Kerkük'te neler oluyor: İşgalden sonrası, nüfus tartışması, petrol kavgası

2003'teki ABD işgalinden sonra ihtilaflı bölgeler arasında yer alan Kerkük'ün bugün Kürdistan bölgesel yönetimine bağlanıp bağlanmayacağına karar verilmesi için bir referandum kararı alındı. Referandum kararına yönelik tartışmaları anlamak için Kerkük'ün tarihine kısaca bakmakta fayda var.

Dış Haberler

Kerkük'ün yasal statüsü, 2003'te Irak'a yapılan Amerikan işgalinden sonra belirsizliğini koruyan başlıklardan biriydi.

ABD inisiyatifiyle hazırlanan Irak Anayasası'nın 140. maddesine göre, Kerkük'ün statüsüne bir referandumla karar verilmesi gerekiyordu. Ancak, referandumun nasıl yapılacağı ve içeriği maddede belirtilmemişti. 140. Madde bugüne kadar uygulanmamıştı, Yeni Anayasa'ya göre 2007 yılında belirlenmesi gereken statü, itirazlar ve belirsizlikler nedeniyle de erteleniyordu. 

Kerkük'te yaşayan etnik unsurlardan Kürtler Kerkük'ün Kürdistan bölgesel yönetime bağlanmasını isterken, Türkmenler ve Araplar buna karşı çıkıyor. Irak Parlamentosu'nda kabul edilen yerel seçim yasasında yapılması öngörülen değişiklikte, Kerkük'te Arap, Kürt ve Türkmenlerin eşit sayıda temsil edildikleri bir yerel meclis yer alıyordu. Ancak yasa tasarısı Talabani tarafından veto edildi ve bu, Kürtlerin protesto gösterilerine neden oldu.

2014 yılında Kerkük yönetimi, IŞİD'in Irak kentlerini ve özellikle de Tıkrit'i işgal etmesinin ardından Peşmergenin eline geçmişti.

Bugün Kerkük İl Meclisi'nce Kerkük'ün legal statüsü konusunda referanduma gidilmesine karar verildi.

Kentte yaşayan Kürt nüfusu, kentin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimine; Araplar Bağdat yönetimine; Türkmenler ise kentin özel bir statüye sahip olmasını istiyorlar.

2003 SONRASI KERKÜK

Petrol zengini şehir Kerkük'te, işgal sonrasında kentte bulunan etnik grupların temsiliyeti esas alınarak bir İl Meclisi kurulmuştu.

Bu mecliste Araplar, Türkmenler, Kürtler, Suriyeliler ve bağımsızlardan oluşan 5 blok var. Ancak Araplar ve Türkmenler, Kürtlerin bağımsızların elindeki koltukları da kontrol ettiğini ileri sürüyorlar.

2005 sonrasında yapılan gizli bir oylamayla, İl Meclisi bugünkü haline dönüştürüldü. Kerkük'te referandum kararı alan İl Meclisi, 2005'te alınan kararla kurulmuştu.

KENTİN DEMOGRAFİK YAPISI

ABD'nin inisiyatifiyle hazırlanan Irak Anayasası'nın 140. Maddesi'nden beri kentin demografik yapısı, tartışma konusu.

Kerkük üzerine bölgedeki tüm etnik ve siyasi gruplar hak iddia ederken, kentin yasal statüsünün kararının referandumla verilecek olması, daha önce sürgün edilen Kürt nüfusunun kente geri dönmesiyle birlikte Araplar ve Türkmenler arasında tartışma yaratıyor.

Barzani yönetiminin kenti Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne bağlanması konusunda referandum seçeneğinde ısrar etmesi ve bölgedeki Arap ve Türkmen siyasi öznelerin buna itiraz yükseltmesi, şehre geri dönen Kürt nüfusunun diğer etnik unsurlardan sayısal olarak daha fazla hale geldiğini kanıtlar nitelikte.

Kentin demografik yapısına ilişkin son gerçek istatistik 1957 yılından kalma. Bu verilere göre tüm Kerkük vilayetinde çoğunluğu Kürtler oluştururken, kent merkezinde Türkmenlerle Kürtlerin sayısı hemen hemen eşitti.

1997'ye gelindiğinde ise kentin nüfusunun Türkmenler ve Kürtlerin aleyhine, Araplarınsa lehine değiştiği görülüyor.

KENTTEKİ ETNİK ÇATIŞMALAR

Kentteki etnik unsurlar arasındaki gerilim, yakın geçmiş süresince yer yer çatışmalar ve bombalı eylemler olarak kendini gösteriyor.

Kent üzerinde hak iddia edilmesi ve Kerkük petrolünün nereye akacağı sorusu, çatışmaları yönlendiriyor.

Barzani ve Talabani'nin, Arap aşiretleriyle düzenleyeceği toplantı, bir intihar saldırısının hedefi haline gelmişti.

BM'NİN ÇÖZÜM PLANI

Yer yer çatışmalar yaşanan ve yıllardır statüsü belirlenemeyen Kerkük, uluslararası siyasetin de önemli bir sorusu. Uluslararası siyasette de, Kerkük petrolünün kime akacağı sorusu, çözüm önerilerine şekil veriyor.

Birleşmiş Milletler, Kerkük'ün statüsü için beş seçenekli bir yol haritası çıkarmıştı. Seçenekler arasında mali bakımdan Bağdat'a bağlanması, bunun dışında kente bir çeşit otonomi tanınması vardı. Bu seçenekte kentin etrafındaki petrol gelirlerinden, kente doğrudan kaynak aktarılacaktı. Barzani, bu öneriye şiddetle karşı çıkmış ve referandum yapılması gerektiğini savunmuştu.

PETROL SORUNU

Şirketler ve devletlerle yapılan petrol antlaşmaları, Kerkük'ün siyasi durumu nedeniyle belirsiz hale geliyor.

Bağdat yönetimi, Kerkük petrolünde yasal olarak hak iddia ederken, Kürt yönetiminin şirketlerle yaptığı antlaşmaları yasadışı olarak nitelendiriyordu.

Ele geçirdiği bölgelerde hızlıca petrol ticaretine başlayan IŞİD de Kerkük'ü defalarca hedef almıştı. Çoğu kez şehre intihar saldırısı düzenleyen IŞİD'in de Kerkük'ü 'ele geçirme' ve petrolünü kullanma isteği olduğu sonucu çıkartılabilir.

IŞİD'in Kerkük'ten püskürtülmesinin ardından petrol konusu hala tartışma yaratıyor. Saldırının kim tarafından düzenlendiği ve olayın içeriğine dair ayrıntılı bilgi verilmezken, Kerkük'ten petrol çıkaran North Oil Company yakın zamanda saldırıların hedefi olmuştu.

Öte yandan geçen ay Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne (KYB) bağlı peşmergelerin petrol kuyularını işgal etmesiyle başlayan kriz, Kürdistan bölgesi ile Bağdat arasındaki anlaşmayla çözülmüştü.

KÜRDİSTAN BAYRAĞI KARARINA TEPKİLER

Kürdistan bayrağının devlet binalarına asılması kararının alınmasının ardından, Türkiye hükümeti konuya ilişkin endişelerini dile getirmişti. Alınan karar, Türkmenlerin protestosuna sebep olmuştu.

Irak'taki Türkmen nüfusuyla siyasi olarak yakın olan Türkiye hükümeti, İl Meclisi'nin referandum kararı alması da AKP'yi endişeye sevk eden gelişmelerden birisi. 

Bağdat yönetimi de bayrak kararına itiraz etmiş, ancak Kerkük İl Meclisi Başkanı Rêbwar Talabani, Kerkük’te basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Irak Parlamentosu’nun, Kerkük’te Irak Federal Bayrağı dışında başka bir bayrağın asılmasını yasakladığı kararının, kendilerini ilgilendirmediğini" duyurmuştu.