El Kaide'nin El Nusra açıklaması ne anlama geliyor?

El Kaide'nin Irak kolu Suriye'de yönetime karşı savaşan El Nusra Cephesi'nin dün kendilerine bağlı olduğunu “resmi” olarak açıkladı. Ancak ABD'nin “aşk-nefret” ilişkisi yaşadığı El Kaide'den gelen ve zaten uzun zamandır bilinen bu açıklama Suriye'ye dönük yeni bir provokasyonun habercisi mi sorusunu sordurdu.

El Kaide’nin Irak'taki kolu İslam Devleti isimli örgüt, dün yaptığı bir açıklamada uzun zamandır bilinen bir gerçeği doğrulayarak Suriye'de birçok katliamdan sorumlu El Nusra Cephesi'nin kendilerine bağlı olduğunu açıkladı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Nusra Cephesi bizim bir şubemizden ibarettir. Başındaki Ebu Muhammed El Cevlani bizim askerlerimizdendir. Onu ve diğer savaşçıları biz seçip Irak'tan Suriye'ye yolladık. Planları yaptık, personel ve para sağlıyoruz."

El Nusra Cephesi'nden bir ses kaydıyla bugün yapılan açıklamada ise örgütün resmi olarak El Kaide lideri Ayman El Zevhari'ye olan “bağlılığı” dile getirildi.
Nusra'nın lideri Ebu Muhammed Golani tarafından yapılan açıklamada, “Nusra Cephesi'nin evlatları, Cihadın şeyhi Ayman El Zevhari'ye verdiği bağlılık yeminini yineler, sadakatini deklare eder” dendi.

Ancak, El Nusra Cephesi'nin El Kaide ile bağlantılı olduğu uzun zamandır bilinse de, örgütten yapılan bu resmi açıklamanın, ABD ve Batılı güçler tarafından Suriye'ye askeri müdahalede bulunulmasında uluslararası toplum nezdinde “meşruiyet” aracı olarak kullanılacağını tahmin etmek zor değil.

ABD ve İsrail gibi emperyalist güçler, Suriye’deki silahlı İslamcı grupların güçlenmesinden ve kimyasal silahları ele geçirmesinden endişe ettikleri propagandasını uzun bir süredir yapıyor ve Suriye yönetimini dış müdahalede bulunmakla tehdit ediyordu.

Öte yandan, Suriye'de birçok katliamdan sorumlu Nusra Cephesi geçtiğimiz Kasım ayında Obama yönetimi tarafından terör örgütleri listesine alınmıştı. ABD böylece, Nusra'yı “günah keçisi” ilan ederek bir taraftan Suriye'deki diğer katliamcı çeteleri “meşrulaştırılırken”, bir taraftan da “terörizmle mücadele” ya da “önleyici savaş” adı altında Suriye'ye dönük dış müdahalede kullanabileceği bir koz yaratmıştı.

Müdahale için “yasal bahane” oluştu
El Nusra'nın El Kaide'nin bir parçası olması, ABD yasalarına göre de Suriye'ye müdahale konusunda “yasal bir bahane” sunuyor. ABD'nin terörizmle savaş konusunda çıkardığı 2001 tarihli Askeri Kuvvet Kullanma Yetkisi (AUMF) gereğince, Suriye'ye müdahale El Kaide'nin açıklamasıyla birlikte bu yasanın içeriğine dahil edilmiş oluyor.

Geçtiğimiz ay ABD Adalet Bakanlığı eski avukatı Jack Goldsmith de Nusra'nın AUMF kapsamına alınmasının her zamankinden daha yakın olduğuna dikkat çekmişti.

Böylelikle El Kaide'nin son hamlesi ABD'nin elindeki bu kozu güçlendireceğe benziyor.

Öte yandan, El Kaide'den gelen açıklamanın ardından dış müdahale yanlısı Suriye muhalefetinden gelen tepkiler de dikkat çekici oldu.

Nusra Cephesi ile Suriye güçlerine karşı birçok ortak operasyon düzenleyen Özgür Suriye Ordusu, Nusra'nın El Kaide ile resmi olarak bağlantılı olduğunun açıklanmasının ardından bu örgütün ideolojisini desteklemediğini duyurdu.

Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) isimli örgütün istifa eden başkanı Muaz El Hatip de El Nusra Cephesi adlı örgütün düşünce tarzının SUK'la bağdaşmadığını ifade etti. Ancak SUK yönetimi, Nusra'nın ABD tarafından terör örgütü listesine alınmasına, örgütün “Suriye devriminin bir parçası” olduğunu söyleyerek tepki göstermişti.

(soL- Dış Haberler)