Bugünkü yazısında Türkiye'nin Suriye politikalarını değerlendiren Financial Times gazetesi yazarı David Gardner, uzunca bir süredir Esad'a karşı isyanların örgütlenme merkezi olan Türkiye'nin, Kuzey Suriye'deki Kürt bölgelerinde yaşanan gelişmelerden sonra bir ikilemle karşı karşıya kaldığını belirtiyor.
Suriye politikası ile ilgili olarak, Türkiye'nin çiğneyebileceğinden fazlasını ısırmış olabileceğini söyleyen Gardner, Esad sonrası dönemin muhtemel sonuçlarından birinin Türkiye'nin hemen güneyinde olaşabilecek bir Kürt varlığı olduğunu belirtiyor.
“Türkiye bölgedeki gelişmelerden rahatsız”
Esad güçlerinin kuzeydeki Kürt bölgelerinden çekilmesiyle birlikte, Suriyeli Kürtlerin buradaki otorite boşluğunu doldurduğunu söyleyen Gardner, PKK’nin müttefiki PYD’nin diğer Kürt gruplara göre bu bölgelerde daha etkin olduğuna dikkat çekiyor.
Gardner yazısında, PKK’nin müttefiki PYD’nin Kuzey Suriye’de etkin bir konuma gelmesinin, Ankara’nın algısında Kürt bölgelerinin konfederasyonu ihtimalini gündeme getirdiğini belirtirken, “Bu, Türk devletine, çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu ülkenin güneydoğusundan parçalar kopartabilecek bir Kürt devletinin kuruluş aşaması olarak görünüyor" dedi.
“Esad, PKK ile yakın ilişki kuruyor”
Esad’ın, Suriye’de yaşayan Kürtlerin bir kısmına vatandaşlık vermesinin arkasında yatan sebebin, Kürtlerin Esad karşıtı güçlere katılmasını önlemek amaçlı olduğunu söyleyen yazar, bazı Türk yetkililerin Esad'ın Kürt bölgelerindeki güçlerini, PYD'yle koordineli bir şekilde çektiğine inandığını belirtiyor.
Esad ile PKK’nin bir yakınlaşma içinde olduğuna “dikkat çeken” Gardner, böylelikle Türkiye basınında da Suriye’ye dönük müdahaleleri meşrulaştırmak için sıkça ortaya atılan Esad-PKK işbirliği iddialarına destek veriyor.
Türkiye Barzani ilişkisi
David Gardner, Tayyip Erdoğan ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi Mesut Barzani’nin arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekerken, bu ilişkinin selametini “…kurnaz Barzani'nin büyük Kürdistan arzusu konusundaki algısı ve Türkiye'nin bundan duyduğu neredeyse patolojik derecedeki korku belirleyecek” diyor.
Gardner şöyle devam ediyor: “Suriye'ye, İran'a ve Türkiye'ye yayılmış Kürtler Osmanlı İmparatorluğu sonrası dönemin en büyük kaybedenleri oldu. Avrupalı sömürgecilerin, Suriye ve Irak'ta ayrıcalıklı azınlıkları öne çıkarmak için çizdiği keyfi sınırlar değişecekse eğer, Türkiye Kürtler'in bu tarihi fırsatı sonunda bir devlete sahip olmak için kullanacağına net bir şekilde emin olacak.''
Erdoğan’ın sınav zamanı geldi
Şu ana kadar “Arap Baharının” Erdoğan için iyi geçtiğine değinen yazar, Türkiye’nin bundan sonra atması gereken adımlar için ise şunları söylüyor: "Suriye sınırının ötesine saldırmanın cazibesi büyük olacak. Ama Erdoğan'ın vereceği yerinde tepki, yeni anayasada Türkiye Kürtleri'nin kültürel özgürlük ve bir tür otonomi isteklerini karşılamak olur. Erdoğan'ın yeni İslamcı hükümeti Kürtler'in şikâyetleri konusunda en ileri adımları atan hükümetti. Ama bu kadarı artık yeterli değil. Arap Baharı Erdoğan için iyi geçiyordu. Şimdi bunu hak edip, etmediğini gösterecek sınav zamanı geldi."