Fransa gösteriyor, muhalifler vuruyor

Suriye'ye yönelik kıskacın ayrıntıları giderek ortaya çıkıyor. Fransa ve İngiltere Lübnan'dan, Türkiye ise Hatay'dan Suriye'ye saldırıyor.

Fransa'nın Suriyeli muhaliflere askeri eğitim verdiği yönünde geçtiğimiz hafta yayınlanan haberlerin ardından, Fransız Le Figaro gazetesinin internet sitesinde çıkan bir haber de, Fransa'nın bölgede Suriyeli muhaliflere lojistik destek vermesinin yanı sıra Suriye ordu birliklerinin yerini uydudan tespit edip muhaliflere bildirdiğini açığa çıkardı.

AKP hükümetinin Suriye'nin bütünlüğüne yönelik saldırılardaki rolü ise son birkaç güne sığan gelişmelerle daha da iyi anlaşılır hale geldi.

Gelişmelerin bütününden varılan sonuç, NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in "Suriye'ye müdahale olmayacak" şeklindeki tüm açıklamalarına rağmen, Türkiye, Fransa ve İngiltere'nin başını çektiği bir NATO müdahalesinin, "sınırlı" olarak adlandırılsa da, çoktandır başladığı yönünde.

AKP hükümeti Suriye'ye savaş açtı
Yabancı basının "Özgür Suriye Ordusu" ile ilgili tüm haberlerini "yerinden" yaptığı Hatay'daki kampa girmesine izin verilen yerli basın kuruluşu Hürriyet Daily News'de geçtiğimiz gün yayımlanan bir haber, Hatay'ın Suriye'ye yönelik saldırganlığın merkez üssü haline geldiğini gösterdi.

Hürriyet Daily News'e, daha önce Türk Dışişleri Bakanlığı'nın izni olmadan görüşme yapılamadığı bilinen "Özgür Suriye Ordusu"nun başındaki Suriye Ordusu firarisi "Albay" Riyad el Esad'ın ve diğer yöneticilerinin, kampta Suriye Ulusal Konseyi yetkilileri ile yaptığı toplantıyı haber yapma olanağı verilmesi dikkat çekti.

Habere göre, Hatay'daki kampta, Fransa'da yaşayan Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Burhan Galyun, beraberindeki Konseyin önde gelen isimleri Ahmed Ramazan ve Abdülbaset Seida'nın da bulunduğu bir heyet eşliğinde, Riyad el Esad ile gizli bir toplantı yaptı. Adının açıklanmasını istemeyen bir Suriye Ulusal Konseyi yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Türkiye'de gerçekleştirilen görüşmede, "Suriye muhalefetinin siyasi kanadının lideri ile askeri kanadının lideri her konuda işbirliği ve koordinasyon kararı aldı". Haberde, görüşmenin Türk Dışişleri'nin bilgisi dahilinde gerçekleştiği vurgulanırken, bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin, "görüşmenin içeriğine ilişkin herhangi bir bilgi sahibi olunmadığı" yönündeki iddiasına yer verildi.

BM İnsan Hakarı Konseyi'nin 28 Kasım 2011 tarihinde uluslararası kamuoyuna duyurduğu tartışmalı Suriye raporunun hemen ardından, Dışişleri Bakanlığı'ndan Esad yönetiminin sert bir şekilde uyarıldığı bir resmi açıklama yapılması, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun AKP hükümetinin Suriye'ye yönelik oldukça sert yaptırım paketini basın toplantısı ile duyurması gibi gelişmelerin ardından yerli basının da Hatay kampındaki bu kritik toplantıya tanıklık etmek üzere sokulması, önemli gelişmelerdi.

AKP hükümeti birkaç gün önce bir başka gizli toplantının daha yapılmasına önayak olmuştu. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan ve Suriyeli muhaliflerle Libya'nın yeni yönetiminden temsilcilerin bir araya geldiği, Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de hazır olduğu toplantıda, Suriye'nin bütünlüğüne yönelik saldırgan planların masaya yatırıldığı anlaşıldı. Konu hakkında çıkan haberler göre, Libya yönetimi Suriyeli muhaliflere Suriye yönetimini devirmek üzere kullanmaları için para ve silah yardımı yapma, Libyalı "gönüllü savaşçı" gönderme sözü verdi.

İngiliz basınında çıkan gizli toplantı haberinin üzerinden beş gün geçti ve 600 Libyalı askerin, "Beşar Esad yönetimine karşı Suriyeli militanları desteklemek üzere", Türkiye üzerinden geçerek Suriye topraklarına ulaştığı bilgisi geldi. Mısırlı Al Ray Al Arabi isimli internet haber sitesinin duyurduğu gelişme, Türkiye'nin, Suriye'ye karşı Birleşmiş Milletler'in onayı olmadan girişilemeyecek olan tam boyutlu bir askeri saldırının alternatifi olarak geliştirilen bir plan dahilinde, Libya'nın paralı askerlerinin topraklarından geçişine izin vermesi olarak yorumlandı.

NATO'nun Suriye'ye müdahalesi başladı bile...
Le Figaro'nun, geçtiğimiz hafta Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta temaslarda bulunan muhabiri Georges Malbrunot'nun yazdığı 28 Kasım 2011 tarihli söz konusu haberi, Fransa'nın Suriyeli muhaliflere destek verdiği yönündeki iddialara yeni boyutlar ekledi.

Malbrunot, güvenilir bir Fransız haber kaynağının, o sıra "yayımlanmamak koşulu" ile, yaklaşık olarak bir ay önce verdiği bir bilgiyi paylaştı. Malbrunot'nun Ortadoğu konusunda oldukça deneyimli olarak nitelediği haber kaynağına göre, Fransa, silahlı Suriyeli muhaliflere Beşar yönetiminin güvenlik güçlerine karşı düzenledikleri saldırıların tam hedefini bulmasına yardımcı olmak üzere, kızılötesi ışınların kullanıldığı iletişim sistemlerinden elde edilen görüntüleri veriyordu.

Habere göre, Suriye ordusu mevzilerine ilişkin uydudan elde edilen istihbarat da Suriyeli silahlı muhaliflere veriliyor.

Le Figaro muhabiri Malbrunot'nun bir diğer haber kaynağı olan Beyrut'taki bir Fransız askeri ise, Fransa'nın Suriyeli muhaliflere yardımı konusunu teyit ediyor, ayrıca, faaliyetlerini Lübnan'da sürdüren silah kaçakçılığı şebekesinin, Suriyeli muhaliflere silah sağlamak için oldukça elverişli bir biçimde kullanılabildiğini söylüyordu. Fransa'nın, Suriye'nin Türkiye ve Lübnan sınırları boyunca oluşturulmasını önerdiği "insani yardım koridorları"nın aslında ne anlama geldiği de, bu bilgiyle birlikte ortaya çıkıyor.

Malbrunot, görüşme yaptığı Türkiye'nin Lübnan Büyükelçisi'nin, Türkiye'nin tampon bölge oluşturması konusunda konuşurken oldukça temkinli davrandığını belirtirken, Beyrut'taki bir Fransız diplomatın, Türkiye'nin tampon bölge oluşturma konusundaki isteksizliğine ve Suriye'ye tek taraflı yaptırım uygulama konusunda geciktiğine yönelik eleştirisine de yer verdi. İngiltere'nin de, Türkiye'nin elini ağırdan alması konusunda Fransa ile benzer endişelere sahip olduğunu vurguluyor.

Fransa'nın Suriyeli muhaliflere destek verdiği iddiası daha önce de, Fransa'da yayımlanan muhalif siyasi mizah dergisi Le Canard Enchainé'de yayınlanmıştı. Derginin 23 Kasım tarihli sayısında çıkan "Paris, Londra ve Ankara Suriye'ye 'sınırlı müdahale'ye hazırlanıyor" başlıklı haberinde, Fransız dış istihbarat servisi DGSE'nin ajanları ve Özel Operasyonlar Komutanlığı'na (COS) bağlı kuvvetlerin Türkiye ve Lübnan'da bulundukları, amaçlarının, "Suriye ordusu firarilerinden oluşan ve Türkiye ile Kuzey Lübnan'da Beşar karşıtı eylemler için güç biriktiren silahlı gruplara eğitim vererek bir düzene sokmak ve ilk şehir gerillası birliklerini oluşturmak" olduğu belirtilmişti.

Bu gelişmenin, Fransa, İngiltere ve Türkiye'nin katıldığı "NATO tarafından hazırlanan sınırlı bir müdahale" olarak yorumlandığı dergi haberinde, üst düzey bir askeri istihbarat görevlisinin, "Suriyeli muhaliflere yönelik yardımın, Libya'da yaşananları tekrar etmek anlamına gelmediği" iddiasına ve Suriyeli muhaliflerle ilk teması Fransa ve İngiltere'nin kurduğu, amacın sınırlardan silah geçişini sağlamak ve bu kurulan birliklere destek vermek olduğu yönündeki açıklamasına yer verilmişti.

Le Canard Enchainé'ye açıklama yapan Fransa Dışişleri Bakanlığı yetkilisi bir kaynağa göre ise, Türkiye, NATO'nun "sınırlı müdahalesi" için bir üs olarak kullanılıyor. Derginin, sivil ve silahlı muhalif gruplara sağlanan destek, Suriye'nin sınırlarından içeriye silah sevkiyatı, NATO kanalıyla Washington ile temaslarda bulunulması ve BM Genel Kurulu'na bir yaptırım planı sunulması gibi tüm gelişmelere ilişkin yorumu ise, NATO'nun Suriye'ye "sınırlı müdahale"sine ilişkin adımların, İngiltere, Fransa ve Türkiye arasında yürütülmekte olan görüşmelerde biçimlendirildiği yönünde...

CIA ve Alman istihbaratı Türkiye ve Ürdün'de konuşlandı
Fransa'nın bir başka haftalık haber dergisi Le Point'nın internet sitesinde 29 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan bir haberde ise, ismi açıklanmayan bir istihbarat görevlisinin açıklamalarına dayanılarak, Amerikan istihbarat örgütü CIA ile Alman istihbarat örgütü BND ajanlarının da Türkiye ile Ürdün'de konuşlandıkları ve Suriye'ye karşı muhalefetin en önemli odağı haline gelmiş "Özgür Suriye Ordusu"nu güçlendirmek için çalışmalarını sürdürdükleri bilgisi verildi.

(soL-Dış Haberler)