'NATO'nun bir ödevi daha var: Almanya'ya karşı set çekmek'

NATO'nun 70'inci kuruluş yıldönümünde Almanya-NATO ilişkilerine ilişkin bir derlemeyi okurlarımızla paylaşıyoruz...

Tevfik Taş

NATO'nun 70'inci kuruluş yıldönümü anması  Alman medyasında ilgi ile ele alınıyor. NATO ve  ABD ile ilişkilerini sorgulayıcı tarzda mercek altına alan pek çok makale ve incelemeye yer veriliyor.

Başlıktaki cümle Spiegel Online'dan alınma. Makalenin üst başlığı tam olarak şöyle: ''Almanlar'dan Korku. NATO, Soğuk Savaş'ta Sovyetler Birliği'ni bir saldırıda bulunmaması konusunda korkutmasıyla övünürdü. Şimdi ABD belgelerinde görüyoruz ki, ittifakın bir ödevi daha varmış: Almanlara karşı set olmak.''  (1)

Set olma (''eindämmen'') fiilininin Amerikan siyasetinde ''yalnızca Ruslar söz konusu olduğunda'' kullanıldığına dikkat çekilen makalede, Almanya için kullanılmasının öneminin altı çiziyor.

'NATO'NUN SONUNUN BAŞLANGICI'

Liberal Süddeutsche Zeitung'dan Stefan Kornelius 4 Nisan 2019 tarihli makalesinde NATO'nun 70 yıllık tarihini ele alırken, sözü geçen teşkilatın ''var oluş krizi'' içinde olduğuna dikkat çekiyor. Bununla da yetinmeyen yazar, askerî bir terim olan ''Mission creep'' deyiminden hareketle, ''NATO'nun sonunun başlangıcı''na gelindiğini kaydediyor. (2)

NATO'nun patronunun ABD olduğunu, sürecin nasıl ilerleyeceğine de ABD'nin karar verdiğini belirten Kornelius, ''hiçbir ittifak üyesi ülke, Almanya kadar kazançlı çıkmadı'' saptamasında bulunuyor. (A.g.y.)

Soğuk Savaş döneminin askeri ve iktisadi anlamda en kazançlı çıkan NATO üyesi ülkesin Almanya olduğu konusunda neredeyse zımnî bir mutabakat var. Die Welt gazetesi, Trump taraftarlarının yüzde 90'ının NATO üyeleri içinde ABD'nin ''kullanıldığını'' düşündüğünü kaydediyor. (3)

ALMANYA ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI: RUSYA İLE 1997 ANLAŞMASINA GERİ DÖNÜLMELİ

Almanya'nın sıkça medyada görünen emekli Genelkurmay Başkanı Harald Kujad, 4 Nisan 2019'da  Alman Birinci Kanalı ARD'nin Tagesschau programında, NATO'nun ''son derece derin bir kriz içinde'' olduğunun altını çizerken,  yüzde 2'lik savunma harcaması kriterini desteklediğini bellirtti. Kendi döneminden beri bu orana çıkılmasını savunduğunu, ancak Rusya ile yapılan 1997 anlaşmasının ABD tarafından feshedilmesinine karşı olduğunu söyledi. Almanya'nın güvenliği için Rusya ile anlaşmanın önemini savundu. (4)

Alman siyasetinde en Amerikancı ekolde yer alan sosyal demokrat SPD'li Dışişleri Bakanı Heiko Mass, 70'inci yıl töreninde, ABD Başkan Yardımcısı  Mike Pence'ın Almanya'nın ödevlerini yerine getirmediği, ''daha fazla ödemesi'' gerektiği üzerine yaptığı eleştirilere kızarak, ''Pence hiçbir şey bilmiyor. Ancak Almanya sözünde durmaya niyetlidir'' açıklaması yaptı.

Alman Dışişleri Bakanı'nın ''sözünde durmaya niyetli'' olduğu başlık, yüzde 1,5 oranına Almanya'nın 2024 yılına dek ulaşacağı vaadidir.

Almanya Genelkurmay Eski Başkanı Harald Kujad, bu güvencenin ''gerçekçi olmaktan uzak'' olduğunu söylese de, askerî harcamaların yükseltilmesinden yana. Savunma Bakanı Ursula Von der Leyen Kujad'ı desteklediği belirtilirken, koalisyon hükümetinin sosyal demokrat bileşeni ekonomiden sorumlu bakan Olaf Scholz, Savunma Bakanı'nın talep ettiği kaynağın aktarılamayacağını açıkladı ve ortaklar arasında gerilim yaşandı. Sözü geçen gerilimin ''tatlıya bağlandığı''na dair bir işaret görülmüyor. (5)

NATO devletlerinin 2018 yılı askeri harcamaları (GSMH içindeki oran)

ABD: Yüzde 3,39 

Yunanistan: Yüzde 2,22 

İngiltere: Yüzde 2,15 

Estonya: Yüzde 2,0 7

Polonya: Yüzde 2,05

Litvanya: Yüzde 2,03

Letonya: Yüzde 2,00

Romanya: Yüzde 1,92

Fransa: Yüzde 1,82

Türkiye: Yüzde 1,64

Norveç: Yüzde 1,62

Hollanda: Yüzde 1,35

Almanya: Yüzde 1,23

Kanada: Yüzde 1,23

Danimarka: Yüzde 1,21

Hırvatistan: Yüzde  1,71

Karadağ: Yüzde 1,5

Bulgaristan: Yüzde 1,4

Portekiz: Yüzde 1,35

Slovakya: Yüzde 1,2

Arnavutluk: Yüzde  1,16

İtalya: Yüzde 1,15

Macaristan: Yüzde 1,15

Çekya: Yüzde 1,11

Slovenya 1,02

İspanya, Belçika, Lüxemburg:

GSMH NATO tahmini verileri (Veri tarihi: Mart 2019).

Amaç: Her üye devletin GSMH'dan yüzde 2 ayırması

NATO Almanya için ne kadar önemli?

NATO Avrupa'da barışın güvence altınada olması için önemli: Yüzde 82

Almanya uluslararası alanda ağırlık kazanabilmesi için NATO gibi bir ittifaka ihtiyacı vardır: Yüzde 71

NATO önemini yitirmiştir, dağılmalıdır: Yüzde 13        (6)

Die Welt adına kamuoyu araştırması yapan DİMAP'ın soruları koşullama yöntemi ile hazırladığı açıkça sırıtıyor. Ayrıca, İslamcı terör tehditi, Rusya ile yaşanan gerilim, devasa sığınmacı akını vb gündemlerinden dolayı kamuoyunun kendisini güvencesiz hissettiği bir ortamda hazırlanıyor bu araştırma.

Buna karşın, NATO'nun Avrupa için barış güvencesi olmayacağına inanaların oranı %15'dir. Yüzde 25 NATO'dan uluslararası ilişkilerde olumlu bir şey ummuyor ve yüzde 13 NATO gereksizdir, dağıtılsın diyor.

(NATO'nun ilk oturumu, Eylül 1949, Brüksel, fotoğraf: Getty Images)

NATO'NUN İLK GENEL SEKRETERİNE GÖRE NATO'NUN ÜÇ ÖDEVİ

Britanya'nın Hindistan işgal subayı olarak görev yapıp, sonradan NATO'nun ilk Genel Sekreteri seçilen Lord Hastings Ismay, bir söyleşisinde NATO'nun Avrupa'da üç ödevi olduğunu söylemiş ve bu ödevleri şöyle ifade etmişti: ''Ruslar dışarıda, Amerikalılar içeride, Almanlar altta'' demişti.

Bu plana göre, bir, ''Ruslar'' diye niteledikleri Sovyetler Birliği Batı Avrupa'nın dışında tutulacaktı. İki, ABD Batı Avrupa'nın içinde yer alacaktı, Üç, Almanların büyümesine olanak verilmeyecekti.

Hasting Ismay'ın doktrini 1989 yılına kadar faal olarak uygulandı. Sovyetler Birliği'nin çözülmesi, başını ABD'nin çektiği emperyalist blok içinde de çatlamalara yol açtı. Düşmansız kalan NATO'nun, uluslararası haydutluk için yeni bir düşman tanımlamasına acilen gereksinimi vardı.

JENS STOLTENBERG: 'GÜVENLİKTEN YOKSUN DÜNYA'

Yeşil Kuşak doktirininden idmanlı ABD, ''radikal İslamcılık''ın yeniden icadı ve provakatif sabotajları ile dünya jandarmalılığının işlevinin sürmekte olduğunun mesajını vermekte gecikmedi. Ancak daha da ''güncel'' bir varlık gerekçesi keşfetti NATO kurmaylığı: Güvenlikten yoksun dünya!

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Alman Birinci kanalı ARD'nin 4 Nisan 2019'da  Brüksel'de yaptığı röportajda gazeteci Merle Tilke'nin ''NATO'nun geleceği var mı?'', sorusuna  her yana çekilebilecek ama bir o kadar da etkili bir yanıt verdi: ''Evet var, çünkü güvenlikten daha da yoksun bir dünyada yaşıyoruz.'' (7)

Güvenlikten yoksun dünya şablonu içine hemen her şeyi yerleştirebilirsiniz: Rusya mı? Sağı solu belli olmaz. Çin mi? Sırlarla dolu bir devlet. Terör mü? Her zaman, her yerden gelebilir...

ALMAN DEMOKRATİK CUMHURİYETİ'NİN YUTULMASI, EMPERYALİST DÜNYADA HEM SEVİNÇ HEM DE KAYGI İLE KARŞILANDI

Emperyalist dünyada yaşanan kriz, emperyalist pramitteki hiyerarşide zemin kaymalarına yol açtı. Ormanın kralı benim diye yumruklarını göğsüne vuran ABD, ''önce Amerika'' söylemi ile diğer emperyalist unsur ve olası rakip adaylara gözdağı vermeye yeltendi. Bir güçsüzleşme ifadesi olan bu tutum, çok geçmeden, kendi ittifaklar politikasını yaratarak siyasi rengini almaya başladı.

Güçsüzleşse de gücünü tam olarak henüz yitirmeyen Amerikan emperyalizmi, sistemin krizini diğerlerinin üzerin de yıkarak ''bir numara'' olma durumunu korumayı tasarlıyor. Trump'ın ''beyler, pamuk eller ceplere'' diye silahlanma yarışını kışkırtmak istemesi, savaşsız ve düşmansız yapamayacak olan emperyalizmin açmazı olarak şekillenmektedir.

Uzun Soğuk Savaş döneminde iktisadi olarak palazlanan Alman emperyalizmi, Avrupa Birliği'ni kendi iç pazarı olarak kullanarak ve Alman Demokratik Cumhuriyeti'ni yutarak ABD'ye kafa tutabilecek bir iktisadi güç haline geldi.

Kapitalist Almanya'nın sosyalist Almanya'yı yutması, emperyalist dünyada sanıldığı kadar coşkuyla karşılanmadı. Sosyalizmin bir ülkede daha yenilgiye uğratılması, hiç kuşku yok ki sevinçle karşılandı. Ancak zafer çılgınlığından ağzı köpüren Alman emperyalizminin önü sonu siyasi ve askerî bir güç olarak ''geri dönüş'' yapacağı kaygısı ta içlerine dert olarak düşmüştü.

Kudüs İbrani Üniversitesi'nde de çalışmalar yürütmüş, deneyimli Alman gazeteci Joachim Käppner, tam da bu noktada şu saptamayı yapıyor: ''İttifak, Avrupa'yı yalnızca Varşova Paktı'nın saldırısından korumak için kurulmamıştı''. Devamla şu değerlendirmede bulunuyor: ''İttifakın en büyük korkusu Almanya'nın yeniden birleşmesiydi.'' (8)

NATO'YA NOKTAYI SOSYALİST DEVRİM KOYACAK

Alman emperyalizminin güvenlik politikalarında ABD'ye daha az gereksinim duyacağı bir yönelimin açık ifadesi olarak okunabilecek olan Fransa destekli Avrupa Ordusu fikri, biraz da bu nedenle NATO'nun yaşlı ama hâlâ muktedir patronu tarafından şiddetle reddedilmektedir.

NATO, 70 yıldır emperyalizmin eli kanlı örgütü rolünü oynuyor. Birbirleriyle uyumlu görünme gayretleri de, dünya barışı söylemleri kadar aldatmaca. NATO'nun sonunu Alman emperyalizminin Amerikan şefliğine itirazı getirmeyecek. 

NATO'nun patronu ABD, aralarındaki en yağlı kemik kavgasında Alman emperyalizmine karşı ''set'' olabilecek olanaklarında en dar dönemini yaşıyor. Bu doğru. Ancak,  insanlığın kurtuluşu için son noktayı işçi sınıfının sosyalist devrimi koyacaktır. 21'inci yüzyıl buna şahitlik edecektir. Kuşkuya yer yok.


KAYNAKLAR:

(* 1)  http://www.spiegel.de/einestages/die-nato-in-den-sechzigerjahren-angst-v...

(**) Robert McNamara , Vietnam'ın ABD tarafından işgalinde en etkili rolü oynayan iktidar yetkilililerinin ön sırasında yer alıyordu. Öyle bir nam salmıştı ki, Vietnam Savaşı yerine, kendisine ''McNamara Savaşı'' diye lakap takılmıştı

(2) https://www.sueddeutsche.de/politik/nato-verteidigungsbuendnis-usa-deuts...

(3) https://www.welt.de/politik/deutschland/article191368105/Deutschlandtren...

(4) https://www.tagesschau.de/multimedia/video/video-523805.html

(5) http://haber.sol.org.tr/dunya/almanyada-koalisyon-hukumetinde-savunma-bu...

(6) https://www.welt.de/politik/deutschland/article191368105/Deutschlandtren...

(7) https://www.sueddeutsche.de/politik/jahre-nato-ihre-groesste-angst-ein-w...

(8) https://www.tagesschau.de/ausland/nato-jubilaeum-stoltenberg-101.html