ABD, Suriye'deki cihatçılar konusunda gerçekten endişeli mi?

Obama yönetimi Suriye'deki cihatçıların güçlenmesine dönük “endişelerini” dile getirse de uzmanlar, Obama yönetiminin ve bölgesel işbirlikçilerinin bu konuda önlem almadığını belirtiyor.

Suriye'ye dönük emperyalist saldırganlığın başat aktörü olan ABD'nin uzun süredir, Suriye'de yönetime karşı savaşan İslamcı aşırılıkçılar yüzünden “endişeli” olduğu ve hatta bu yüzden muhaliflere “öldürücü olmayan” yardım dışında yardımda bulunmaktan çekindiği iddia ediliyor.

Ancak birçok uzman, ne Obama yönetiminin ne de bölgedeki işbirlikçilerinin bu unsurların güçlenmesine karşı eyleme geçmediği konusunda hem fikir. Yabancı cihatçılar özellikle Türkiye, Ürdün ve Irak üzerinden Suriye'de yönetime karşı savaşmak için geçiyor ve açık bir engelleme ile karşılaşmıyor. Suriye'deki isyancılarla bu ay içerisinde iki haftasını geçiren Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nden Elizabeth O’Bagy, Türkiye, Ürdün ve Irak'taki geçiş noktalarının hala açık olduğunu ve Fas, Tunus, Cezayir, Mısır ve Libya da dahil olmak üzere birçok ülkeden savaşçının oldukça rahat bir şekilde Suriye'ye geçtiğini belirtiyor.

McClatchy gazetesi muhabiri de, şu ana kadar cihatçıların Türkiye'deki geçiş noktalarından Suriye'ye geçerken gözaltına alındığına dair herhangi bir işaret olmadığını belirtirken, ABD'nin de Babel Hava ve Reyhanlı gibi sınır kapılarındaki denetimin artırılması için Ankara'ya baskı yaptığına dikkat çekiyor.

Bazı uzmanlar, Suriye'ye olan cihatçı trafiğinin engellenmesinin ABD'nin önceliğinde olmadığını çünkü bu unsurların Irak savaşı sırasında olduğu gibi, ABD'yi hedef almadığını söylüyor. Öte yandan, neden ABD'nin Suriye'ye olan cihatçı akşını engellemediği sorusuna verilen bir diğer cevap ise, askeri açıdan iyi eğitimli olan bu unsurların Esad'ın gidişinin hızlandırmak için zaruri olduğu.

Ortadoğu konusunda uzman olan eski üst düzey bir ABD'li diplomat, McClatchy gazetesine şunu söylüyor: “Bu Lincoln'ün Grant hakkında konuşması gibi bir şey: Onun bir alkolik olması umurumda değil, sonuçta savaşıyor.”

Öte yandan, uzmanlar, Obama yönetiminin Suriye'deki silahlı grupları uzun bir süre boyunca şiddet içermeyen demokrasi yanlısı olarak göstermeye çalıştığına dikkat çekiyor.

Washington merkezli Yeni Amerika Vakfı'ndan Brian Fishman, “Uzun bir süre, Suriye'deki muhalefetin ilerici, demokratik eğilimli bir yönetim kuracağına dair aşırı bir iyimserlik vardı. Açıkçası, Suriye'deki cihatçı hareketi görmediler. Bu konuda kasıtlı bir cehalet vardı. Suriye'deki durum ciddi politik ve etik sorunları ortaya koyuyor” diyor.

McClatchy gazetesinden Hannah Allam ve David Enders ise, cihatçı medya kuruluşlarının Türkiye'de ya da Suriye içinde El Nsura Cephesi de dahil cihatçı savaşçılara sağlanan olanaklarını tanıtımını yaptığına ve cihatçıların pasaportlarının bile incelemeden Suriye'ye rahatça giriş yaptığına dikkat çekiyor.

İki haftalık Suriye gezisinden dönen O’Bagy, Ankara'nın cihatçıların Suriye'ye geçmesine kolaylık sağlamasının yanı sıra, El Nusra Cephesi'nin Resulayn'da PYD'ye bağlı birliklere karşı savaştığı sırada askeri yeteneklerini geliştirmesine de yardım ettiğini belirtiyor.

O’Bagy, o dönemde ABD'li diplomatların Türkiye'ye cihatçılara yaptığı yardımı kısıtlaması yönünde bir mesaj verdiğini ancak bu yönde bir baskı yapmadığını da sözlerine ekliyor.

Öte yandan, Mısırlı Ebu Rami, şeriat yasaları konusunda ders vermek için bu yıl içinde dört kez Türkiye'den Suriye'ye giriş yaptığını belirtiyor. Rami bu konuda ne Mısır'dan ne de Türkiye'den bir engelleme ile karşılaşmadığını ifade ederken, Türkiye'den vize alması konusunda hiçbir zorlukla karşılaşmadığını ve Babel Hava sınırından Suriye'ye rahatça geçiş yaptığını anlatıyor.

(soL- Dış Haberler)