Erdoğan'ın Londra'ya icazet ziyareti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran seçimleri öncesinde üst düzey temaslarda bulunmak üzere Londra'ya gitti. İngiltere-Türkiye ilişkilerinde Brexit sonrasının görüşüldüğü izlenimi verilmeye çalışılsa da, önemli gündemlerden birinin AKP'nin kaderi olduğu anlaşılıyor.

Doğa Can Oruçoğlu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üç gün sürecek İngiltere ziyareti dün başladı. 

Kaderinin belirleneceği 24 Haziran seçimleri öncesinde İngiltere'ye giden Erdoğan'ın önünde iki önemli gündem başlığının bulunduğu anlaşılıyor: İlki, giderek kötüleşen Türkiye ekonomisi ve her an çökecekmiş gibi duran bankacılık sistemi. İkincisi de Brexit sürecinde ve sonrasında İngiltere-Türkiye ilişkilerinin seyri...

Birbirinden bağımsız meselelermiş gibi gözükse de, bu iki gündem başlığının birbiriyle çok ilgili olduğu açık.

Nasıl mı? Şöyle:
 
Türkiye pazarının Brexit sürecindeki Britanya için ne ifade ettiği, ekonomik göstergelerin soğuk nefesini ensesinde hisseden Erdoğan'a Londra'nın kredi açıp açmayacağını belirleyecek. Dolayısıyla Erdoğan'ın Brexit sonrasının hesabını yapan İngilizlere "2023 vizyonu"nu pazarlamayı başarması, Türk bankacılık sisteminin kaderini elinde tutan merkezlerden biri olan Londra'dan 24 Haziran icazeti alabilmesi açısından kritik önemde.

DIŞ MİHRAKTAN 15 TEMMUZ GAZİSİNE
Londra'daki ilk gününde Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'nda konuşan Erdoğan, burada ağırlıklı olarak İngiltere-Türkiye ilişkilerinin ne noktada olduğunun ve nasıl geliştirilebileceğinin üzerinde durdu.

Erdoğan, Tatlıdil Forumu'nda yaptığı konuşmada, Birleşik Krallık'ın Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük ikinci ihraç pazarı olduğunu anımsatarak, "Toplam ticaret hacmimiz 16 milyar doların üzerindedir. May, geçen yıl ziyarette bulunduğunda 20 milyar dolar hedef koyduk" açıklaması yaptı.

Birleşik Krallık'ın Türkiye ekonomisi için önemini uzun uzun anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, havuz medyası son yıllarda gerçekleşen her terör saldırısında "İngiliz istihbaratının parmağı"nı keşfetmemiş gibi, "Türk demokrasisini ve doğrudan şahsımı hedef alan 15 Temmuz darbe girişiminde İngiltere'nin bize verdiği desteği unutmayacağım" diye konuştu.

Böylece Erdoğan, geçmişe sünger çekme isteğini gösterirken, İngiltere'yi diğer Avrupa ülkelerinden ayrı bir yere koyabileceğinin sinyalini de ayaküstü vermiş oldu.

İNGİLİZ YATIRIMLARI ÖNEMLİ
Erdoğan'ın konuşmasında belirttiği gibi İngiltere Türkiye'nin en büyük ikinci ihraç pazarı, buna karşılık İngiltere'nin mal ve hizmet ihraç ettiği ülkeler arasında 19. sırada. 

Elbette ticaret verileri tek başına Türkiye ve İngiltere arasındaki ekonomik ilişkiyi açıklamak için yeterli değil. Örneğin, Türkiye'den İngiltere'ye ihracatın önemli bir bölümü Türkiye'de üretim yapan yabancı (bir kısmı Birleşik Krallık merkezli) firmalar tarafından gerçekleştiriliyor.

İngiliz firması Rolls-Royce'un Türkiye'de savaş jetleri için motor parçası ürettiği ve geçen sene İngiltere Başbakanı Theresa May'in Türkiye ziyareti sırasında Türk Hava Kuvvetleri'nin modernizasyonu için 100 milyon poundluk anlaşma imzalandığı biliniyor. Türkiye'nin "yerli" "5. nesil savaş jeti" üretme projesi için Rolls-Royce'un tecrübelerinden yararlanması planlanıyor. 

ÇOK DEĞİŞKENLİ DENKLEMLER
Öte yandan, Londra Avrupa'nın en önemli finans merkezi olarak Türkiye'deki bankacılık sektörünün de kaderini elinde tutuyor. Türkiye ekonomisinin finansmanında Londra merkezli yatırım bankalarının belirleyiciliğinin yüksek olduğu bir gerçek. İngiltere Türkiye'nin en büyük risk kalemlerinden biri olan özel sektör dış borcunda da en fazla paya sahip ülke. Toplam özel sektör dış borç stokunun yaklaşık yüzde 10'luk yakın bölümünde ticari bankalar ve özel sektör şirketlerinin alacaklısı İngiliz bankaları. "2023 vizyonu"nun İngiltere'ye pazarlanması bu nedenle döviz kurlarının arttığı, kötüleşen ekonomi koşullarında önem kazanıyor.

Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ticari ilişkinin Brexit'ten sonra nasıl sürdürüleceği ise tek başına Erdoğan-May zirvesinde karara bağlanabilecek bir şey olmaktan uzak. Erdoğan olsa olsa İngiltere'nin AB'yle Brexit pazarlıklarına etkide bulunmaya çalışabilir.

AB'yle özel bir gümrük birliği anlaşması olan Türkiye açısından, Birleşik Krallık'ın Brexit sürecinde AB'yle nasıl bir anlaşma yaparak ayrılacağı önemli. Çünkü AB'yle gümrük birliği, Türkiye'yi dış ticarette Brüksel'in belirlediği şartlara tabi kılıyor. Ve İngiltere'nin AB'den nasıl bir anlaşmayla ayrılacağı Türkiye'nin en büyük ikinci ihracat pazarı olan İngiltere'yle ticari ilişkilerini etkileyecek.

İCAZET İSTEYEN SADECE ERDOĞAN DEĞİL
Türkiye'nin ya da temsilciliğini yaptığı siyasi hareketin geleceğini emperyalist merkezlerden alınacak icazette gören tek kişi Erdoğan değil.

Erdoğan'ın İngiltere ziyaretinin hemen öncesinde Kraliçe Elizabeth'e bir mektup yazarak, ülkemizdeki restorasyon güçlerinin duygularına tercüman olan bir zamanların best-sellerı Ece Temelkuran da bunlardan biri...

Daha önce de savaş suçlarıyla bilinen eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın yönettiği Dünya Kadınlar Zirvesi'nde konuşan Temelkuran, bu defa Kraliçe Elizabeth'e hitaben bir açık mektup kaleme alarak "Majesteleri, lütfen Erdoğan çaya geldiğinde ona 'tamam' deyin" çağrısı yaptı.

KRALİÇEDEN DEMOKRATİK TEPKİ İSTEMEK
The Guardian gazetesinde yayınlanan mektubunda, "özgürlüklere ve adalete karşı küresel bir saldırı olduğundan ve bu saldırının küresel bir savunmayla karşılanması gerektiğinden" bahseden Temelkuran, tıpkı Erdoğan gibi, İngiliz emperyalizmini bu saldırının parçası olarak görmediğini ifade etmiş oldu.

AKP tarafından kapının önüne konan liberallerin son yıllarda kurmak için yurtiçinde ve yurtdışında canla başla çalıştıkları "demokrasi için en geniş cepheye" Kraliçe Elizabeth'i de dahil eden Temelkuran, mektubunu Kraliçe'ye hitaben ilginç bir çağrıyla sonlandırdı:

"Eğer tarafsızlığınıza zarar verme riskini göze almak istemiyorsanız, fincanınıza çay doldurulduğu sırada, yeterli olduğunu ifade etmek için tamam (YN-Orjinal metinde de sözcük Türkçe) sözcüğünü kullanabilirsiniz. Böylece mesajın açık olacağını düşünüyorum."

ERDOĞAN'IN ZİYARETİ SÜRÜYOR
İkinci günü geride kalan Erdoğan'ın İngiltere ziyareti yarın da devam edecek.

Erdoğan'ın geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği Güney Kore ziyareti gibi, İngiltere ziyaretinin sonuçlarının da daha uzun bir zaman diliminde Türkiye'ye ilişkin ekonomik göstergeler izlenerek anlaşılabileceği düşünülebilir.