Şengal’de savaş tamtamları

Şengal’de PKK ile Barzani arasındaki gerginlik, Türkiye ve Bağdat yönetiminin devreye girmesiyle içinden çıkılamaz bir hâl alabilir.

Dış Haberler

Irak’ın kuzeybatısında, Neynava vilayetinin sınırları içerisinde bulunan kadim Ezidi kenti Şengal, 2 sene önce IŞİD’in saldırısı ile birlikte uluslararası kamuoyunun gündemine oturmuştu.

O dönem, IŞİD’in saldırısından önce Peşmerge’nin gelerek Ezidilerin elindeki silahları topladığı iddiası sıkça dile getirilmişti.

IŞİD’in barbarca saldırısı sonucunda çok sayıda Ezidi öldürülmüş, 3bin 500 civarında Ezidi kadını köleleştirilmiş ve binlerce Ezidi Şengal Dağı’na kaçarak yaşam mücadelesi vermişti.

PKK’nin, YPG'nin ve ABD’nin müdahalesi bu şartlar altında başlamıştı.

ŞENGAL’DEN ABD’YE AÇILAN KORİDOR

O dönem Murat Karayılan, Şengal’i savunmak için gönderdikleri grubun Peşmerge tarafından tutuklandığını söylüyordu.

Bu noktada, PKK ve YPG, Şengal’den Rojava’ya bir koridor açmayı başararak, Şengal’in IŞİD tarafından kuşatılmasının önüne geçti.

Bu başarının, ABD’nin dikkatini çektiğini hatırlatmak gerekiyor. Kürtlerin dünya gündemine oturduğu dönem, Kobani’ye yönelik IŞİD saldırısı dönemi olsa da, Washington yönetimi, Wall Street Journal’da çıkan bir yazıya göre, YPG’nin Şengal performansını “takdirle not etmişti.”

Daha sonra, Şengal Dağı’nda mahsur kalan Ezidilere yönelik ABD helikopterlerinden yapılan yardım, açılan “koridorun” nerelere uzandığını da gösterecekti.

KURTULUŞ VE SONRASI

Ancak Şengal konusu, IŞİD’in bölgeden çıkartılmasından sonra daha yakıcı bir hâl aldı.

Birincisi, pozisyonu itibariyle Şengal, Irak Kürdistanı ile Haseke arasında stratejik bir yerde bulunuyor. İkincisi, Türkiye sınırına çok yakın olmasa da, Kürdistan içlerinde lojistik üs olarak görev yapabilecek bir yerde duruyor. Üçüncüsü, Kürt ulusal birliğinin oluşturulması ve ulusal anlatı açısından, Ezidiler önemli bir motif. Dördüncüsü, PKK’nin Irak Kürdistanı yönetimine meydan okuduğu ve askeri anlamda başarılı da olduğu bir kent.

PKK, bu nedenle Şengal’i terk etmeyi sürekli reddetti. Türkiye, PKK’nin Şengal’i “İkinci bir Kandil” hâline getirmek istediğini iler sürerken, ABD, PKK nedeniyle, Şengal’den kaçanların kente geri dönemediğini iddia etti. Dün de ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner, “ABD tarafından terörist örgüt olarak tanımlanan PKK’nin Şengal’de herhangi bir rolü olduğunu düşünmüyoruz” dedi.

Barzani yönetimi ise, Şengal’in yeniden inşasına PKK nedeniyle başlayamadıklarını söyledi. Bağdat yönetimi açısındansa durum “öncelik” sıralamasında pek üstlerde değil. Ancak zaman zaman, Şengal’deki Ezidi birliklerinin Haşd eş-Şaabi’ye dahil edilebileceğine dair söylentiler eksik olmuyor. Barzani yönetimi, Şengal’deki milis gücünün (YBŞ) maaşlarını Bağdat’ın verdiğini söylüyor.

Geçen Kasım ayındaysa, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hişam el-Alevi, PKK’nin Şengal’deki varlığının Bağdat yönetiminin bilgisi dışında ortaya çıktığını kaydetmişti.

Son olarak da, Barzani yönetimi, PKK’yi güç kullanarak Şengal’den çıkartmakla tehdit etti. AKP de, “Barzani’nin başarısız olması durumunda TSK’nın duruma müdahale edeceğini” ileri sürdü.

Barzani’nin zor kullanma tehditlerine karşı bir açıklama yapan PKK’nin silahlı kanadı HPG ise, “Kimsenin güçlerimizi zorla Şengal'den çıkarmaya gücünün yetmeyeceğini tarih ispatlamıştır” dedi.