Koronavirüs Latin Amerika yoksullarını vuracak

Latin Amerika da, Türkiye gibi, salgının görece geç ulaştığı bölgelerden biri. Fakat virüs, Latin Amerika’nın yoksul halklarını çok kötü etkileyebilir. Temel sebep ekonomilerin kırılganlığı ve sağlığa pay aktarmayan kapitalist sistemler.

Esin Saraçoğlu

Tüm dünyada yayılmakta olan koronavirüs, diğer adıyla Covid-19, Latin Amerika’yı da etkisi altına almış durumda. Kıtadaki ilk vaka görece geç bir tarihte, 26 Şubat’ta, Brezilya’da tespit edildi. Hastalık kaynaklı ilk ölümse 7 Mart günü Arjantin’de gerçekleşti. 19 Mart’a gelindiğinde tüm Latin Amerika ülkelerinde vaka gözlemlenmişti. 22 Mart akşam saatleri itibariyle bölgenin en fazla etkilenen ülkesi Brezilya’dan 1546 vaka ve hastalık kaynaklı 25 ölüm bildirilmiş durumda (1). Venezuela merkezli haber kanalı Telesur’a göre bölge genelinde hastalık kaynaklı ölümlerin sayısı en az 50 (2).   

Geçtiğimiz hafta Brezilyalı siyaset bilimci Miguel Lago tarafından The New York Times için kaleme alınan bir yazı (3), pandemi nedeniyle gerek Brezilya’yı gerekse bir bütün olarak Latin Amerika’yı son derece zorlu bir sürecin beklediğine işaret ediyor. Lago, “Latin Amerika Covid-19’un En Büyük Kurbanı Haline Gelebilir” başlığını taşıyan yazısında, bölgenin dünya genelinde sağlığa devlet bütçesinden en az pay ayıran bölgelerden birisi olduğunu belirtiyor. Yazara göre bölge ülkelerinin pandemi karşısında ek bir zaafı daha var: Sağlık sistemleri, başlıca ölüm nedenleri olarak, hem birinci dünya ülkelerine özgü hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklar, hem de yoksul ülkelere has bulaşıcı hastalıklarla aynı anda boğuşmak zorunda. Ayrıca Lago, bölge ülkelerinde şiddet ve suçun dünya ortalamasının çok üzerinde olduğunu ve bunun da sağlık sistemleri üzerinde kayda değer ek bir yük yarattığını ifade ediyor. 

Neoliberal politikaların “başarılı olduğu örnek” olarak şişirilen Şili’ye ilişkin bazı veriler, tablonun vahametini ortaya koymak bakımından yeterli olabilir: “Büyük oranda özelleştirilmiş olan Şili sağlık sistemi ne yazık ki Covid-19 ile yüzleşmeye hazır değil. Bin yurttaş başına düşen hastane yatağı sayısı yalnızca iki (aynı rakam Almanya’da sekiz, Fransa’da altı - bu arada, Türkiye’de de çok düşük: 2.8*). Kamu sektöründeki yoğun bakım yatağı sayısı sadece 590, ki resmi bir rapor, salgınla baş edebilmek için 5000 yoğun bakım yatağına ihtiyaç olduğunu söylüyor” (4). 

Radikal kamusal önlemler gerektiren pandemi koşullarında Latin Amerika ülkelerini özellikle kırılgan hale getiren temel bir unsur da ekonomileri. BM Latin Amerika ve Karayipler Ekonomi Komisyonu (CEPAL) Genel Sekreteri Alicia Bárcena, 19 Mart’ta telekonferans yöntemiyle katıldığı uluslararası bir toplantıda (5) bölgenin 2019 yılında zaten ancak yüzde 0,1 ekonomik büyüme kaydetmiş olduğunu, geçtiğimiz Aralık ayı tahminlerine göre 2020 için bölgeden yüzde 1,3 büyüme beklediğini ancak güncel durumda beklentinin -1,8’lik bir daralmaya çekildiği ifade etti. Bárcena’ya göre bölgedeki yoksulların sayısı 185 milyondan 220 milyona, aşırı yoksulluk koşullarından yaşayanların sayısı ise 67,4 milyondan 90 milyona çıkabilir. 

Bárcera’ya göre Şili, Peru ve Brezilya’nın ihracat sıralamasında birinci sırada yer alan Çin’e bölgeden yapılan toplam ihracat 2020 yılında değer bakımından yüzde 10,7 oranında azalacak; Karayip bölgesini dünyanın turizm talebindeki daralma özellikle etkileyecek; küresel ticaret zincirlerinin bozulması ise en başta Meksika ve Brezilya ekonomilerini tahrip edecek. Zira bu ülkeler Çin’den gelen ara mallarla (otomotiv, elektronik aletler, elektrikli ev aletleri, ilaç gibi alanlarda) imalat yapıp bunları ihraç ediyorlar. 

Eklemek gerekir ki Latin Amerika ülkelerinin sömürge geçmişleri nedeniyle yapısal olarak hammadde ihracatçısı konumunda olmaları, onları dünya genelindeki resesyonun özellikle kurbanı haline getirecektir. Bakır, petrol gibi madenlerin fiyatlarındaki düşüş şimdiden bölge ülkeleri için ciddi sonuçlar yaratmaya başlamış durumda. 

Haftasonu Arjantin’in çok tirajlı yayın organı La Nación’un internet sitesinde de benzeri olumsuzlukların altını çizen bir yazı yayımlandı (6). Daniel Zovatto imzalı, “Latin Amerika’nın Geleceği” başlıklı yazıda, halihazırda yüzde 31 olan yoksulluk oranının artacağı ve eşitsizliklerin daha da derinleşeceği öngörüsüne yer verilirken, bu manzaranın 2019 sonunda yaşananlara benzer veya daha kuvvetli yeni bir protestolar dalgasını tetikleyebileceği dile getiriliyor. 

Bu açıdan dünyanın geri kalanına benzer şekilde uygulanan karantina önlemleri ve yakın zamanda ertelenecek olan seçimler, belki de kıtayı fazla basınçtan patlamak üzere olan bir düdüklü tencere haline getirecek.  

* Türkiye'de sağlık sisteminin Kovid-19 ile mücadeleye ne kadar hazır olduğunu ilişkin olarak şu yazılara erişebilirsiniz: 


(1) https://brazilian.report/coronavirus-brazil-live-blog/

(2) https://www.telesurtv.net/news/balance-muertos-america-latina-coronavirus-20200322-0008.html# 

(3) https://www.nytimes.com/es/2020/03/19/espanol/opinion/coronavirus-america-latina-gobiernos.html

(4) https://www.marxist.com/chile-faced-with-covid-19-trade-unions-threaten-to-impose-quarantine-through-general-strike.htm 

(5) https://www.cepal.org/es/comunicados/covid-19-tendra-graves-efectos-la-economia-mundial-impactara-paises-america-latina

(6) https://www.lanacion.com.ar/opinion/el-futuro-de-america-latina-en-tiempos-de-covid-19el-mundo-nid2345270