“Sokağa çıkın!” İşte bu çağrı, sadece İstanbul’da, Türkiye’nin bütün kentlerinde değil, Avrupa kentlerinde de yankısını buldu. Yurtdışındaki on binlerce Türkiyeli de kimsenin beklemediği bir şekilde meydanları doldurdu. Sayısız insanın kalbi Taksim’de atmaya başladı. Birçok kentte insanlar birbirleriyle telefonlaşarak, e-posta ya da facebook yoluyla anlaşarak meydanlara biriktiler.

Almanya’nın başkenti Berlin’de, Türkiye kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde, sayısı 5 bini aşkın insan çok çeşitli görüşten önceden uzun boylu örgütlenmeksizin biraraya geldi. Ardından yürüyüşe geçen göstericiler AKP diktatörlüğüne karşı bir ağızdan “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganlarıyla meydanları çınlattı. Çevredeki halkın da destek ve alkışlarını alan yürüyüş iki saat sürdü. Berlin’de bir gün önce de 500 kişilik bir ön eylem gerçekleştirilmişti.

Frankfurt’ta Avrupa Birliği’nin halka dayattığı tasarruf politikasına ve bankalara karşı düzenlenen merkezi protesto eyleminde, Tayip diktatörlüğüne karşı sloganlar da yükseldi. Alman Komünist Partisi ile ortak bir “Kızıl Blok” oluşturan TKP’liler orada bulunan 20 bine yakın insanı, Taksim Gezisi’nde polisin şiddetine karşı direnmekte olan göstericilerle dayanışmaya çağırdı. Yer yer megafonlarla Taksim’deki olaylar, polis terörü ve AKP’nin dinci, gerici, piyasacı diktatörlüğe giden uygulamaları üzerine bilgi veren TKP grubu, koro halinde söylediği uluslararası işçi marşlarıyla da ilgi ve sempati topladı. Polisin provokasyonuna karşın başarıyla gerçekleştirilen bu yığınsal eylem, böylece aynı zamanda Tayyip diktatörlüğüne karşı da yönelmiş oldu.

Hamburg’da Sternschanze meydanında toplanan kalabalık, daha sonra Hamburg Başkonsolosluğu’na karşı yürüyüşe geçti. Burada da “Faşizme geçit yok!”, “Halkın gücü, AKP’nin diktasını yenecek!” sloganları 3 bine yakın göstericiyi biraraya getirdi.

Hannover’de de , Hannover Barış Platformu’nun çağrısıyla toplanan 2000’i aşkın Türkiyeli, dağıttıkları bildirilerde “Türkiye’nin ilerici, halkçı, devrimci birikiminin ve onun militan gençliğinin faşist polis terörünü yenip, AKP gericiliğine ve onun devlet terörüne gereken tanıtı vereceğine” duydukları güveni ilan ettiler. Ayrıca Hannover Barış Platformu, kentin merkezinde bir çadır kurarak kamuoyunu bilgilendirme kararı almış bulunuyor.

Köln’de de binlerce gösterici, Faşizme, Tayyip diktatörlüğüne geçit vermemek üzere omuz omuza verdiğini ilan etti Pazar günü tekrar, çok daha kalabalık olarak aynı yerde buluşmak üzere miting yerinden ayrıldı.

Stuttgart’ta birbirleriyle telefon ve e-posta bağlantısı kuran, çoğu gençlerden oluşan 2 bin 500 den fazla gösterici Tayyip Erdoğan’ı ve AKP’yi istifaya çağırdı.

Mainz’da bir bildiriyle, kentte bulunan tüm AKP karşıtlarını protesto eylemlerine katılmaya çağıran Türkiye Komünist Partisi üyeleriyle birlikte değişik görüşlerden 200’ü aşkın gösterici kent meydanında din taciri, gerici AKP diktatörlüğünü protesto etti. Taksim direnişini desteklemeleri için Türkiye’deki akraba ve dostlarına da seslendiler.

Bremen’de de spontan olarak düzenlenen gösterilerde de yüzlerce Türkiyeli AKP’nin diktatörlüğüne karşı hep bir ağızdan sesini yükseltti. Almanya’daki gösteriler Pazar günü daha çok kentte, daha da yığınsallaşarak devam edecek. Bu amaçla telefonlar susmuyor, iletiler uçuşuyor, facebook, twitterde çağrılar, sözleşmeler birbirini kovalıyor. Yürüyüş, miting ve basın toplantısı hazırlıkları sabaha dek süreceğe benziyor.

Essen’de yapılan gösteride de çeşitli görüşten insanlar, dinci, gerici, piyasacı, vurguncu AKP hükümetini protesto etmek için birlikte yürüdüler. Miting boyunca çekilen halaylar sık sık “faşizme karşı omuz omuza!”, “Her yer Taksim!, her yer direniş!” sloganlarıyla kesildi.

Opel fabrikalarının merkezi Rüsselsheim’da da Türkiyeli komünistler, Aleviler ve barış yanlıları bir miting düzenleyerek AKP’yi lanetlediler. Çoğunluğunu Opel işçilerinin oluşturduğu Rüsselsheim Barış Evi, SV Dersim Spor ve Ginsheim-Gustavsburg Alevi Kütür Evi, ortak imzalı basın bildirisinde AKP’nin, “ortaçağdan kalma bir dinci dünya görüşünü devlet politikası haline getirdiği”, halka rağmen “ülkenin tüm zenginliklerini yandaşlarına peşkeş çektiği” ve “bölgede komşularına karşı savaş kışkırtıcılığı yaptığı anlatıldı ve Alman kamuoyu Türkiye’deki direnişçilerle dayanışmaya çağrıldı.

(soL- Almanya)