El Kaide’yle birlikte saldıracaklar

ABD halkının yüzde 60’ı olası bir saldırıyı desteklemiyor. Kimyasal silah kullanıldığı iddiası, saldırıyı meşrulaştırmak için ortaya atıldı. İddianın araştırılmasını bile bekleyemeyen Batı, şimdi de el altından “El Kaide de vurulacak” yalanını yayıyor.

(soL - Dış Haberler) ABD öncülüğünde Suriye’ye saldırması beklenen savaş ittifakının üzerinde çok durulmayan bir bileşeni de El Kaide.

Batı basınında ABD ve yandaşlarının Suriye’ye yapacağı saldırının El Kaide’ye bağlı gruplarda endişe yarattığı yönünde iddialar yer alsa da, Suriye’yi yakından izleyen kaynaklar İslamcı teröristlerin Batı’nın hava saldırısını sabırsızlıkla beklediğini kaydediyor.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times, cihatçı grupların ABD’nin yapacağı hava saldırılarından etkilenmemek üzere hazırlık yaptıklarını iddia ettiği haberinde, bir Nusra Cephesi üyesinin sosyal paylaşım sitesi Facebook’tan, “Nusra Cephesi’nin bütün savaşçıları, lütfen konumunuzu sürekli değiştirin ve internet üzerinden hiçbir paylaşımdan bulunmayın. Bu, Amerika ve onun kuyruğuna takılanların bizim mevzilerimizi vurmak için hazırladığı bir komplo” diye yazdığını duyurdu.

El Kaide ve bağlı grupların propagandasını yapan Ensar el Mucahidin adlı forum sayfasında da ABD saldırılarının Suriye yönetimine ait hedeflerle sınırlı kalmayabileceği, özellikle Nusra Cephesi ile Irak ve Levant İslam Devleti’nin kamplarının da vurulabileceğini iddia etti. Cihatçı gruplar, “önde gelen İslamcı tugayların” ve “şeriat mahkemelerinin” hedef alınabileceğini öne sürdü.

ABD ve ortaklarının meşruiyet kaygısı
Muhalif grupların siyasi çatı örgütü Suriye Ulusal Koalisyonu’nun Katar’daki sözcüsü Nizar el Hiraki de, hem ABD’ye “neden daha önce saldırmadınız” diye sordu hem de müdahalenin muhalifleri de hedef alabileceğinden endişe ettiklerini söyledi.

ABD basınında El Kaide hedeflerinin de vurulabileceği iddialarının gündeme getirilmesi, Suriye’ye yapılacak saldırının hiçbir meşru temelinin olmamasıyla ilişkili. Reuters ve Ipsos’un yaptığı bir anket, ABD halkının yüzde 60’ının Suriye’ye yapılacak askeri bir müdahaleye karşı olduğunu ortaya koydu. Obama’nın harekete geçmesi gerektiğini düşünenleri oranı ise yüzde 9’da kaldı.

Sivillere yönelik kimyasal saldırı iddiaları ve internette yayılan ölü çocuk görüntüleri üzerinden yapılan kara propaganda, askeri müdaheleye meşruiyet sağlama çabasının ana aracı. Saldırının “gizli hedefi”nin El Kaide olabileceği iddiası da aynı çerçevede değerlendiriliyor. Zira bu tip bir yanıltıcı propaganda hem ABD’nin hem de cihatçı teröristlerin işine geliyor.

Hesaplaşmanın 
yolu aslında belli
Oysa ABD ve yandaşlarının Suriye’deki cihatçı gruplarla gerçek bir hesaplaşmaya girme kararı almaları halinde, ellerinde çok daha maliyetsiz ve basit araçlar bulunduğu biliniyor. Kendilerini muhalif olarak adlandıran gruplara yapılan silah ve para yardımlarının kesilmesi, cihatçı grupların Türkiye’den Suriye’ye sızmasının engellenmesi ve komşu ülkelerdeki kampların hedef alınması, El Kaide bağlantılı grupların bütünüyle etkisiz hale getirilmesi için yeterli.

Ancak Batı bunu göze alabilecek durumda değil. Zira bir kısmı ABD ve BM tarafından teörist ilan edilen İslamcı çeteler, aynı zamanda savaş kabiliyeti en yüksek gruplar.

Cihatçıların saldırı planları hazır
Öte yandan dün bir başka El Kaide uzantısı olan Irak ve Levant İslam Devleti, bir açıklama yaparak, Doğu Guta’da yapıldığı öne sürülen kimyasal saldırının intikamını alacağını ilan etti. Yedi cihatçı grubun daha imzaladığı açıklamada kimyasal saldırının yapıldığı Doğu Guta’da faal olan İslamcı örgütlerin, Suriye yönetimine karşı “İntikam Volkanı” adlı bir saldırı başlatacakları belirtiliyor. Saldırıda Şam’da bulunan güvenlik kurumları, altyapı tesisleri ve eğitim kurumlarının hedef alınacağı açıklanıyor.

Doğu Guta’da faal olan cihatçı gruplardan bazılarının elinde, sarin de dahil, çeşitli kimyasal silahların bulunduğu daha önce açığa çıkmıştı.

Açıklamayı imzalayan diğer gruplar arasında Ahrar el Şam, Muhacirler Ordusu gibi El Kaide’yle bağlantılı çetelerin yanı sıra, kendisini Özgür Suriye Ordusu diye adlandıran Batı destekli çatı örgütüne üye olan El Habib el Mustafa Tugayları ve El Furkan Tugayı da bulunuyor.

Önceki gün İstanbul’da Batı destekli muhaliflerin siyasi kanadı olan Suriye Ulusal Koalisyonu ile görüşen ABD’li yetkililerin, muhaliflerden Suriye’de vurulmasını istedikleri hedeflerin listesini aldığı açığa çıkmıştı.

Başka bir ifadeyle, bir yandan ABD ve yandaşlarına hedef gösteren çeteler, diğer yandan da cihatçı gruplarla birlikte hava saldırısı başladığında nereleri vuracaklarını planlıyor.

BM ‘durun bekleyin’ diyor
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban ki-Mun, Şam’da kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığı konusunda araştırma yürüten heyetin bunları sonuçlandırması için 4 güne ihtiyaç duyacağını söyledi.

“Bırakın 4 gün içinde işlerini sonuçlandırsınlar, sonra da bilimsel uzmanlarla birlikte bunları inceleyelim ve her türlü eylem için Güvenlik Konseyi’ne rapor sunalım.”

BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi de herhangi bir müdahale için BM Güvenlik Konseyi’nin kararı olması gerektiğini söyledi.

İbrahimi, ABD’nin bir müdahale kararı alıp almadığını bilmediğini fakat görüştüğü ABD’li ve Rus yetkililerin, uzlaşma konulu Cenevre-2 konferansının yapılması konusunda istekli olduklarını söyledi.

İbrahimi, kimyasal silah saldırısı iddiasıyla ilgili olarak BM müfettişlerinin olay yerinde çalışma yürüttüklerine ve bunu bekleyeceklerine dikkat çekti. BM temsilcisi, “Esad yaptı” diyen ABD ve İngiltere’nin kendilerine herhangi bir kanıt sunmadığını ifade etti.

Kimyasal tehdit Batı’dan geliyor
ABD'nin başını çektiği koalisyon Suriye'ye kimyasal silah kullandığı iddiasıyla saldıracak. Kısa süreli hava saldırısı olacağı iddia edilen operasyonun askeri hedefleri arasında Suriye'nin kimyasal silah üretim tesisleri ve depolarının da olacağı söyleniyor.

Suriye elinde kimyasal silah bulunduğunu resmen kabul etmiş değil. Ancak ülkenin yıllar önce, İsrail saldırıları karşısında caydırıcı olması için kimyasal silah geliştirme programı başlattığı biliniyor.

Suriye'yi kimyasal silahları kullanmakla suçlayan ABD ve ortaklarının yapacağı saldırı ise büyük bir riski gündeme getirdi. Bazı uzmanlar kimyasal silah depolarının vurulmasının, tesislerin çevresindeki sivil nüfus üzerinde ciddi bir tehdit oluşturacağını söylüyor. Bu silahların birçoğu gaz formunda ya da kolayca buharlaşabilme özelliğine sahip. Genel olarak fırlatıldıkları roket içerisinde reaksiyona girdiği bilinen silahların, füzeyle vurulmasının çevreye ve insanlara ne gibi etkileri olacağını kestirmek oldukça güç. Silahların bulunduğu depoların füzelerle vurulması, bu gazların havaya karışmasına ve çok geniş bir alanda ölümlere neden olabilir.

Bu konuda 1991'de Irak'a yönelik ilk ABD saldırısında olumsuz örnekler yaşandı. ABD ordusunun Irak'ın Samarra kenti yakınlarında bulunan Muthanna kimyasal silah üretim tesislerini vurmasının etkisi 2003'teki Irak işgaline kadar devam etmişti.

'Avrupa'yı da vururlar'
Diğer yandan Suriye'deki İslamcı militanların elinde kimyasal silahlar bulunduğu ve ABD saldırısını bu silahları kullanmak konusunda yeni bir fırsat olarak görebilecekleri de söylenebilir. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat, ABD, İngiltere ve Fransa'nın bu grupların ülkesinde kimyasal silah kullanmasına yardım ettiğini ve bu konuda BM heyetine kanıt sunduklarını söyledi. Mikdat sözlerini, “Bu silahlar bazı gruplar tarafından yakında Avrupa halklarına karşı da kullanılabilir” diye sürdürdü.