Avukatlardan Hollande'a Suriye mektubu

Üç Fransız ve bir İsviçreli avukatın kaleme aldığı, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a gönderilen açık mektupta, Suriye Devlet Başkanı Başar Esad’a yönelik iddiaların tamamen asılsız olduğu, yaşanan vahşetten tamamen Hollande’ın da destklediği İslamcı çetelerin sorumlu olduğu belirtildi.

(soL - Paris) Şam Barosu’nun davetlisi olarak ekim ayı içerisinde Suriye’de incelemelerde bulunan üçü Fransız ve biri İsviçreli olmak üzere dört kişiden oluşan bir avukat grubu Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a açık bir mektup yazdılar. Yaptıkları incelemeler sonucunda süregiden vahşetten sözde isyancıların ve Hollande da dahil olmak üzere onların destekçilerininin sorumlu tutulduğu mektupta, Hollande’ın Suriye’ye yönelik Fransa politikasını yeniden düşünmesi telkin edildi.

“Söz konusu olan Fransa’nın onurudur, yalnızca bağımsız bir devlette barışın ve huzurun tesisi değildir.” gibi ifadelerle Hollande’ı uyaran mektubun Fransızca aslından çevirisini soL okurlarıyla paylaşıyoruz.

"Sayın Cumhurbaşkanı,

Aşağıda imzası bulunan biz üç Fransız ve bir İsviçreli avukat Şam Barosu Başkanı’nın daveti üzerine 6-13 Ekim tarihleri arasında Suriye’de bulunduk. Seyahatimizin esas gayesi Suriye’deki karmaşık durumun günlük gerçekliğini yerinde araştırmaktı. Bizim özgürce araştırma yapmamızı sağlayan yerel yetkililerin yaklaşımı sayesinde görevimizi layıkıyla yerine getirdik.

Sayın cumhurbaşkanı, size başkan Başar Esad’ın halkına karşı silah kullandığı, halkını “gazladığı” ve 100 binden fazla insanın ölümünden sorumlu olduğu iddiasının tamamen yalan olduğunu söyleyebiliriz.

Batılıların, diğerlerinden çok da Fransızların bu ölçüde yanlış bilgilendirildiği ve medya tarafından manipüle edildiği görmek ne kadar üzücü ! Bu durumun sizin için de geçerli olup olmadığını ve Fransız istihbarat ajanlarının da size yönelik aynı dezenformasyon ve manipülasyonu uygulayıp uygulamadığını bilmiyoruz.

Bölgenin gerçekliği şudur ki Suriye iç ve dış şiddetin kurbanıdır. Belki yüzlercesi Fransız vatandaşı olmak üzere 40 binden fazla yabancı İslamcı Suriye’de savaşıyor.

Gerçek şudur ki, batılılar da dahil olmak üzere saldırganlar uç noktada bir vahşet sergilemektedirler insanların canlı canlı kesildiği ya da ölülerinin parçalandığı, izlemeye tahammül edilemeyecek vidyolar gördük.

Gerçek şudur ki, bütün bir halk fiyatların yükselmesinden, ihtiyaçların tedarik edilme zorluklarından ve özellikle de “isyancıların” ve bazen de karşılık gerektiğinde Suriye ordusunun açtığı çarpraz ateşi altında kalmaktan, bitmeyen bombardımanlardan ve saldırılardan çekmektedir.

Biliyorsunuz ki müttefikleriniz, yani körfez ülkelerindeki karanlık monarşiler (Katar, Suudi Arabistan ) bu suçluları silahlandırarak ve finanse ederek onlara yardım ediyor İslamcı Türkiye, sınırları ötesinden onların tedariğini sağlayarak onları destekliyor ve son olarak batılı hükümetler onlara maddi, lojistik (“ölümcül olmayan”silahlar,o halde nedir bu ?) ve aynı zamanda medya destek sağlayarak onları kayırıyorlar.

Şunu da bilmelisiniz ki, bu kirli savaştan, sefalet kervanlarından, ölümlerden sorumlu olanlar, bu yardımın yöntemi ne olursa olsun ve ve bundan faydalananlar kim olursa olsun, tam da bu sahte isyancıları destekleyenlerdir. (Bölgedeki gerçek şudur ki, İslamcılar, sahte-Özgür Suriye Ordusu, sayıca diğerlerinden çok daha fazladırlar.)

Kabul ediniz ya da etmeyiniz, Suriye devletinin meşru hükümeti, medeniyetini, toprak bütünlüğünü ve halkının hayatta kalması ve özgürlüğü için İslamcıların barbarlığına ve vahşetine karşı mücadele etmektedir.

Bölgede muhaliflerin yayıldığı savaş gün itibariyle şöyle özetleniyor: “Sniperların” Suriyeli askerleri veya sivilleri hedef aldığı ölümcül kurşunlar ve ölümcül top mermilerinin hedef aldığı mahalleler.11 Ekim Cuma: bir top mermisi Şam’ın bir banliyösünde 21 kişinin ölümüne ve bir çok kişinin yaralanmasına sebep oldu. 22 Ekim: Bir başka top mermisi bizim otelimizin bulunduğu sokakta iki kişinin ölümün ve bir çok kişinin ölümüne sebep oldu.

Şunu iyi anlayınız ki sayın cumhurbaşkanı, siz diğer müdahaleci ülkelerle beraber bu kanlı saldırganları destekledikçe,onlar saldırganlıklarını sürdürebilecek , sefaleti ve ölümü yayabilecekler hem de sizin ateşli taraftarı olduğunuz bombardımanlara gerek kalmadan.

Resmi yetkililerden sokaktaki insanlara kadar tüm muhataplarımız bize sistematik olarak aynı soruyu soruyorlardı: “Neden insan haklarının ülkesi saldırganları ve katilleri destekliyor ve bizimle doğrudan ya da dolaylı olarak savaşıyorlar ?”

Bu soruya nasıl meşru bir yanıt verilebilir? Sayın cumhurbaşkanı, sizi ciddiyetle Suriye devleti konusunda aldığınız pozisyonu yeniden düşünmeye ve adları ne olursa olsun silahlı saldırganları desteklemeyi bırakmaya çağırıyoruz.

2014 baharında Suriye’de genel seçimlerin gerçekleşmesi bekleniyor tek sorumlusu sizin korumanızdakilerin olduğu günlük vahşetin ve korkunun tamamen durması için, bu ülkede barışın yeniden tesisi için demokratik bir sürece destek dışında başka kabul edilebilir bir yol yoktur.

Sizinle tanışmak ve seyahatimizin daha öte sonuçlarını size sunmak için sizin hizmetinizdeyiz. Söz konusu olan Fransa’nın onurudur, yalnızca bağımsız bir devlette barışın ve huzurun tesisi değildir.

Bu mektubun Elysée’nin çöpleri içinde kaybolmayacağını ummaya cesaret ediyoruz ki aksi halde bu, bölgedeki müttefiklerinizin yollarında sıralanan sayısız cesede ayrı bir hakaret olacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanı, demokratik selamlarımızı lütfen kabul ediniz.

Grenoble
5 Kasım 2013

Bernard Ripert, Avukat, Grenoble Barosu
Damien Viguier, Avukat, Ain Barosu
Pascal Junod, Avukat, Cenevre Barosu
Fabrice Delinde, Avukat, Hauts-de-Seine Barosu"

Çeviren: Ozan Ekin