ABD seçimlerinde iki aday yok!

ABD seçimlerinin tek adayları Obama ve McCain gibi görünse de, aslında seçimde başka adaylar da var. ABD medyası onları yok sayıyor ama, bazen seçimlerin kaderini değiştirecek kadar oy alıyorlar. En önemlisi bazı adaylar ABD'nin siyasal sistemini ciddi bir biçimde sorgulayan kampanyalar yapıyor.

soL (DIŞ HABERLER) ABD medyasına bakıldığında, ABD seçimleri yalnızca iki aday arasında geçiyormuş, bu seçimde başka başkanlık adayı yokmuş gibi görünüyor. Çünkü diğer adayların seçilme şanslarının olmadığı düşünülüyor. Yalnız seçilme şansları olmadığından mı medyada yer bulamıyorlar, yoksa medyada yer bulamadıkları için mi seçilemiyorlar, orası biraz tartışmalı.

Başkanlık yarışındaki "iki aday" televizonda "kıyasıya" tartıştıkları sırada, diğer adayların hiçbirisine stüdyoda yer verilmemişti. Diğer adaylar da kendi aralarında bir tartışma yapmayı uygun buldular. Bu program, adayların birbirini eleştirdiği bir tartışmadan ziyade, ABD demokrasisinin ve iki partili seçim sisteminin tartışılmasına tanık oldu. Diğer adayları yok sayan egemen medyanın bu tavrına ortak olmamak için, diğer başkan adaylarını da kısaca tanıtmayı uygun bulduk.

Ralph Nader, daha önce 1996 ve 2000 yılındaki seçimlerde Yeşiller Partisi'nden başkan adayı olmuş bir avukat. Nader, 2004 seçimlerine bağımsız aday olarak girmişti. Bu seçimlere de bağımsız aday olarak giriyor. Nader deyince ilk akla gelen başlık tüketici hakları konusu. Kendisi aynı zamanda ABD'nin ilk Arap kökenli başkan adayı.

Özgürlükçü Parti'nin adayı Bob Barr. Barr, bu seçimlerde başkanlığa seçilecek adayın ilk işinin Irak'tan geride kalıcı askeri üs bırakmaksızın hızla geri çekilmenin sağlanması olması gerektiğini söylüyor.

Chuck Baldwin, Anayasa Partisi'nin adayı. Eski bir Baptist papaz olan Baldwin, aynı zamanda her gün radyoda bir talk-show programı sunuyor. Eski bir Cumhuriyetçi Parti üyesi olan Baldwin, 2000'de oğul Bush'un seçilmesiyle birlikte partiden ayrıldı ve Bush karşıtlığına başladı. Yeni dünya düzeni ve Birleşmiş Milletler'e karşı çıkan aday, ABD'nin Hıristiyan mirasını her fırsatta yenilerken, altın standardını ve hafif ve ağır silah taşıma hakkını savunuyor.

Yeşiller Partisi'nden başkan adayı olan Cynthia McKinney, siyahi bir kadın. Eski bir Demokrat partili olan McKinney, 11 Eylül olaylarından Bush'u sorumlu tutuyor, ısrarla olaydaki bazı karanlık noktaların araştırılmasını istiyor. Talepleri arasında Martin Luther King, Jr. Suikastiyle ilgili belgelerin açığa çıkarılması da var.

Alan Keyes ise aday olmayı önce Cumhuriyetçi Parti'de, sonra da Anayasa Partisi'nde başaramayınca, yeni kurulan Bağımsız Parti'den adaylığını koydu. O da siyahi bir aday.

ABD'de, bağımsızlık savaşı döneminin önemli olalarından olan tarihi olayla aynı adı taşıyan Boston Çay Partisi adlı bir parti de var, ve adayları Charles Jay.

Gene Amondson ise Yasak Partisi'nin adayı. Evet, Yasak Partisi. Partinin en bilinen tutumu, içki ve tütün ürünleri satışının yasaklanması talebi.

ABD Reform Partisi de bu seçimlerde Ted Weill'i aday gösterdi. Parti, temel olarak iki büyük partiye küsenlere sesleniyor.

Gloria La Riva, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi'nin başkanlık adayı. Sendikacılık geçmişine de sahip olan La Riva, Küba Beşlisi Özgürlüğü için Ulusal Komite'nin bir süre başkanlığını yürüttüğü gibi, Fidel Castro'nun da bazı kitaplarını İngilizce'ye çevirdi. Bu parti, 2004 yılında İşçilerin Dünyası Partisi'nden kopmuştu.

Brian Moore ise ABD Sosyalist Partisi'nden aday. Eski bir Demokrat partili olan Moore, Sosalist Parti'e kaymasının sebebinin eskiden beri rakiplerinin kendisini sosyalistlikle suçlaması olduğunu ifade ediyor.

Troçkist Sosyalist İşçi Partisi, bu seçimlerde Róger Calero'yu aday gösterdi. Calero, 1988 yılında marihuana satışından mahkum olmuştu. 2002 yılında, Havana'da gerçekleşen bir konferansta Amerika Serbest Ticaret Alanı'nı eleştiren bir sunum yaptıktan sonra ülkeye dönünce havaalanında göçmen polisi tarafından gözaltına alındı ve 1988'deki mahkumiyeti gösterilerek sınırdışı edilme tehdidine maruz kaldı. Parti, bu olayı politik bir müdahale ve göz korkutma olarak niteleyerek Calero lehine büyük bir siyasi kampanya yürütmüştü.