Ekvador’daki darbenin arkasında kim var?

Ekvador’daki darbenin arkasında hangi gücün olduğunu anlamak için, ülke ve kıtanın son dönemki durumuna bakmak yeterli: Darbenin arkasında Ekvador’daki sağ güçler ve ABD var. İşte bunun somut göstergeleri...

Ekvador'daki darbenin ilk gelişimi için: Ekvador'da darbe girişimi!
Ekvador'daki darbenin yenilişine giden olaylar için: Ekvador'da darbe girişimi boşa çıkarıldı

Ekvador’da 30 Eylül günü, polislerin başı çektiği bir darbe girişimine sahne oldu. Batı medyası, olayı “haklarının tırpanlanmasına tepki gösteren polis ve askerlerin kalkışması” olarak niteledi. CNN, belki de en son Honduras ezberinden dolayı, olayı “anayasal darbe” olarak niteleyecek kadar ileri gitti.

Latin Amerika, on yıllarca kendisini arka bahçe olarak gören ABD’nin tezgahladığı darbelerden çekti. Darbelerin geçmişte kaldığını düşünmek ise yanıltıcı olur: ABD 2002’de Venezuela’da tamamen açıktan desteklediği bir darbe yapmaya çalışmış, ancak Venezuela halkı iki gün içinde darbeyi boşa çıkarmıştı. 2004’te Haiti’ye yine açıktan müdahale eden ABD, ülkenin seçilmiş devlet başkanı Jean-Bertrande Aristide’yi ülkeden sürgün etmişti. Geçtiğimiz sene ise Honduras’taki darbe yaşandı. ABD bu darbeyi açıktan sahiplenmese de, ABD’nin işte parmağı olduğu daha sonra çıkan çok sayıda kanıtla ortaya kondu.

Bu yüzden Latin Amerika’daki her darbede, gözlerin ilk ABD’ye çevrilmesi doğal. ABD’nin Ekvador’daki temsilcisi, ABD Quito Büyükelçisi Heather Hodges, darbeyi kimin yapmış olabileceğini anlamak için ilk bakılması gereken isim.

Heather Hodges
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın sitesindeki resmi biyografisine göre Cleveland, Ohio doğumlu Hodges, üniversitede ispanyolca ve edebiyat-felsefe okumuş. 70’li yılların ilk kısmında uzun süre Frankocu faşist İspanya’nın kalbi Madrid’de yaşamış.

2008 yılının Ağustos ayında Honduras’a atandı Hodges, Bush yönetimi tarafından. Bush yönetimi, solcu bir hükümetin işbaşında olduğu bu ülkeye, bu durumlarla mücadelede tecrübeli bir isim atadı.

70’li yılların faşist İspanya’sındaki yaşamının ardından Hodges, 1980’de Dışişleri Bakanlığı kadrosuna alındı ve Venezuela’nın başkenti Karakas’a atandı. Ardından, Guatemala’ya geçerek kıtanın en kanlı darbelerinden biri olan, General Rios Montt’un seçimlerle başa gelmiş olan Sandinist hükümete karşı darbesini tecrübe etti. Bu sırada ülkedeki iç savaş on binlerce Nikaragualı’nın ölümüyle sonuçlanırken, ABD’nin en iyi odaklandığı, orduyu kendine bağımlı bir paramiliter güç haline getirmek oldu. Hodges’in de emek verdiği bu çabayla sadece Nikaragua değil, birçok ülkenin ordusundan üst düzey isimler ABD tarafından eğitildi, finanse edildi ve böylece kendine bağlandı. Bu çalışmasının sonucunda 1989’da konsolosluğa terfi etti.

Hodges 1991’de en az Nikaragua kadar mücadelenin yoğun olduğu bir yere atandı: Küba Meseleleri Ofisi’nin yardımcı şefliği. Bu mevki, doğrudan CIA ile çalışmayı gerektiriyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından zor bir süreçten geçen Küba’da sosyalizmin çökmesi için her türlü kirli adımı atan ekipte Hodges de vardı.

1993’te tekrar atandığında Nikaragua, Violeta Chamorro hükümeti altında neo-liberal dönüşümünü yaşamaktaydı. Hodges ve ekibi, bu dönemde Nikaragua’da “uyuşturucuyla mücadele” adı altında orduyla sıkı bağlar geliştirmeye odaklandı. Elbette, aynı süre boyunca, ülkedeki uyuşturucu kaçakçılığını miktarı gözle görülür biçimde arttı.

Hodges, Moldova’da da büyükelçilik yaptı. Burada Hodges, Transdinyester konusunda Rusya’ya karşı yaptığı açıklamalar ve bu meseleyi çok fazla kurcalamasıyla kötü bir şöhret yaptı. Hodges’in hazırladığı topraklarda 2009’da bir renkli devrim girişimi yapıldı, ancak girişim başarılı olamadı.

ABD polise sızmıştı
2008 yılında Ekvador’da ülke gündemine bomba gibi düşen bir raporda, Ekvador polisine bağlı birliklerden bazılarına CIA’nın sızdığı iddia ediliyordu. Buna göre CIA, iki ülke arasındaki uyuşturucuyla ortak mücadele gibi anlaşmaları kullanarak muhbirlerin paralarının ödenmesi, silah ve teçhizat alımı için kaynak sağlama gibi başlıklarda Ekvador polisinin bazı birimlerine düzenli finansman sağlayarak bunları kendine bağımlı kılıyordu.

Rapor, eski CIA ajanı Philip Agee’nin sonradan teşkilatın faaliyetlerine dair yaptığı itiraflarla örtüşüyordu. Agee’nin teşkilattan ayrılmadan önceki son görevi, Ekvador’daki ABD Büyükelçiliği’ydi.

2008 Ekim ayında Ekvador Savunma Bakanı Javier Ponce de ülkedeki ABD’li diplomatların nasıl polis teşkilatına ve orduya sızmaya çalıştıklarını açıklamıştı. Bu açıklama sonra Emniyet genel müdürü, ABD’yle işbirliği içindeki personeli cezalandıracaklarını söylemek durumunda kalmıştı.

Bu kriz sırasında büyükelçi Heather Hodges, bizzat kendi ağzından dünkü darbeyi anlamayı sağlayacak olguları itiraf etmişti: “Biz Ekvador hükümetiyle, askerlerle ve polisle çok önemli güvenlik meseleleri için çalışıyoruz.”

Kolombiya ordusu ABD desteğiyle Ekvador topraklarında FARC üyelerine karşı yasadışı bir operasyon düzenlediğinde de ABD, Ekvador ordusu içinden destek görmüştü. Ordunun istihbarat şefi Mario Pazmiño, saldırıyla ilgili bilgi sakladığı için görevden alınmıştı.

Kimle birlikte çalıştılar?
Dünkü darbe girişiminde polis içinde ABD’yle bağlantılı grupların etkili olduğu biliniyor. Bunun dışında, darbecilerden ABD’yle bağlantısı en güçlü olan isim, muhalefet lideri Lucio Gutiérrez. Darbeciler devletin televizyon kanalını bastıklarında, başlarındaki kişi Gutiérrez’in eski avukatı çıktı.

Hodges Ekvador’a atandıktan sonra en yoğun olarak sivil toplum örgütleriyle çalışmıştı. USAID ve NED gibi CIA’nın yasal kanatları olarak çalışan kurumlardan, Ekvador’daki bazı “sivil toplum” örgütlerini finanse etti.

2010 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı, sadece USAID’in Ekvador’da kullandığı parayı 38 milyon dolara yükseltmişti. Son yıllarda ülkeye istikrarsızlaştırma için ABD tarafından sokulan paranın 5 milyar 640 milyon dolar olduğu hesaplanıyor.

Bu paranın tamamı, Ekvador sağının elindeki kurum ve örgütlere gidiyor. Kıtadaki sağ güçlerin dayanışmasını da burada görmek mümkün: USAID’in Ekvador’da en fazla finansman sağladığı programlardan birini, Bolivya sağının ünlü şirketi Chemonics, Inc yürütüyor.

Perşembe günkü olaylar sırasında ABD’den finanse edilen gruplardan birinin, Pachakutik’in daha darbe yeni başlamışken “Correa diktatörlüğü istifa etmelidir” diyen bir bildir yayınlaması, darbenin sivil toplum ayağının da hazırlıklı olduğunu gösteriyor.

(soL - Dış Haberler)