Irak’ta hükümet belirsizliği Kovid-19 pandemisine rağmen ülke gündeminin hala üst sıralarında. Son olarak Mart ayı başında Tevfik Allavi hükümeti için Irak Meclisi’nde düzenlenen üçüncü güvenoylaması da katılımın yetersiz olması sebebiyle ileri bir tarihe ertelendi. Ekim ayında beri meydanlarda olan göstericiler ise Allavi’yi, yıkmak istedikleri yolsuzluk ve rüşvet düzeninin bir parçası olarak görüyorlar.
Protestolarda şu ana kadar 500’e yakın insanın ölüp binlerce kişinin yaralandığı biliniyor. Başbakan adayı Allavi, protestocuları öldürenleri cezalandırmak, Irak’a dış müdahaleyi durdurmak gibi bir dizi ‘güçlü’ vaatte bulunsa da güvenoyu almasına düşük ihtimal veriliyor. 2019’un Ekim ayında başbakanlığını Abdülmehdi’nin yürüttüğü hükümet, gösteriler karşısında direnemeyip istifasını vermek zorunda kalmıştı. Covid-19 salgını hükümet krizine yeni bir boyut katmış oldu.
SALGINA RAĞMEN, SALGINA KARŞI
Ülkede 28 Şubat’ta kayıtlara geçen ilk yeni koronavirüs vakasının ardından 5 Mart’ta ilk ölüm bildirilmişti. Mart başında sokaklardaki göstericiler “Keskin nişancılarınız bizi caydıramadı, korona mı caydıracak?” gibi meydan okuyan beyanatlarda bulunuyorlardı. Ancak 15 Mart’ta pandemi önlemleri gereğince sokağa çıkma yasağı getirildi. Alınan önlemlere rağmen 20 Mart’ta devletin göz yummasıyla 400 bin Şii hacının On İki İmam için toplandığı ve önlemlerin dinsel törenlere işlemediği ortaya çıktı.
Irak Komünist Partisi’nin yayını Tarık El Şaab (Halkın Yolu) gazetesinde yayınlanan bir haberde yolsuzluğa karşı aylardır sokaklarda olan göstericilerin sayıları azaltarak ve organize olarak sokaktaki varlıklarını sürdürdükleri bildiriliyor. Bağdat’ın Tahrir Meydanı göstericiler tarafından çevrelenerek dezenfekte edilmiş. Basra’da ise çadırlar sökülmemiş ve her çadırda iki kişinin kalmasına karar verilmiş.
Gazeteye göre pek çok kentte öğrenci birlikleri aracılığıyla göstericilerin ekipler oluşturarak çadırları sökmeden nöbetleşe duruyorlar. Gönüllü ekiplerinin maske ürettiği ve eczanelerden bağışlarla edindikleri maske, dezenfektan gibi koruyucu malzemeleri ve Covid-19 ile ilgili bilgilendirici materyalleri başta yoksullar olmak üzere halka dağıttığı aktarılıyor.
Salgınla ilgili Irak Komünist Partisi adına yapılan açıklamada konunun ‘bireysel sorumluluk’ olarak tanımlanması eleştirilmiş, tüm kaynakların kamusal sağlığa ayrılması, ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi, işçi haklarının korunması talep edilmişti. Açıklamada ayrıca emperyalistlerin uyguladığı yaptırımların kaldırılması ve NATO operasyonlarının durdurulması gerektiği vurgulanmıştı. Irak Komünist Partisi’nin Ekim ayında başlayan protestolar ve yeni bir hükümet oluşumuyla ilgili ‘Güçlü bir Geçiş Hükümeti’ kurulması görüşünde olduğu biliniyor.
