Kısa tarih turu: Hama'da neler oldu?

Son birkaç haftadır cihatçı gruplar, Hama kentinin kuzey kırsalındaki yerleşim yerlerine geniş çaplı bir saldırı başlattı. Cihatçılar, Şam'ın doğu banliyölerindeki saldırılardaki gibi kısa zamanda ciddi kazanımlar elde etse de Suriye ordusu, Hizbullah'ın da desteğiyle olumsuz tabloyu tersine çevirmeye başladı.

Emre Köse

Mart ayının ortalarından bu yana cihatçı gruplar Suriye'nin değişik bölgelerinde çok sayıda saldırıya girişti. Bunlardan batı Halep'e yönelik saldırı ilk günden hezimete uğrasa da Tahrir'uş Şam adlı Nusra Cephesi'nin (yeni adıyla Şam'ın Fethi Cephesi) öncülük ettiği yeni cihatçı koalisyonunun Şam'ın doğu banliyöleri, Cobar ve Kabun bölgelerindeki karşı saldırıları Suriye ordusuna ağır kayıplar verdirirken geçtiğimiz birkaç haftadır Tahrir'uş Şam adlı çatı örgütüne bağlı grupların başlattığı geniş çaplı saldırılar neticesinde Hama'nın kuzey kırsalındaki çok sayıda yerleşim yeri düştü.

Bununla birlikte Hıristiyan ve Alevi nüfusun yoğunlukta olduğu köy ve kasabalar da katliam tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Tahrir'uş Şam, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan üçlüsünün 2015'te kurduğu cihatçı koalisyonu olan Fetih Ordusu bünyesinde başlayan ve odaklarının Ahrar'uş Şam ve Nusra Cephesi (bu gruplar çatı örgütünün idaresini üstleniyor) olduğu bir kriz neticesinde 3 ay önce kuruldu.

Fetih Ordusu'nda başlayan çatlağın sinyalleri daha TSK'nin Cerablus harekatından önce sınırdaki Karkamış'a yığınak yapmasından beri veriliyordu. 

AHRAR'UŞ ŞAM'IN YALNIZLIĞI

İdlib'de başta Nusra Cephesi, olmak üzere içerisinde yabancı uyruklu grupların tamamının yer aldığı çok sayıda silahlı grup, Türkiye'nin doğu Halep'teki kuşatmayı değil, kendi günübirlik çıkarlarını düşünmesinden fena halde huzursuzdu. Bu huzursuz kadroya Ahrar'uş Şam'ın askeri kanadı da dahildi. Nihayetinde Ahrar'uş Şam'ın eski emiri Ebu Cabir, komutasındaki 16 ayrı silahlı fraksiyonu Ahrar'uş Şam'dan kopardı.

Tahrir'uş Şam çatısı altına giren gruplar arasında Handarat kampında 12 yaşındaki bir çocuğun kafasını kesen Nureddin Zenki isimli grup da yer alıyor. ABD'nin ''her şeye rağmen'' desteğini esirgemediği bu grup, bir ıslıkla El-Kaide'yle yan yana saf tuttu ve Fırat Kalkanı'ndan militanlarını çekti. 

İdlib'deki cihatçı grupların büyük bir kısmı Tahrir'uş Şam'dan taraf olurken Ahrar'uş Şam hiç olmadığı kadar yalnızlaştı; sahada alan hakimiyeti yok denecek kadar az olan, bir elin beş parmağını geçmeyecek sayıda ÖSO grubu da Ahrar'uş Şam'dan taraf aldı. Mart 2015'te ''İdlib İslam Emirliği''ni inşa eden Türkiye ve Körfez'in el emeği göz nuru Fetih Ordusu böylelikle tarihe karışmış oldu.

HAMA'NIN ÖNEMİ

2016 yılının sonbahar aylarından bu yana cihatçı gruplar arasındaki şiddetli iç çatışmalara sahne olan İdlib'de Mart ayının girmesiyle, daha doğrusu El-Bab'ın TSK destekli Fırat Kalkanı güçlerince IŞİD'den geri alınması sonrasında sular duruldu.

Gardını tekrar toplayan cihatçı gruplar Hama kentinin kuzey kırsalında (İdlib'in hemen güneyi) geniş çaplı bir harekata girişti.

Hama'nın Selefi cihadistler için sembolik önemi (1982 Hama olayları, Müslüman Kardeşler tarafından başlatılan silahlı kalkışmanın Suriye hükümeti tarafından bastırılması) büyük, bu kent vekalet savaşı boyunca hem kuzeyden, hem güneyden hem de doğudan sayısız saldırıya maruz kaldı.

Hama ve İdlib vilayet sınırlarının kesiştiği hatta çok sayıda Alevi, İsmaili ve Hıristiyanın yaşadığı yerleşim birimi bulunuyor. Yanı sıra yaklaşık 3 senedir IŞİD'in şiddetli saldırılarına maruz kalan Hama'nın doğu kırsalındaki Selemiye kenti çevresinde çok sayıda Alevi ve İsmaili köyü bulunuyor.

MABUCA, ZARA VE MAAN KATLİAMLARI

Bunlardan biri, Mabuca. Selemiye kentinin kuzeydoğusunda yer alan Mabuca kenti, Selemiye-Rakka karayolu üzerinde yer alıyor. IŞİD tam tamına iki sene önce Mabuca köyüne bir gece baskını düzenleyerek Suriye Muhalif İnsan Hakları Gözlemevine (SOHR) göre en az 37 ve SANA'ya göreyse 44 kişiyi bir gecede katletti.

Katliamın yaşandığı gece France 24 Arabia'a bağlanan Suriye Muhalif İnsan Hakları Merkezi Başkanı Rami Abdurrahman, ''Elimize ulaşan son bilgilere göre IŞİD, gece girdiği Mabuca köyünde 37 kişiyi, bir kısmını yakarak, bir kısmını keserek ve bir kısmını da vurarak öldürdü. Köyde katledilenler Aleviler, İsmaililer ve Sünnilerden oluşuyor. IŞİD kimlikler arasında ayırım gözetmeksizin aileleri katletmiştir. IŞİD, orada bulunan Sünnileri de 'mürted' oldukları ve Alevilerin yanında durdukları gerekçesi ile katletmiştir.'' şeklinde konuştu.

Benzeri bir katliam bu sefer ''ılımlı muhalifler'' eliyle, Hama ve Humus vilayet sınırında yer alan ez-Zara köyünde, geçtiğimiz yılın Mayıs ayında gerçekleştirildi.

Nusra öncülüğünde bir araya gelen çok sayıda silahlı grup, ''Halep'in İntikamı'' ismini verdikleri baskın neticesinde çok sayıda sivili katletti. Gazeteci Kevok Almassian tarafından aktarılan bilgiye göre 115 kişi kaçırılarak katledildi. Katliamın gerçekleştirildiği sıradaysa Suriye genelinde ateşkes ilan edilmişti.

Biraz daha geriye gidecek olursak belleklerde yer eden en acı katliam kuşkusuz Maan'dı.

Hama'nın yaklaşık 30 kilometre kuzeyinde yer alan Morek kentine bağlı Maan köyü, 10 Şubat 2014'te batı destekli ''ılımlı muhalif'' gruplar tarafından basıldı.

SANA'da yer alan bilgiye göre Maan köyünde katledilen sivillerin sayısı 60 civarı. Öldürülenlerin büyük bir kısmını da Aleviler oluşturuyor.

Biraz daha geriye gidecek olursak, vekalet savaşının yeni yeni şiddetlendiği dönemde de, yine Hama ve Humus vilayet sınırında yer alan Akrab kasabasında yaklaşık 125 sivil öldürüldü ve yaralandı.
Bunun yanı sıra son birkaç haftadır devam eden saldırılarda, yine Hama'nın kuzey kırsalında yer alan Mecdel kasabasını ele geçiren cihatçı gruplar 20'den fazla sivili kurşuna dizdi.

HIRİSTİYANLAR TEHDİT ALTINDA

Mecdel'i ele geçiren cihatçılar Mharde kasabasını da üç koldan kuşatmayı başardı.

Mharde, Hama'nın kuzeybatı kırsalında yer alan Hıristiyan nüfusun varlık gösterdiği bir bölge. Cihatçı grupların İdlib'in güneyine yerleşmesinden bu yana sürekli füze ve havan toplu saldırılara maruz kaldı.

Mharde'de yerli halk dışında Hama'nın kuzeyindeki Latamina, Morek, Halfaya gibi bölgelerdeki cihatçı saldırılarından kaçan siviller de barınıyor.

Mharde kasabasını savunanlar Suriye ordusu, Suriye Sosyal Nasyonalist Partisi'nin silahlı kanadı, Hizbullah ve ulusal savunma kuvvetlerine bağlı ''Şafağın Muhafızları'' grubu.

''Şafağın Muhafızları'' grubu tamamen Mharde kasabasının yerlilerinden oluşuyor ve yaklaşık iki yıldır sahada varlık gösteriyor.

Suriye ordusu son birkaç gündür Hizbullah'ın da desteğiyle tabloyu tersine çevirmeyi başarsa da cihatçılar Hama kent merkezine çok yakın bir mesafede bulunuyor.

CUND'UL AKSA MUAMMASI

Akılları kurcalayan diğer bir soruysa kuzey Hama ve güney İdlib kırsalına yerleşen yüzlerce Cund'ul Aksa militanına ne olduğu.

Bilindiği üzere Cund'ul Aksa, geçtiğimiz aylarda Fetih Ordusu içerisinde başlayan çatırdamalar neticesinde tamamen kopuşunu ilan ederek IŞİD'e biat etmişti.

IŞİD'e bağlanmasıyla Fetih Ordusu içerisindeki her iki tarafın da hedefi olan Cund'ul Aksa İdlib'in çok sayıda kasaba ve ilçesinden çekilerek Hama kentinin kuzey kırsalına sıkışmıştı.
Bununla birlikte Cund'ul Aksa, IŞİD'e biat etmeden önce de belirli aralıklarla IŞİD'le işbirliği yaptığı suçlamalarına maruz kalıyordu. Öyle ki bu suçlamalar sahada çok sayıda kanlı çatışmalara sahne oldu ve birçok Cund'ul Aksa militanının kaçırılmasına, hapsedilmesine veya öldürülmesine şahit olundu.

Tahrir'uş Şam grubunun Cund'ul Aksa militanlarına güvenli geçiş sözü verdiği iddiaları bir süredir dolanıyor, fakat Tahrir'uş Şam'ın Cund'ul Aksa militanlarını nereden ve nasıl ''güvenli geçireceği'' de akıllarda soru işareti.