İngiltere'de telefonla yapılan dolandırıcılıkların parası ile IŞİD finanse ediliyor

Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu'nun raporuna göre Suriye ve Irak'taki İslamcı çetelere karmaşık bir para aklama mekanizmasıyla Avrupa üzerinden gelir sağlanıyor.

Dış Haberler

G7 ülkelerinin oluşturduğu Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu'nun (MÇG) raporu göre Suriye ve Irak'taki İslamcı çetelere karmaşık bir para aklama mekanizmasıyla gelir sağlandığını gösteriyor. Söz konusu para aklama mekanizması Güney İngiltere'de telefon yoluyla yapılan bankacılık dolandırıcılıklarından İngiltere'den Afrika'ya satılan arabalar üzerinden yapılan dolandırıcılık işlemlerine kadar geniş bir yelpazedeki dolandırıcılıkları kapsıyor. Rapora göre bu gibi faaliyetlerden elde edilen mali kaynak çeşitli kanallardan Suriye ve Irak'a aktarılıyor. 

Independent'ın haberine göre Soruşturmayı yürüten Başmüfettiş Terri Nicholson'a göre MÇG, "terörist gruplarla ilgili olduğuna inandığı bir dizi vaka ve soruşturmayı yakından takip ediyor." Müfettişin telefonla yapılan dolandırıcılık işlemleri için anlatmış olduğu senaryo Türkiye'de benzer yollarla yapılan dolandırıcılık olaylarını hatırlattı. Dolandırıcılar genel olarak dolandırılacak kişileri banka hesaplarında şu ya da bu şekilde bir sorun olduğuna ikna ettikten sonra hesaplarındaki paranın tamamını ya da bir bölümünü başka bir hesaba aktarmalarını ya da elden belli kuryelere iletmelerini isteniyor.

Söz konusu dolandırıcılık işlerinden yaratılan maddi kaynak, herhangi bir denetimde yakalanmaması amacıyla Suriye ve Irak'a küçük meblağlar halinde iletiliyor.  

Dolandırıcıların özellikle yaşlı insanları hedef aldığı ve Avrupa çapında benzer yöntemlere başvurdukları belirtiliyor. 

Rapor ayrıca bu çetelere mensup elemanların savaştıkları bölgelerden dönüşte para desteğine ihtiyaç duyduklarını ve pek çoklarının bu desteği vatandaşı bulundukları ülkelerin büyükelçiliklerinden sağladıklarını belirtiyor. Independent'a konuşan bir yetkili bu kişilerin "gaspa ya da hırsızlığa uğramış, kimlik ve pasaportunu kaybetmiş turist" rolüyle büyükelçiliklere başvurduğunu ve bunun için mekan olarak kendi ülkelerinin Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerini seçtiklerini belirtti. 

Buckingham Üniversitesi Güvenlik ve İstihbarat Çalışmaları Merkezi'nden Prof. Anthony Glees, bunun söz konusu kişilerin tespitinde önemli bir ipucu olduğunu, Türkiye ve bir dizi diğer ülkedeki diplomatik merkezlerin mercek altına alınmasının konuya dair bilgi sunacağını belirtti.