soL (HABER MERKEZİ) Başbakan Tayyip Erdoğan ile İsrail basını arasında başlayan tartışma, yeni boyutlar kazanarak sürüyor. Son olarak, Erdoğan, İsrail basınını iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verebilecek provokasyonlardan uzak durması konusunda uyardı.

'Ayak oyunu yapmayın'
AKP'nin belediye başkan adaylarının tanıtıldığı toplantıda konuşan Erdoğan, "Yalan yanlış haberlerle, kasıtlı yönlendirmelerle, hakaret içeren yaklaşımlarla lobilerin, medyanın ayak oyunlarıyla Türkiye'nin karşısına dikilmeyin" dedi.

İsrail'deki seçim kampanyasında kullanılan savaş yanlısı söylemlere de değinen Erdoğan, "Bu söylenenlerin, Gazze'de yaşananların, nasıl bir seçim yatırımı olduğunu şimdi gayet iyi anlıyorum. Bizim eleştirilerimizde sertlik bulanları aynaya dönüp bakmaya davet ediyorum" diye konuştu.

İsrail basınında her gün farklı bir yazı
Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki çıkışının ardından İsrail basınında hemen her gün bir Erdoğan veya AKP analizi yer alıyor. İsrail basını Erdoğan'ın İslamcı olduğunu ve laik muhalefeti "Ergenekon davası" ile tasfiye ettiğini yazarken, Erdoğan'ı "iki yüzlülükle" suçluyor.

İsrail basını "sert eleştirileri"nin yanı sıra hükümetin kurduğu ilişkilerden çok, vatandaşların Türkiye'ye gitmemesi çağrılarıyla yetiniyor. Ayrıca, birçok yorum iki ülke arasındaki ilişkilerin Erdoğan döneminde de bozulmayacağı yönünde. "Ermeni katliamı", "Kürt köylerinin yıkılması" gibi başlıklara da değinen gazeteler, Türkiye'ye ABD'deki Musevi lobisine "muhtaç" olduğunu hatırlatıyor.

Haaretz kirli çamaşırları hatırlattı
"Erdoğan'ın ikiyüzlülüğü, İsrail-Türkiye bağlarına zarar vermez" başlıklı analizde, Türkiye'nin politikasının bir "çelişkiler yumağı" olduğunu yazan Haaretz gazetesinde, Türkiye'nin 1990'lı yıllarda 3 bin 500 Kürt köyünü yıktığı da iddia edildi. Türkiye'nin Kuzey Irak'a yönelik sınır ötesi saldırıları ile İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonunun farklı olmadığını belirten gazete, "İsrail, Ermeni katliamı konusunda olduğu gibi, Kürt köyleri yok edildiğinde de sessiz kaldı. Türkiye ile oluşturulan ilişki daha önemliydi" dedi. Zvi Bar'el imzalı yazıda, Türkiye'nin NATO üyesi olduğu halde ABD'ye Irak'ın işgalinde yardım etmediği de belirtildi.

Yazıda, Erdoğan'ın İsrail politikasının ve dinci yöneliminin paralellik arzettiği, AKP'li bakanların İsrail'i sık sık ziyaret ettiği ve Suriye'ye silah taşıyan İran uçaklarını engellediği dile getirildi.

Jerusalem Post: Erdoğan İslamcı olduğu için yapıyor
Jerusalem Post gazetesi ise Davos analizinde Gil Feiler ve Edo Harel imzalı genişçe bir yazıya yer verdi. Erdoğan'ın "İslamcı kimliği" üzerinde duran gazete, İsrail'e yönelik çıkışlarının politik mantığının da bu kimlik olduğunu ifade etti.

Jerusalem Post'ta "Erdoğan'ın İsrail'e yönelik siyasi saldırısının mantığı" başlığıyla yayınlanan yazıda, AKP'nin liberalizm ve demokrasiyi genişletmek adı altında "laik devlet yapısını" tasfiye ettiği görüşüne yer verildi. AKP'nin "dini bir ajandası olmadığını" iddia ettiği hatırlatıldı.

Son yıllarda Erdoğan'ın asker ve yargıya karşı elini güçlendirdiği, laik orta sınıfların İsrail'le iyi ilişkilerden yana olduğu belirtildi.

Yedioth Ahronoth: Türkiye'ye gitmeyin
Yedioth Ahronoth gazetesi, Erdoğan'ın Davos çıkışından sonra, düzenli olarak Yahudilerin Türkiye'de baskı altında olduklarını yazdı. İsim vermeden, Türkiyeli bir Musevi kadının mektubunu yayınladı. Türkiye'de her yerde Filistin bayrakları olduğu, her köşede "kahrolsun İsrail" sloganlarının atıldığı belirtilen mektupta, "baskı altındayız, evden çıkamıyoruz" ifadesi yer aldı. Gazete aynı mektuptan "Yahudi olarak tanımlanmaktan korkuyoruz" cümlesini aktardı.

Ahronoth gazetesinde yer alan başka bir yazıda da, Türkiye'ye turizm boykotu uygulanması istendi. "Nerede bizim itibarımız?" başlıklı köşe yazısında, Türkiye'de Gazze için Arap ülkelerindekinden daha çok protesto gösterisi düzenlendiği, yüzlerce kez İsrail bayrağının yakıldığı ve "anti-semitizm bayrağının sallandığı" dile getirildi. Gazete, Erdoğan'ı havaalanında bekleyen binlerce kişinin "İsrail'e ölüm" diye bağırdığını, Ankara'daki basketbol maçında İsrailli oyuncuların ölüm korkusu yaşadığını yazdı.

Ahronoth, İsrailliler için Türkiye'nin bir turizm cenneti olduğunu, ancak vatandaşların bu ülkeye gitmemesini istedi. Ahronoth "eğer bu koşullar altında sadakat sınavımızı veremezsek, bir daha başaramayız" ifadesine yer verdi.