Batı, İslamcılar'a "ayar" vermeye başladı

Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinden sonra yeni yönetimin hangi ilkelere dayanacağı sorusu, Batı'nın da gündemine girmeye başladı. Özellikle medyada çıkan yazılarda, İslamcıların sürece ağırlık koymasından duyulan rahatsızlık artık daha fazla dile getiriliyor.

ABD'nin ve Libya'nın yeni yöneticilerinin, ülkedeki İslamcıların, "demokratik çoğulculuğa adanmış" oldukları sinyalini verdiklerini ve samimiyetlerinden şüphe duymak için hiçbir sebep olmadığını vurgulamalarına rağmen, Batılı basında İslamcı grupların etkinliklerini artırdığına dikkat çeken haberler yazılmaya başladı. Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi, "Arap Baharı"nın son ayaklanmasının gerçekleştiği Libya'da da, kurulacak yeni yönetimin niteliği konusunda endişe verici işaretler gözlenmeye başladığı belirtiliyor.

The New York Times'da yayımlanan bir haber-analizde, Libya'da İslamcıların artan etkisinin Kaddafi sonrası kurulacak yeni yönetimin ve toplumsal yapının niteliğine nasıl etki edeceğine dair soru işaretleri gündeme getirildi. Haber, Libya'nın resmi bir ünvanı olmadığı halde en etkili isimlerinden biri ve ülkedeki muhalif ayaklanmanın önde gelen figürlerinden biri olan din adamı Ali Sallabi ile El Kaide bağlantılı radikal İslamcı bir örgütün lideri iken bugün Libya'nın en güçlü askeri lideri konumuna yerleşen Abdülhakim Belhac'ı ele aldı.

ABD'den yayılan "iyimserlik"
"Liberal, Batıya dönük" bir karakterle öne çıkarılan Libya ayaklanmasının, şimdi ağırlığını artırmakta olan ve toplumun İslamcı ilkelerle yönetilmesi niyetini açığa vuran siyasal İslamcılarla karakterize olmaya başlaması, aslında pek de beklenmedik bir gelişme değil.

Fakat, Kaddafi'nin çöküşünün ardından Libya'ya giden ilk en üst düzey ABD'li yetkili olan Yakın Doğu ile ilişkilerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Jeffrey D. Feltman, Libya'nın ılımlı bir yol tutturacağı konusunda "iyimserliğini" devam ettiriyor. Feltman, şimdiye dek Libya ile yapılan görüşmelerde herhangi bir grubun tek başına baskın olabileceği ile ilgili endişe duymalarına yol açacak bir gözlemleri bulunmadığını söylüyor.

"Demokrasi aşığı" İslamcılar ve laikler
Ali Sallabi de bir röportajında, demokratik seçimler yoluyla iktidara gelecek bir İslamcı parti kurmak niyetinde olduklarını, partinin yaygın bir destek görmemesi durumunda ise bunu "sineye çekecekleri"ni söyledi. Sallabi, "kardeş" olarak gördüklerini söylediği laiklerin, öneri ve programlarını dile getirme hakları olduğunu ve halkın laikleri seçmesi durumunda bunun kendileri için bir sorun teşkil etmeyeceğini, çünkü demokrasiye inandıklarını iddia etti. Sallabi açıklamasında daha da "ileri giderek", halkın kadın bir başbakan seçmesi halinde buna da saygı duyacaklarını, kadınların istediği gibi giyinmekte de özgür olduklarını düşündüklerini ileri sürdü.

Laikler İslamcıların artan etkisinden rahatsız
Ancak bu açıklamalara rağmen, az sayıda da olsa İslamcılara karşı yapılan gösterilerden biri, Trablus'taki Şehitler Meydanı'nda geçtiğimiz çarşamba günü yaşandı.

Libya'daki ayaklanmanın başlangıcında Kaddafi karşıtı göstericilere maddi destek sağlayan bir iş adamı olan Adel el Hadi el Mişrogi de, İslamcıların demokratik ilkelere biat edecekleri yönündeki beyanlarına inanmayanlardan biri. İslamcıların Libya halkından yaygın bir destek görmemelerine rağmen oldukça iyi organize olduklarını söyleyen el Mişrogi, İslamcıların çatı örgütü Etilaf'ın ve din adamı Ali Sallabi'nin ülkede iktidara yönelik gerçek çalışmalar yürüten siyasi figürler olduğu görüşünü dile getiriyor.

Libya'nın tanınmış yazarlarından Şerif Yusuf ise, İslamcıların her geçen gün güçlendiğini belirtirken, parlamento kurulduğunda çoğunluğu onların oluşturacağı kaygısını dile getiriyor.

İslamcılar Geçiş Hükümeti'ne yüklenmeye başladı
Kaddafi karşıtı laik siyasi kesimlerin, "ortak düşmana odaklanmak" gerekçesiyle başlangıçta eleştirmekten kaçındığı, şimdiye dek düşük bir siyasi profil çizen İslamcıların giderek artan siyasi hamleleri karşısında, geçici yönetim de eleştirilerini yükseltmeye başladı. Trablus'ta İslamcıları eleştiren bir açıklama yapan Geçici Ulusal Konsey lideri Mahmut Cibril'e, Abdülhakim Bellac'tan, "Cibril yakında gidici" uyarısı geldi. Ali Sallabi de El Cezire'ye verdiği bir röportajda, Cibril ile birlikte bir başka "ABD'de eğitim görmüş" ismi, geçiş hükümetinin Finans ve Petrol Bakanı Ali Tarhuni'yi, Libya'da "yeni bir zulüm ve diktatörlük dönemi"ni başlatacak kişiler olmakla suçladı.

İslamcıların ilk icraatları
Kaddafi'nin 42 yıllık iktidarı boyunca, Abdülhakim Bellac'ın lideri olduğu, El Kaide bağlantılı Libya İslami Mücadele Grubu ile Müslüman Kardeşler, camilerde örgütlenerek Kaddafi karşıtı gizli siyasi çalışmalar yürütmüşlerdi.

"Devrimin kahramanı" Belhac ile ilgili soL haberi: Libya "devriminin" kahramanı: Abdülhakim Belhac

Eski bir Etilaf üyesi Fethi Ben İssa, Trablusgarp Konseyi'nin ilk dönem temsilcilerinden iken, konseydeki Müslüman Kardeşler üyelerinin, tiyatro, sinema ve heykel gibi sanatları yasaklama niyetlerinin olduğunu öğrendikten sonra buradaki görevinden ayrıldığını belirtti. Ben İssa, kadınların araç sürmesinin yasaklanmasını öneren bir "fetva"nın dolaşmaya başlamasının ise, bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi. İslamcılarla bağını kopardıktan sonra ölüm tehditleri almaya başladığını da sözlerine ekleyen Ben İssa, Ali Sallabbi için, "BBC'ye farklı, El Cezire'ye farklı açıklamalr yapıyor. Ona inanıyorsanız, Müslüman Kardeşler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir" dedi.

(soL-Dış Haberler)