Yemen saldırısının ardından, İran ve Sudan ilişkilerinde durum ne?

Al-Monitor, yaklaşık bir ay önce Yemen'e saldırı koalisyonu içinde Sudan'ın da isminin geçmesinin İran'la Sudan ilişkilerini nasıl etkilediğini konu alan bir makale yayınladı

Al-Monitor'de Arash Karami imzasıyla yayınlanan makale, yaklaşık bir ay önce Yemen'e saldırı koalisyonu içinde Sudan'ın da isminin geçmesinin, stratejik müttefiki olmamakla birlikte geçen on yıllarda batı ülkelerinin ve körfezdeki Arap ülkelerinin tepkisine rağmen askeri, ekonomik ve dini bağlar kurduğu İran'da nasıl yankı uyandırdığını ele aldı.

Sudan, İran'ın askeri ve mali yardımlarından yararlanırken, Tahran da Afrika'ya bir geçit olarak Sudan'ı görürmüştü. Bu geçitin silah kaçakçılığı için kullanıldığı iddia edilirken aynı zamanda çoğunlukla Sünni olan ülkelerde Şii kültür merkezleri ve camilerin finansmanı için de kullanıldığı kaydedildi.

İRAN'IN KÜLTÜR MERKEZLERİ KAPATILMIŞ, DİPLOMATLARI KOVULMUŞTU
İki ülke arasındaki ilk büyük gerilim  Eylül 2014'te ortaya çıktı. Sudan İran'ın kültür merkezlerinin kapatılmasını emretti ve İranlı diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saat verdi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Amir-Abdollahian başlangıçta haberleri yalanladı ve "Bazıları Tahran ve Hartum arasındaki iyi ilişkileri yok etmek istiyor" dedi ancak Sudan'ın Dışişleri Bakanlığı web sitesi haberi doğruladı. İran'ın kültür merkezlerinin kapatılması için hiçbir sebep gösterilmezken Sudan başta Suudi Arabistan olmak üzere, İran'ın başlıca siyasi ve dini bölgesel rakibi, körfezdeki Sünni Arap ülkeler ile ilişkisini devam ettirdi. İran merkezlerinin kapatılmasının hemen ardından Suudi destekli Asharq Al-Awsat'a verdiği röportajda Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, İran ile stratejik ilişkileri olduğunu yalanladı ve  Suudiler'e Sudan ve İran arasındaki ilişki hakkında söylenenlerin abartılı olduğunu ifade etti. Beşir ayrıca İran'ın kültür merkezlerinin kapatılmasının "Sünni ülkelerle uzlaştırıcı bir hareket" olarak kabul edilemeyeceğini Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen'de Şiiler'in varolduğunu ancak Sudan'da bir varlığa sahip olmalarına izin veremeyeceklerini ifade etti.

'BU BOYUTLARDA BİR SİYASİ AHLAKSIZLIK BEKLENMEDİK'

İranlı yetkililer Sudan'ın Suudi kolisyonu içinde olmasına dair açıklamada bulunmazken İran basınında Sudan'a dönük sert yayınlar yapıldı; buna karşılık Sudan saldırıya katılmasının nedeninin İran'ın Yemen'deki varlığını geriletmek olduğunu açıkça ifade etti. Mashregh News tarafından yayınlanan bir makale ise Sudan'ın İran'ın kültür merkezlerini kapatma kararının ardından bu gibi gelişmelerin beklenmedik olmadığını ancak bu boyutlarda bir "siyasi ahlaksızlığın" ise beklenmedik olduğu kaydedildi. Makale, 2013 Ağustos'unda İran'ı ziyaret eden Beşir'in Suudi havasahasından geçmesine izin verilmediğini anımsattı ve Beşir'in savaş suçları için Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından arandığını ifade etti.

İran analisti Hadi Zargari Tabyin isimli bir düşünce kuruluşunda; "Yemen'e karşı Arap koalisyonuna katılmak, Sudan'ın dış politikasında bir değişiklik göstermektedir ancak bu sadece taktiksel değil, bölgesel konulara yaklaşımda da ciddi bir dönüşümü işaret etmektedir" dedi. Zargari, Sudan'ın bir Afrika ülkesi olmasına rağmen özellikle Filistin ve Yemen gibi konulara ilişkin stratejik özellik taşıdığını, İran, Suudi Arabistan ve Türkiye için Ortadoğu politikasında önem arz eden bir ülke olduğunu açıkladı. Zargari, Batı ve Arap ülkelerinden gelen baskılara rağmen, İran ve Sudan'ın "derin ve karmaşık" bir ilişki olduğunu ve Suudi Arabistan ile soğuk bir ilişki doğurduğunu vurguladı.

Zargari Sudan'ın İsrail karşıtı pozisyonuna rağmen Hamas ile kendisini uzaklaştırarak bölgesel politikalarını değiştirdiğini savunuyor ve buna Müslüman Kardeşler ile bağlarına rağmen Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah el-Sisi ile ilişki kurma çabasını da ekliyor. Zargari bu hamlelerin Sudan ile Suudiler arasındaki ilişkileri pekiştirdiğini vurgulamıştı.

Analist, Sudan'ın dış politikadaki hamlelerini ekonomik sebeplere bağlıyor. Buna göre 2011'de Güney Sudan'ın, Sudan'ın petrolünün % 75'ini ele geçirmesi Sudan'ın iç siyasetinin dış siyasetinde daha belirleyici bir hal almasına sebep oldu ve ekonomik ihtiyaçlarını güvence altına almak için Sudan'ı Yemen'e karşı Suudi Arabistan'ın koalisyonuna katılmaya zorladı.

Sudan'ın politika değişiminin arkasında yatan kaynaklar çok net anlaşılamasa da İran'ın bu değişimin kalıcı olacağına inandığı vurgulanıyor.