Dünyadan 1 Mayıs manzaraları...

Dün, 1 Mayıs'ta, dünyanın dört bir yanında emekçiler sokaktaydı. Emeğe dönük saldırıların emekçilerin öfkesini arttırdığı görülürken, sağcı liderlerin de emekçilerin öfkesini yönlendirmeye çalışması dikkat çekti. Küba'da ise dün yine insan seli ve kapitalizme geri dönmeme kararlılığı vardı.

Bu yıl 1 Mayıs Türkiye'de, coşkulu, emekçi sınıflara güven aşılayan bir içerik ve katılımla kutlanırken dünyada da çeşitli gösteriler düzenlendi. Ekonomik krizin yaygın bir işsizliğe ve yoksullaşmaya sürüklediği Avrupa'da, Occupy Wall Street hareketinin şaşırtıcı bir yaygınlığa ulaştığı ABD'de, Latin Amerika'nın halkçı iktidarlar tarafından yönetilen ülkelerinde düzenlenen kutlamalar arasında en görkemlisi bu yıl da Küba'da gerçekleşti.

AB'nin yoksullaştırdığı ülkeler ayakta
Bu 1 Mayıs'ta gözlerin çevrildiği Avrupa ülkelerinde yapılan 1 Mayıs gösterilerine, ekonomik kriz gerekçe gösterilerek uygulanan kemer sıkma önlemleri ve yaygın işsizliğe karşı tepkiler damga vurdu.

2012 yılının ilk çeyreğinde ulaşılan yüzde 24,4 ile dünyanın en yüksek işsizlik oranının yaşandığı İspanya, en yaygın protesto gösterilerinin yaşandığı ülke oldu. İşçi sendikalarının çağrısıyla ülkenin 80 kentinde toplam 1 milyondan fazla kişi 1 Mayıs kutlamalarına katılarak, merkez sağ hükümeti protesto etti. En geniş katılım ülkenin iki büyük kenti olan Madrid ve Barcelona'da gerçekleşirken, işçi sendikalarının bildirdiği rakamlara göre, Barcelona'da 100 bin kişi toplandı. İspanya'nın iki büyük sendikasından biri olan UGT'nin lideri Candido Mendez, resmi kurumlarca resesyonda olduğu bildirilen 11 Avrupa ülkesinden biri olan ve son 3 yılda ikinci kez resesyona giren İspanya'da hükümetin halka dayattığı bütçe açığını kapama önlemleri konusunda uyarıda bulunarak, önlemlerin kamu hizmetinin yıkımı anlamına geldiğini söyledi.

29 Mart günü büyük bir genel grevin örgütlendiği İspanya gibi, Euro krizinin yansımalarının en derin yaşandığı bir diğer ülke olan Portekiz'de de Mart ayı içerisinde yaygın grevler gözlenmişti. Portekiz'in başkenti Lizbon'da onbinlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs yürüyüşünde, AB ve IMF'nin "kurtarma planı" adı altında Portekiz'e dayattığı kemer sıkma politikaları sert bir dille eleştirildi. CGPT Başkanı Manuel Carhalvo da Silva, "toplumsal protesto daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı" diye konuştu.

İngiltere'nin başkenti Londra'da, Trafalgar Meydanı'nda toplanan 10 bini aşkın kişi hükümetin kemer sıkma önlemlerinin eleşirildiği ve genel bir grev çağrısının yapıldığı bir mitingde biraraya geldi.

Yunanistan'ın 1 Mayıs'ı: Grevdeki işçilerin yanı başında...
Tüm İşçilerin Mücadeleci Cephesi (PAME) ve Yunanistan Komünist Partisi (KKE), 1 Mayıs mitinginin bu yıl, yedinci ayına girmeye yaklaşan çelik işçileri grevinin sürdüğü Yunanistan Çelik Sanayii'nde kutlanması kararı aldı. Onbinlerce emekçi, bu yıl 1 Mayıs'ı, Atina-Korinthos yolu üzerindeki Yunanistan Çelik Sanayii tesislerinde kutladı. Mitingin örgütlenmesinde PAME'nin işyeri örgütlenmeleri ve KKE'nin yanısıra "Halk Komiteleri" de önemli ölçüde rol üstlendi.

Almanya'da "demokrasi": 1 Mayıs'ı Neo-Naziler de "kutluyor"
Almanya yüzbinlerce kişinin alanlara aktığı bir diğer Avrupa ülkesiydi. Alman Sendikalar Federasyonu, 1 Mayıs gösterilerinin ülke genelinde 440 merkezde düzenlendiğini ve toplam katılımın 480 bini geçtiğini bildirdi. Stuttgart'taki 1 Mayıs gösterisinde konuşan Alman Sendikalar Federasyonu Başkanı Sommer, Avrupa genelinde hükümetlerin aldığı tasarruf tedbirlerini eleştirerek, "bugünkü katılım, sendikaların Alman hükümetinin kriz politikalarına ve Avrupa'daki sert tasarruf tedbirlerine ilişkin hoşnutsuzluğunu göstermektedir" dedi.

Daha önceki yıllarda polis şiddetinin yoğun olarak yaşandığı başkent Berlin'de 10 bini aşkın kişinin katılım gösterdiği 1 Mayıs gösterisinde bu yıl da kural değişmedi. Polis, şiddet uyguladığı göstericileri tazyikli su ile dağıtmaya çalıştı.

Tüm Avrupa'da olduğu gibi ırkçılığın yükselişe geçtiği, son yıllarda ise 1 Mayıs gösterilerini sabote etmek için kullanıldığı Almanya'da dün de, başkent Berlin'de 6 kilometrelik bir güzergah boyunca aşırı sağcı gruplara yürüyüş izni verildi. 1 Mayıs göstericileri, aşırı sağcıların yürüyüşünü yürüyüşünü durdurmak amacıyla, yolları kapatmak için oturma eylemine başlayınca, polis yaklaşık 600 kişilik aşırı sağcı grubu sadece 1 kilometre yürüttükten sonra geri döndürmek zorunda kaldı.

Fransa'nın 1 Mayısı'nda Sarkozy provokasyonu
1 Mayıs günü Fransa'da oldukça ilginç gösterilere sahne oldu. Bir yanda 1 Mayıs'ın sahibi emekçi kesimler ve sol, diğer yanda ise bu hafta sonu yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için destek arayışında olan, seçim kampanyası kapsamındaki miting için 1 Mayıs günün seçerek ciddi bir provokasyona imza atan ve mitingdeki konuşmasıyla sendikalara ve sola savaş açan Sarkozy...

Ülke genelinde 1 Mayıs gösterilerine katılımın yüksek olduğu gözlenirken, başkent Paris'teki gösteriye katılımın 50 binin üzerinde olduğu bildiriliyor.

Rusya'da Putin-Medvedev'in 1 Mayıs'ı
Rusya'da, Devlet Başkanı Dimitry Medvedev ile önümüzdeki günlerde koltuğunu devredeceği Vladimir Putin'in de katıldığı bir gösteri gerçekleşti. 100 bin kişinin katıldığı ve Sovyetlerin çöküşünden sonra ilk kez bir devlet başkanının 1 Mayıs günü sokağa çıktığı belirtilen gösteri, iktidardaki Birleşik Rusya Partisi ile yine Kremlin yanlısı sendikalar ve gençlik örgütleri tarafından düzenlendi. Başkent Moskova'daki bir diğer gösteri de komünistlerin düzenlediği oldu. Rusya Federasyonu Komünist Parti lideri Gennadi Zyuganov, dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik altüst oluşu eleştirdiği konuşmasında, "sosyalizm olmadan, bu topraklardaki bütün değerleri yaratan emekçi halkın saygısı olmadan krizden çıkmak mümkün değildir" dedi.

Küba'da bu 1 Mayıs'ta da "insan denizi" vardı
Küba yine her yıl olduğu gibi bu yıl da oldukça kitlesel bir 1 Mayıs'a sahne oldu. Halkın geniş katılımı, geçtiğimiz yıl düzenlenen Küba Komünist Partisi 6. Kongresi'nde kabul edilen ekonomik reformların Küba'yı nereye götürdüğü tartışmalarına cevap niteliğinde oldu.

Dünyanın az gelişmiş ülkelerinde sağlık hizmeti veren Kübalı sağlık emekçilerinin en önde yürüdüğü başkent Havana'daki son yılların en kitlesel gösterisinde "sosyalizmin korunacağı ve ilerletileceği" vurgusu vardı. Jose Marti Devrim Meydanı'ndaki mitinge 100'ün üzerinde ülkeden 1.800 işçi lideri katıldı. "Kapitalizme asla geri dönmeyeceğiz" diyen insan denizi, Küba Devrimi liderleri Fidel Castro ile Che Guevara'nın, Marx, Engels ve Lenin'in fotoğraflarını taşıdı. Devlet Başkanı Raul Castro, Fidel'in kutlamalara katılamayışını, "tropik ada güneşine uzun süre dayanamazdı" diye açıkladı. Raul Castro, ekonomik reformların sosyalizmi daha da güçlendireceğini söyledi.

Latin Amerika'nın halkçı iktidarlarından 1 Mayıs sürprizleri
Venezuela'da yapılan yüzbinlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs gösterisinde ise, Başkan Hugo Chavez'in imzaladığı, haftalık çalışma saatlerini 44'ten 40'a indirilmesi kararını da içeren yeni iş yasasının kutlanması damgasını vurdu. Hükümet tarafından "sosyalizme geçişin ilk yasal adımı" olarak nitelenen yeni iş kanunu, ülke genelinde örgütlü işçi kollektifleri, sendikalar ve siyasi partilerin katılımıyla düzenlenen çalıştaylarda şekillendirilmişti.

Halkçı bir yönetimin iş başında olduğu bir diğer Latin Amerika ülkesi Bolivya'da ise, bu 1 Mayıs'ta da artık geleneksel hale gelen "1 Mayıs kamulaştırmaları"ndan birine tanık oldu. Devlet Başkanı Evo Morales, ülkenin elektrik iletim şebekesinin yüzde 74'ünü elinde bulunduran İspanyol şirketi Red Electrica Corporation'ın kamulaştırıldığını duyurdu. Bu hamle ile ülkenin elektrik sektörünün artık tamamen kamulaştırılmış olduğunu açıklayan Morales, dün askeri birimlere şirketin devralınması emrini vermesinin ardından Cochabamba'daki ofislere Bolivya bayrağı asıldı. Morales hükümeti 2 yıl önceki 1 Mayıs'ta, ülkedeki başlıca özel hidroelektrik santralları kamulaştırarak elektrik üretimi sektörünün, 2008 yılı 1 Mayısı'nda da Telecom Italia SPA'nın elindeki Entel'i kamulaştırarak, Bolivya'nın telekomünikasyon sektörünün kontrolü tamamen ele geçirdi. Bolivya'daki 1 Mayıs kutlamaları coşkulu geçti.

(soL-Dış Haberler)