Dünya büyümesi yavaşlıyor

Dünya Bankası ‘Küresel Ekonomik Görünüm’ raporunda 2019 ve 2020’de dünya ekonomisinde ve ticaretinde büyümenin yavaşlaması bekleniyor. Uluslararası sermaye akışının yavaşlarken, borçlanma maliyetleri ve enflasyonun artış öngörülüyor. Türkiye için de büyüme tahmini gelecek iki yıl için yüzde 4.

Dış Haberler

Küresel büyüme oranının 2018'de yüzde 3,1 olacağı, bunu takip eden 2 yılda ise yüzde 2,9'a gerileceği öngörülüyor. Ancak bu büyüme oranı, sadece birkaç ülke için geçerli olacak. Öngörülen büyüme oranına rağmen kapasite kısıtlarının daha bağlayıcı olacağı ve küresel enflasyonun artacağı vurgulanıyor. 

Yılda iki kez yayımlanan Dünya Bankası “Küresel Ekonomik Beklentiler” raporunun yeni versiyonunda aşağıdaki konular öne çıkıyor:
Dünya ticaretinin de, sermaye harcamalarının azalmasıyla birlikte duraksayacağı tahmin ediliyor. Küresel faiz oranlarındaki beklenmedik yükseliş ve doların yeniden değer kazanması, "gelişmekte olan ülkelerin" para sağlama koşullarının daha da güçleşmesine, sermaye akışlarının daha fazla kontrol altına alınmasına neden oldu. Bu bağlamda, yatırımcılar, borçlanma getirileri artan ve para birimleri baskı altında olan ülkelere özellikle ilgi duymaya başladılar. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının da daha önce tahmin edilenin çok üstünde olması, dünya ekonomisine ilişkin arz yönlü yaklaşımları destekliyor.
 

"Gelişmekte olan ülkelerdeki" kişi başına düşen milli gelirin büyüme tahminleri öngörülebilir bir süre içinde olumlu gözüküyor. Ancak bu, özellikle de Sahra Altı Afrika'daki yoksulluğu düzeltebilecek seviyede değil. Bu bölgede büyüme hızının 2020'de yüzde 1'de kalması bekleniyor. Ortalama yüzde 3,5 büyüme oranı olan "gelişmekte olan ülkeler" arasında, Güney Asya'daki oranın yüzde 6'ya ulaşacağı tahmin ediliyor. Genel olarak beklenen büyüme oranının, "gelişmekte olan ülkelerin" üçte birindeki kişi başına düşen milli gelirin gelişmiş ülkelere yetişmek için yeterli olmayacağı görülüyor.

ÇOK BORÇLU VE BORÇ ÇEVİRMESİ GEREKEN ÜLKELER İÇİN HAYAT ZOR

Ekonomik görünüm ise risk altında. Küresel para sağlama koşullarının güçleştirilmesi ve oynak döviz kurları, çok yüksek seviyede borçlanmış, yeniden para sağlama ihtiyacı olan ve kredi kalitesi düşmüş olan "gelişmekte olan ülkeler" için tehlike arz ediyor. Önemli para merkezlerinin arasındaki ticari kısıtlamalar küresel ticaretin akışını bozabilir ve bu da özellikle "gelişmekte olan ülkeler" için olumsuz etkilere sebep olabilir. Seçimler politika güvensizliğini artırabilir ve jeopolitik gerilimler büyüme potansiyelini sekteye uğratabilir. Politika tamponlarının zayıflaması da birçok ülkeyi, küresel büyümede ihtimal dahilinde olan hızlı bir gerilemeye karşı hazırlıksız hale getiriyor.

YAVAŞLAMA NE ANLAMA GELİYOR?

Bütün bunlarla birlikte, Dünya Bankası'nın yayınladığı tablolar, 2020 yılına kadar "gelişmiş ülkelerin" kendi geçmiş ortalamalarına göre daha kuvvetli bir büyüme göstereceğini, ancak dünyanın geri kalanının tam tersine daha kötü duruma gideceğini gösteriyor. Küresel ticaret ve yatırımın ise 2020'ye kadar düşüş göstereceği görülüyor. 2008 krizi sonrasındaki en önemli gelişmelerden biri dünya ticaretindeki yavaşlama oldu. 2008 öncesinde dünya ticaretindeki artış dünya üretim artışının üzerindeyken 2008 sonrasında ortalama ticaret büyümesi, üretim artışının altına düştü. ABD-Çin, ABD-AB arasında artan ticaret geriliminin de önemli nedenlerinden biri olan bu düşüş, son 25-30 yıla damgasını vuran “üretim değer zincirinin parçalanması” sürecinde belli bir doygunluk noktasına ulaşılmasıyla yakından ilgili. 

2019 ve 2020’de petrol ve emtia fiyatlarındaki artış, enflasyon yükselişi beklentilerine rağmen dünya ticaretine ilişkin büyüme beklentilerinin sınırlı olması bu kapsamda önem taşıyor. Ticaret kısıtlamalarının etkili olmasının beklendiği ve aynı zamanda düşük yatırım eğilimi nedeniyle kapasite yetersizliklerinin etkili olmasının beklendiği görülüyor. 

TÜRKİYE BEKLENTİSİ

Dünya Bankası, Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının ise 2020'ye kadar yüzde 4'lük bir büyüme göstereceğini öngörüyor.