1959 yılının ilk günü Küba'da Fidel Castro ve yoldaşları iktidarı ele geçirdiğinde, ABD'nin kumar ve fuhuş cenneti haline gelmiş adada yankilerle işbirliği içinde ülkeyi sömürmekte olan patronlar, sonlarının geldiğinin farkındaydı. Diktatör Fulgencio Batista bir uçakla yurtdışına kaçmıştı ama, tüm patronlar bu kadar şanslı değildi.

Devrimci hükümet, hızla kamulaştırma faaliyetlerine başladı. Gustavo Villoldo da servetine halkın el koyduğu milyonerlerden biriydi. Gerillaların malvarlığına el koymasını hazmedemedi, öldürdü kendini.

Babasının ölümünün üzerinden henüz bir ay geçmeden, aynı ismi taşıdığı babasının sınıfının çıkarlarına da ihanet etmek şöyle dursun, onlar uğruna savaşmaya karar veren Gustavo Villoldo yukarıya, ABD'ye kaçtı. Kendini ABD ordusuna teslim etti, kendisi gibi diğer Kübalı karşıdevrimcilerle birlikte aldıkları eğitim sonrasında Domuzlar Körfezi çıkartmasında çarpıştı. Tabii, bu çarpışma ancak 72 saat sürdü - Fidel ve yoldaşları onları tepeleyene kadar geçen süre.

Vazgeçmedi Villoldo. ABD'ye dönünce CIA'nın hizmetine girdi. Bolivya'da Che Guevara öldürüldüğünde, CIA'nın bu komployu hazırlayan ekibinin içerisinde Villoldo da yer alıyordu.

Velhasıl, Villoldo emekli olduktan sonra Küba hükümeti aleyhine tazminat davası açtı. Villoldo, Küba hükümetinin Che Guevara'nın ölümünden bu yana kendisini ölümle tehdit ettiğini öne sürdü.

Küba umursamıyor
ABD'de yaşayan Kübalı karşıdevrimcilerin bu tip davaları sıradışı değil. Birçok "uyanık" böyle davalar açıyor Küba'ya karşı. Küba devletinin ise, bu davaları umursadığı yok. Ancak bu defaki davada sıradışı bir yön var: tazminatın miktarı. Miami'deki mahkeme, Küba'nın Villoldo'ya tam 2.8 milyar dolar ödemesine karar verdi!

Küba elbette böyle bir para ödemeyecek. Fakat ABD, el koymuş olduğu Küba varlıklarını bazı durumlarda benzer davaları kazanan kişilere veriyor. Villoldo'nun avukatları da parayı bu el konulan varlıklardan sağlamaya çalışacaklarını açıkladı.

(soL - Dış Haberler)