'Ermeni soykırımı yasası' tartışması: Sizlere kim inanır?

Fransa'da 'Ermeni soykırımını inkâr yasası'nın kabulü gündemde. Taraflar, şiddetli bir tartışma başlattı. Oysa kimsenin gerçekte halkların acılarıyla ilgilendiği yok. Bu sene "düşünce özgürlüğü" temasını argüman olarak seçen AKP'ye, birileri 2006'daki "Cezayir soykırımını inkâr yasası" taktiğini hatırlatmalı...

Fransa parlamentosu, 'Ermeni soykırımını inkâr yasası' tasarısını kabul etti. Tasarının kabul edilmesiyle birlikte, konuyla ilgili yoğun bir tartışma başladı. Ancak hem tartışmanın taraflarına, hem de tartışmanın içeriğine bakılınca meselenin halkların acıları değil, başka siyasi hesaplardan kaynaklandığı görülüyor.

Yasa ne getiriyor?
Yasa tasarısına göre "Ermeni soykırımını inkâr etmek" suç sayılacak ve bu yasayı ihlal edenler 1 yıla kadar hapis ve 45 bin avroya kadar para cezasına çarptırılabilecek. Fransa 2001'de kabul edilen bir yasayla "Ermeni Soykırımını" resmen tanımıştı.

Fransa Ulusal Meclisi'nde kabul edilen yasa tasarısı, onaylanmak üzere üst meclis olan Senato'ya gönderilecek. Yasa tasarısı, Senato'dan aynen geçmesi halinde Ulusal Meclis'te bir kez daha oylanacak. Daha sonra nihai onay için Fransa Cumhurbaşkanı'na sunulacak.

Fransa niye şimdi kabul etti?
Fransa'da tasarının kabul edilmesi, beklenen bir gelişme değildi. Ermeni örgütlerinin Koordinasyon Kurulu Ulusal Sekreteri ve Sosyalist Parti üyesi Pascal Chamassian, 10 yıldır bu yasa için mücadele verdiğini belirterek, "Bu yasanın bu dönemde meclis gündemine gelmesi benim için büyük sürpriz oldu" dedi.

Sarkozy'nin tasarıyı geçirmesi, giderek popülaritesinin azaldığı şu dönemde, birkaç ay sonra yapılacak seçimlerde oy kazanmaya yönelik bir hamle olarak görülüyor.

Davutoğlu: Biz de sizin kirli geçmişinizi anlatırız
Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada "Ümit ederiz Fransa'da da entelektüellerden oluşan bir reform izleme gurubu kurulur, Fransız hükümetine bu çağdışı yasanın bırakın 21. yüzyıla, 18. yüzyıl Fransız aydınlanmasına bile uygun düşmediğini hatırlatır. Fransa yeni dogmalar inşa edecekse bunu başka alanlarda arasın" dedi.

Tarihle yüzleşmeye hazır olduklarını belirten Davutoğlu, "Ama eğer bu yüzleşme imkanı verilmez ve bir dogma oluşturulursa gittiğimiz her ülkede Fransız koloniciliği, sömürgeciliği üzerine konuşmaya başlarız. Bütün Afrika'da. Bunun da bilinmesi lazım. Tarih açılacaksa maalesef sonuçları hiçbir açıdan doğru olmaz" diye konuştu.

Davutoğlu'nun bu sözleri, kapitalizmin kirli geçmişinin herkesçe bilinmesine rağmen, yalnızca rakiplere karşı siyasi bir saldırı silahı olarak kullanıldığı, bunun dışında asla gündeme getirilmediğini bir kez daha hatırlatıyor.

TSK birdenbire NATO müttefikini unuttu
Davutoğlu'nun birdenbire "sömürgeci geçmişi" hatırlayacağını belirttiği açıklamasının bir benzeri de ordudan geldi. Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün yapılan açıklamada "Fransa'ya ait C-160 tipi bir askeri nakliye uçağı, Datça Yarımadası güneybatısında hava sahamızı 3 dakika süre ile ihlal etmiştir. Olay Dışişleri Bakanlığına bildirilmiştir" denildi.

Oysa sıkı bir NATO müttefiki olan Fransa'nın uçaklarının ihlalleri, şimdiye kadar hiçbir zaman ihlal olarak değerlendirilmiyor, kimseye bildirilmiyordu.

Sermaye de birden "düşünce özgürlüğü savaşçısı" kesildi
Yasa teklifinin Fransa Meclisi genel kurulundaki oylamasından önce teklifin genel kurula gelmesini engellemek için Paris'te çalışmalar yapan TBMM, TOBB ve TÜSİAD heyetleri de Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu'nda basın toplantısı düzenledi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, burada Fransız düşünür Voltaire'in bilindik sözüne atıfta bulunarak, "(Düşüncelerinize karşıyım ancak düşüncelerinizi savunmak için ölmeye hazırım) diyen bir düşünür Voltaire'in Fransasında bu tür bir yasa teklifinin gündeme gelmesini hayretle karşılıyoruz" dedi.

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner de düşünce özgürlüğünden dem vurdu. Boyner yasa teklifinin, AB'nin en önem verdiği konu olan ifade ve düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu belirterek, tarihi, tarihçilerin yazması gerektiğine inandığını, parlamentoların tarih yazamayacağını söyledi.

Sermaye kuruluşlarının, dünyada en çok gazeteciyi hapiste tutan Türkiye'deki düşünce özgürlüğü kısıtlarını pek önemsemedikleri, Türkiye kamuoyunca biliniyor.

Emperyalizmin sorumluluğu ne olacak?
Birinci Dünya Savaşı yıllarında başta Ermeniler olmak üzere Anadolu halklarının yaşadığı acının, "tarihle yüzleşme" edebiyatı yapanlar tarafından pek de umursanmadığının en büyük göstergelerinden biri, olaylarda Almanya, İngiltere ve Fransa'nın rolüne hiç değinilmemesi. Türkiye, sık sık "tarihle yüzleşmeye hazırız" diyerek Ermenistan'ı devlet arşivlerini açmaya çağırıyor. Oysa tarihle yüzleşmek için, Ermenistan arşivlerine dahi gerek yok. Türkiye'de bulunan arşivler, katliamı ve bunun arkasındaki güçleri zaten ortaya koymaya yeterli. Fakat mesele halkların acıları değil devletlerin itekleşmesi olduğu için ne gerçekler sahiden su yüzüne çıkartılıyor, ne de başka dengeler gözetilen emperyalist devletlerin rolü gündeme getiriliyor.

'Cezayir soykırımı' olayı hatırlanıyor mu?
AKP'nin düşünce özgürlüğünü savunmasındaki ikiyüzlülüğü anlamak için ise, biraz hafızaları tazelemek iyi olabilir. Ekim 2006 yine Fransa, 'Ermeni Soykırımı' yasasını görüştüğü dönemlerde, "Cezayir soykırımının inkarını suç sayan" üç ayrı yasa teklifinin TBMM'ye verildiği ve ilgili komisyona havale edildiği açıklanmıştı. Tekliflerin biri AKP'li, biri ANAP'lı, biri ise bağımsız bir milletvekili tarafından verilmişti. Teklifler, Fransa'daki yasa tasarısının geçip geçmeyeceği belli olana kadar cepte tutulmuş, pazarlık unsuru olarak kullanılmıştı.

Bu olay sadece düşünce özgürlüğü açısından değil, tarihsel gerçekler açısından da büyük bir ikiyüzlülüktü. Zira Türkiye, Cezayir'in 1954-1962 yılları arasında Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği ulusal kurtuluş savaşı sırasında Fransa'ya destek vermişti. Cezayir'deki kurtuluş mücadelesini katliamlar yaparak bastırmaya çalışan Fransa'ya Türkiye'nin silah taşıdığına ilişkin veriler yıllar sonra ortaya çıkmış, eski pilot Hüseyin Avni Güler, kendilerine verilen görevlere ilişkin yaptığı açıklamalarda, Türkiye'nin Cezayir'e silah sevkiyatını gündeme getirmişti.

(soL - Haber Merkezi)