Hiroşima ve Nagazaki’ye sırasıyla 6 Ağustos 1945 ve 9 Ağustos 1945’te yapılan atom bombası saldırıları yüz binlerce sivilin ölmesine sebep olmuş, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmişti. Saldırıda ölenlerin yalnızca küçük bir bölümü askeri personelken, atom bombasının yarattığı radyasyon onlarca yıl daha bölgede etkisini sürdürdü.
Pek çok çocuk radyasyon sebebiyle sakat doğarken, yüz binlerce insan da radyasyon sebebiyle kansere yakalandı. Savaşın ardından ABD ve İngiltere, bombalamaları meşrulaştırmak için atılan bombanın savaşın “erken” bitmesini sağladığını ve böylece “daha az” insan öldüğünü sürdü. Ancak bombalama yaşandığında savaşı bitirenin bu olmadığı biliniyordu. Savaşan tarafların açıklamaları da bu iddianın sonradan öne sürüldüğünü gösteriyor.
BOMBALAMAYA GİDEN SÜREÇ
Japonya’ya atom bombalarının atılmasından önce de yalnızca sivillerin yaşadığı şehirler ABD tarafından düzenli olarak bombalanıyordu. Bu yöntemle sivil ölümlerine aldırılmadan moral bozukluğu yaratılması için çalışılıyordu. Henüz Potsdam Konferansı sürmekteyken, Japon şehirlerine atılan bildirilerle şehirlerin bombalanacağı duyuruluyor, hemen ardından ABD uçakları sivillerin yoğunluklu olarak yaşadığı bu şehirleri ağır bombardımana uğratıyordu. Bu yöntemle 28 Temmuz’da 6 şehir, 1 Ağustos’ta da 4 şehir bombalanmıştı.
6 Ağustos’ta ise Hiroşima’ya ilk atom bombası atıldı. Bu bomba ilk anda 140 bin kişiyi öldürdü. Sonrasındaysa kanser ve benzeri radyasyon kaynaklı hastalıklar sebebiyle ölen sayısı 300 bine ulaştı. Bunlardan yalnızca 20 bin kadarının orduda bulunduğu biliniyor. 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atılan bombayla da 80 bine yakın sivil öldü. Nagazaki’de bombanın atıldığı bölgede fabrikalar bulunuyordu. Bu fabrikalarda çalışan binlerce Japon işçinin yanı sıra zorla çalıştırılan Koreli işçiler de bomba sebebiyle hayatını kaybetti. Kimi fabrikalarda çalışanların büyük bölümünün öğrenciler olduğu ortaya çıktı. Hiçbir askeri birlik bulunmayan Nagazaki’de ölenlerin yalnızca 150 kadarının orduda bulunduğu biliniyor.
GERÇEK SAVAŞ NEREDE OLDU?
ABD uçakları sivilleri bombalar ve Nagazaki’yle Hiroşima’ya atom bombası atarken, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin Japonya’ya karşı saldırısı başlamış, Sovyet ve Moğol birlikleri Mançurya Harekatı ile Japonya’ya karşı harekete geçmişti. Japon İmparatorluğu’nun kukla devletleri durumundaki Mançuko ve İç Moğolistan’ın 200 binin üzerindeki askerinin yanı sıra, Japon ordusundan 1 milyon 200 bin asker, 2 bin kadar uçak ve binin üzerinde tank da Mançurya’da bulunuyordu. 9 Ağustos’ta başlayan Sovyet saldırısı, 6 gün içerisinde Japonya’ya ağır kayıp verdirdi.
Japonya’nın en önemli birliği durumunda olan Kvantung ordusu Mançurya’da ağır bir yenilgiye uğradı. 600 bin esir veren ordu, 80 bin kadar da askerini kaybetti. Sovyetlerin Japonya’ya karşı saldırıya geçmesinden önce de Çin, Japon işgaline karşı büyük bir direniş göstermiş ve güncel tahminlere göre 1 milyona yakın Japon askerini öldürmüştü. Sovyetler Birliği, Kvantung Ordusu’nun yenilmesiyle teslim alınan tüm silahları Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na teslim etti.
Sovyet denizcileri Mançurya'da:
SAVAŞI BİTİREN NEYDİ?
14 Ağustos’ta Japonya teslim olacağını duyurdu. Bu tarihe gelindiğinde İç Moğol ordusu yok edilmiş, Kvantung Ordusu tamamen köşeye sıkıştırılmıştı. ABD’nin Çin’deki Hava Kuvvetleri Komutanı Claire Lee Chennault, “Sovyetler Birliği’nin Japonya’ya karşı savaşa girmesi Pasifik’teki savaşın bitişinin hızlanmasında belirleyici olmuştu, bu atom bombaları kullanılmasa da gerçekleşirdi. Japonya’ya Kızıl Ordu tarafından vurulan darbe Japonya’yı diz çökmeye zorlayan kuşatmayı tamamladı” diyerek savaşı gerçekte bitirenin kim olduğunu açıkça kabul ediyordu.
ABD’li komutan bu iddiasında yalnız da değildi. Japonya’nın teslimiyet açıklaması, Japon ordularını silah bırakmaya yöneltmemiş, Mançurya ve kimi diğer cephelerde savaş sürmüştü. Kızıl Ordu’nun Mançurya’da savaşı bitirmesi 20 Ağustos’ta gerçekleşirken, Çin’in Japonya’ya karşı savaşı azalarak da olsa Eylül’e kadar sürecekti. Japonya’nın resmen teslim olduğunu açıklaması da 2 Eylül’ü buldu. Bu sırada İngiltere Başbakanı Clement Attlee savaşın bitirmesini hızlandıranın Sovyet ordusu olduğunu söylerken, Winston Churchill de 16 Ağustos’ta Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmasında Josef Stalin’e ve Kızıl Ordu’ya teşekkür ediyordu. Kore’nin kurtarılmasının ardından da Pyongyang’da bulunan Moranbong Dağı’na bir anıt dikilerek “Kore halkını Japon köleliğinden kurtaran” Sovyetler Birliği’ne teşekkür edildi. Henüz aklı başında kimse savaşı bitirenin sivillere atom bombası atılması olduğunu söylemeye cesaret edemiyordu.
Çin halkıyla buluşan Sovyet denizcileri:
SAVAŞI BİTİRENİN ATOM BOMBASI OLDUĞU İDDİASINI KİM ÇIKARTTI?
16 Ağustos 1945’te Times'ta yer alan bir yazı, Japonların teslim olmasının arkasındaki sebebin atom bombası iddiasının kim tarafından ne için ortaya çıkartıldığını açıkça ortaya koyuyor. Yazıda Japon yönetiminin saygınlıklarını kurtarmak için yenilginin suçunu atom bombasına attıkları, ancak atom bombası ortaya çıkmadan haftalar önce İmparator Hirohito’nun yenilgiyi kabul ederek Stalin’den aracılık etmesini istediği belirtiliyor.
Yazıda savaşı bitirenin “yeni Amerikan bombaları” olduğu iddiasının bir “mit” olduğu söylenirken, Japonya’nın zaten “Anglo-Amerikan deniz gücünün deniz iletişimini kesmesi ve Sovyetlerin Mançurya’daki saldırısı” ile dize getirildiği bildiriliyor. Japon Başbakanı Kantaro Suzuki de 9 Ağustos’ta yaptığı bir konuşmayla Sovyetlerin savaşa girmesinin kendilerini tamamen umutsuz bir konuma ittiğini ve savaşın sürmesinin anlamsız olduğunu söylüyor.
Winston Churchill de The Second World War isimli kitabında Japonya’ya atom bombası atılacak olmasının Sovyetler’den gizli tutulduğunu ve saldırının alelacele yapılmasının sebebinin Japon anakarasına Sovyet saldırısını engellemek olduğunu kabul ediyor. Kısacası savaşın zaten bomba atılmasa da bitmiş olduğu o tarihlerde ABD ve İngiltere tarafından da kabul ediliyordu. Churchill, Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada savaşı bitirenin atom bombası olduğunu öne sürdüğünde Amiral Henry George Thursfield, Times'a mektup yollayarak savaşların yalnızca yıkımla bitirilemeyeceğini söyleyerek Churchill'i yalanladı.
ABD YALNIZCA JAPONYA’DA MI SİVİLLERİ BOMBALADI?
ABD ve İngiltere’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında sivil hedeflere saldırı düzenlediği tek örneğin Japonya olduğunu söylemek mümkün değil. Almanya’da da benzer yöntemin sıklıkla uygulandığı biliniyor. Bunun en meşhur örneklerinden biriyse Dresden’in bombalanması. 3 Şubat 1945’te bombalanan Dresden’de 25 bin sivil öldürülmüş, kentin dışındaki askeri hedeflereyse dokunulmamıştı. Bombalandıktan sonra Dresden:
Saldırıda kullanılan bombalar büyük yangınlara sebep olmuş ve çok sayıda sivil bu yangınlarda canlı canlı ölmüştü. Yapıldığında çok ses getiren saldırının amacının Kırım Konferansı öncesinde Sovyetler Birliği’ni etkilemek olduğu öne sürüldü. Bundan önce de Temmuz 1943’te Hamburg’a yapılan saldırıda 48 bin sivil öldürülmüştü,