye bilinen Halep karanlığa gömüldü. Açlıkla boğuşan kentteki depolardan çalınan buğdayın Türk tüccarlara satıldığı söyleniyor.

Suriye’nin büyük kentleri açlık ve kıtlıkla boğuşuyor. Halep’te muhaliflerin elektrik santrallerini bombalaması ve bakım işçilerini yönelik saldırıları nedeniyle elektrik kesintileri yaşanırken, Şam’da fırınların önünde binlerce insan kuyruk bekliyor. Batılı devletlerin Suriye’ye yönelik müdahalesinin faturası Suriye halkına yalnızca kan ve gözyaşı olarak değil, açlık, sefalet ve kıtlık olarak da çıkıyor.

En çok konuşulan konu yakıt kıtlığı
Lübnan’ın önemli gazetelerinden El Ahbar’dan Anas Zarzar’ın bildirdiğine göre, bugünlerde Suriye sokaklarında en çok tartışılan konu yakıt krizi. Isınmak ve yemek pişirmek amacıyla kullanılan fuel oil, petrol ve dizel yakıtın bulunamadığı, akaryakıtın karaborsada fahiş fiyatlarla satıldığı belirtiliyor.

Suriye’nin yetkili makamları yakıt krizinin temel sebebinin akaryakıt nakil hatlarını havaya uçuran silahlı gruplar olduğunu söylüyor. Kış nedeniyle insanların ısınmak için yakıt talebi de artınca, ortaya büyük bir kriz çıktığı kaydediliyor.

Akaryakıt krizi başka alanlarda da kıtlıkların ortaya çıkmasını beraberinde getirmiş. Suriye’nin büyük kentleri ekmek ve elektrik kıtlığıyla da boğuşuyor.

Halep’in buğdayı Türk tüccarlara satılmış
Şam sokaklarında kayda değer bir çatışma yok ama uzun ekmek kuyrukları var. El Ahbar muhabiri, binlerce insanın sabahın erken saatlerinden akşam karanlığına kadar fırınların önünde kuyruk beklediğini aktarıyor. Kuyrukta bekleyenlerden biri, “Savaş mahallemizdeki fırınların yıkılmasına sebep oldu. Bizim bölgemizden yüzlerce insan da ekmek almak için bu fırına geliyor” diyor.

Halep’te durum bundan da kötü… Ekmek hırsızlığının büyük bir hızla yayıldığı söyleniyor. Muhalifler Ramazan ayının başında “Halep’i kurtarma” iddiasıyla saldırılarını yoğunlaştırdığından beri kentteki ana buğday depolarının hepsi boşalmış. El Bab’lı bir vatandaş, depolardan büyük miktarda buğdayın çalınarak Türk tüccarlara satıldığını ileri sürüyor. Çalınan buğdayın bir kısmı daha sonra vatandaşların öfkesini dindirmek için muhalifler tarafından dağıtılmış.

Reuters, Kasım sonunda ÖSO mensuplarının yukarıdaki fotoğrafını yayımlamıştı. Resulayn'da çekilen fotoğrafta Ceylanpınar'dan getirilen buğday çuvalları bir kamyondan indiriliyor. Kim bilir, belki de bu buğdayları Halep'te kapatan tüccarlar, Resulayn'daki muhalif militanlara vermiştir. Zira yine daha önce Suriye kaynaklarının dile getirdiğine göre bu kirli ticareti Tevhid Sancağı adlı ÖSO çetesinin lideri Gaziantep'te bağlamış. ABD'nin "terör" listesine giremeyen gruplardan olan Tevhid Sancağı ile Türkiye yönetimi arasından su sızmadığı ise biliniyor.

Muhaliflerin bu tip eylemlerine karşı halkın öfkesi öylesine büyümüş ki, silahlı muhalefetin bazı destekçileri bile Facebook sayfalarından bu tür eylemlerin “devrime zarar verdiğini” ve “rejimin Halep’in gıda tedariğini kesme çabalarına katkıda bulunduğu”nu yazmış.

Son aylarda Halep ve İdlib’de pek çok un deposunun da soyulduğu belirtiliyor. Buna karşın hükümet ikmal hattını kapatmamakta ısrarcı davranıyor. Halep’te üst düzey bir belediye yetkilisi El Ahbar muhabirine hükümetin, ekmeğin temel gıda maddesi olduğu yerlerde halkın gıda güvenliğinin korunmasına yönelik bir kararname çıkarttığını ifade etmiş.

Devletin denetimi yitirmesi ise fırın sahiplerini sevindirmiş. Devlete ait bazı fırınların işletmecilerinin, sübvanse edilen fiyatlarla aldıkları unu üç katı fiyattan özel fırınlara sattıkları söyleniyor. Benzer uygulamalar mazot ve fuel oil için de geçerli…

Benzin kıtlığından otobüsler çalışmıyor
Şam ve Halep sokaklarında kalabalıklar yalnızca fırınların önünde birikmiyor. Otobüs ya da taksi bulmanın da artık neredeyse imkansız olduğu söyleniyor. Yakıt kıtlığı nedeniyle ulaşımın bir hayli zorlaştığı ve durumun artık katlanılamaz bir noktaya gelmesi nedeniyle başkentte otobüs ve taksi şoförlerinin greve gitmeye hazırlandıkları aktarılıyor.

El Ahbar’ın görüştüğü Şamlı bir otobüs şoförü olan Nezih Ebu Fahr, son 15 yıldır bu işi yapmaktaymış. Fakhr, “Greve gitmek zorunda kaldık. Devlete ait istasyonlarda bile benzin bulunmaması işimizi durma noktasına getirdi. Otobüslerimiz çalışmadan duraklarda benzin gelmesini bekliyor” diyor.

Devlete ait otobüsleri işletenlerden bazıları çareyi kara borsadan benzin ve mazot almakta bulmuş. Otobüs şoförü Fahr, “Bu meseleyi yetkililere ve Dr. Kadri Cemil’e [ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı] sordum: Kara borsadaki bu kadar mazot nerden geliyor? Mazotun fiyatının bir çırpıda yüzde 25 artırılmasından sonra gerçekleşen bu soygundan kim çıkar sağlıyor?” diye soruyor.

Toplu taşımacılıktaki bu sıkıntının ceremesini ise en fazla halk çekmekte. Şamlılar binecek otobüs bulamamanın yanı sıra, sürekli artan ulaşım bedelleriyle de karşı karşıyalar. Bir üniversite öğrencisi olan Nidal, yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlatıyor: “Artık edepli ve ahlaklı davranmak olanaksız. Bir yaşlıya ya da bir kadına yer verdiğinizde, saatlerce beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bazen şehir merkezine dönecek bir araç bulmak için saatlerce yürümek zorunda kalıyorum. Bu üç-beş saati bulabiliyor.”

Uyumayan şehir karanlığa gömüldü
Halep bir zamanlar “Suriye’nin uyumayan şehri” olarak biliniyordu. Muhalifler “Halep’i kurtarmaya” giriştikten sonra ise kent karanlığa gömüldü. Sebep: elektrik kesintileri…

Geçen haftadan beri karanlıkta yaşayan şehrin elektrik şirketinde çalışan bir görevli, El Ahbar’a bu durumun sebeplerini anlatıyor: “Bakım ekipleri, El Sefire elektrik santraline yakın bir noktada, Halep’e bağlanan nakil hatlarına yönelik terör saldırısının yol açtığı hasarı onarmaya çalışıyor. Santrale doğalgaz sağlayan hattın teröristler tarafından bombalanmasının 1050 megawatt elektrik kaybına yol açmasından sonra gerçekleşen bu saldırı, [kentin] ülke şebekesiyle bağlantısını kesti.”

Yetkili, “Halep kurtarılmaya” başlandığından bu yana elektrik şirketine bağlı çalışan 17 işçi ve mühendisin de öldürüldüğünü söylüyor.
Ülkenin en büyük elektrik santraline yönelik sabotaj gerçekleşeceği söylentileri ise jeneratörlerde kullanılmak üzere benzin talebini artırmış. Bir litre benzinin fiyatı 100 Suriye Lirasından (1,67 dolar) 190 Suriye Lirasına (3,16 dolar) çıkmış. Benzinin resmi olarak belirlenen fiyatı ise 1 dolar. Benzer şekilde mazot fiyatları da iki kattan fazla artış göstermiş. Yemek pişirmek ve ısınmak için kullanılan fuel oilin fiyatındaki artış ise 10 kat…

Halepliler yaşadıkları durumu Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki seferberliğe benzetiyorlar. Kıtlık, hastalık ve yol kesen haydutlar, o dönemde de kenti sarmış. Aralarında 100 yıla yakın zaman bulunan bu iki dönemi birbirine bağlayan düğüm ise, Batı’nın “halkı özgürleştireceği” iddiası.

(soL-Dış Haberler)