Rusya Komünist İşçi Partisi Merkez Komite Birinci Sekreteri Viktor Tyulkin Rusya'da hükümetin istifa kararı almasına neden olan Devlet Başkanı Putin’in konuşmasını değerlendirdi.
Viktor Tyulkin Putin’in ülkede derinleşen yoksulluk ve eşitsizliğe işaret ederek kimi önerilerde bulunduğu konuşmasında sorunu tanımladığını ancak sorunun kaynağını ustalıkla gizlediğini belirtti. Tyulkin ayrıca Putin’in yalnızca eşitsizlik manzaralarına değinerek; toplumdaki derin sınıfsal ayrımların ve sömürünün üzerini örterek çözümü devletin yüce gönüllülüğüne indirgediğini anlattı. Başkanın “hep birlikte ülkenin kalkınmasını sağlayabiliriz” sözlerine karşılık Tyulkin oligarkların dünyası ile emekçilerin dünyasının apayrı olduğunu hatırlattı.
'KUŞAKLAR ARASI BAĞLANTIYI SÜREKLİ DİNAMİTLEDİ'
Tyulkin, Putin’in toplumun temel birimi ve kuşaklar arası bağlantı noktası olarak ailenin güçlendirilmesi gerektiğine işaret ederken kendi icraatı olan emeklilik reformu ile kuşaklar arası bağlantıyı ve sürekliliği nasıl dinamitlediğini unuttuğunu belirtti. Ayrıca Putin’in “Çocukların eşitsizlikleri hissetmeyecek şekilde okul ihtiyaçları ve beslenmeleri konusundaki önlemlerden” söz ederken utanç verici derecede düşük maaşlara ilişkin suskunluğunu koruduğuna işaret etti.
Putin, Federal Meclis konuşmasında hükümetin verdiği sözleri nasıl pratiğe döktüğünü kendi ağzıyla itiraf etmişti: “Federal bütçeden bölgelere 2021 sonunda açılmak 255 bin yeni kreş için kaynak aktardık. Ancak 2018-2019 döneminde bu kreşlerin planlandığı gibi yüzde doksanı tamamlanamadı. Yalnızca 78 bin kreş kurulabildi. Bunların yalnızca 37.5 bini kullanıma açıldı. Diğerleri hala eğitim lisansı alamadı. Federasyonun değerli idari bölge liderleri, değerli çalışma arkadaşları, bu şekilde çalışamazsınız.”
Tyulkin bu “itirafa” istinaden “kendisi sermayenin beslediği bürokratik ordunun nasıl işlediğinden haberdar değil mi?” diye sordu. Verilen sözlerin yerine getirilmesinin koşulunun yöneticiler ve sermaye sahipleri üzerinde halk baskısı kurmak olduğunu, mücadele olmadan en ufak bir ilerleme söz konusu olamayacağını hatırlatan Tyulkin, mücadele için olanakların Rusya’da Putin’in marifetiyle fazlasıyla zayıflatıldığını ekledi.
'DUMA (MECLİS) HERHANGİ BİR ŞEYE KARAR VERMİYOR'
Putin konuşmasında parlamentonun demokratik yeteneklerini ve rolünü arttırmaktan, yalnızca koordinasyon değil Başbakan ve Bakanları onaylama yetkisi kazanmasından söz etmişti. Buna ilişkin olarak Tyulkin Duma’nın herhangi bir şeye gerçekte karar vermediğini, parlamentoyu iktidar tarafından atanan hükumet ve muhalefet partilerinin temsilcilerinin işgal ettiğini, o nedenle de Putin’in sözlerinin herhangi bir gerçek karşılığı olmadığını anlattı.
'RUSYA'YI YARI-FEODAL BİR EMEK YASASI İLE YÖNETMEYE DEVAM EDEBİLECEĞİNİ ANLATTI'
Röportajda Putin’in “coşkuyla karşılanan” “Rusya’nın anayasal haklarının uluslararası kurallar üzerinde üstünlüğü” vurgusunun Rusya’nın egemenliğini güçlendirmeye dönük bir hamle olup olmadığının sorulması üzerine Tyulkin bu vurgunun Putin’in kendi pozisyonunu ve iktidarını sağlamlaştırmaya dönük bir hamle olduğunu ifade etti. Böylece iktidarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve diğer uluslararası kuruluşlara bakmadan daha eli rahat baskı uygulayabileceğini, Rusya’yı yarı-feodal bir emek yasası ile yönetmeye devam edebileceğini, insanlar eve ekmek götüremezken grevleri yasaklamaya ve sonra da halkın koruyucusu pozunu korumaya devam edebileceğini anlattı. Tyulkin bu tür girdilere aldanılmaması gerektiğini ve ancak mücadelenin halka haklarını kazandıracağını hatırlatarak sözlerini bitirdi.
