Çin İstanbul Başkonsolosu anlattı: Çin'in salgınla mücadelesi...

Çin İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, Milliyet'e 'Çin’in salgınla mücadelesi' başlıklı yazı yazdı. Wei Çin'de neler olduğunu dünyaya anlatmaya çalıştıklarının altını çizerken, ülkede artık yerel vaka görülmediğini belirtti.

Çin İstanbul Başkonsolosu Cui Wei Milliyet'e ''Çin’in salgınla mücadelesi'' başlıklı yazı yazdı.

Cui Wei'nin yazısı şu şekilde: 

2020 yılının başlarında, Çin halkı geleneksel bahar bayramı için hazırlanırken, insanoğlu ile koronavirüs arasında savaş Çin’in Wuhan kentinde meydana geldi. Tarihte görülmemiş yeni tip koronavirüse karşı, Çin hükümeti ve ülke genelinde 1.4 milyar Çin halkı seferber oldu. Olağanüstü durumlar için sıra dışı tedbirler alan Çin, olumlu sonuçlarını almaya başladı.

Tecrübelerimiz arasında en önemlisi erken davranmaktı. Salgınla mücadelemiz boyunca, “erken teşhis, erken raporlama, erken tecrit, erken tedavi” ilkesinde ısrar gösterdik ve en sıkı, en kapsamlı ve en etkin tedbirleri aldık ve almaya devam ediyoruz. Bu dörtlü erken tedbirleri gerçekleştirmek için, sistemimiz ve yönetişimdeki avantajlardan istifade ettik ve ülke genelinden kaynakları seferber ettik, ekonomik gelişmeyi hesap etmek yerine, önce hasta olan vatandaşlarımızı tedavi etmeye öncelik verdik. Bütün Çin halkı da bize güçlü destek verdi ve hükümetin tüm tedbirlerine bilfiil uydu, herkesin kişisel çabası sayesinde virüsün yayılma alanını çok aza indirdik.

İLK AŞI KLİNİK TEST AŞAMASINDA

Tüm bunlar arasında, 72 saat içinde virüsün gen dizisini tespit ettik ve beş gün içinde virüse özel test kiti geliştirdik. Ardından da profesyonel cihaz gerektirmeyen ve 15 dakikada sonuç alınabilen yeni test kitlerini geliştirdik. 11 milyon nüfuslu Wuhan’da, örneği olmayan tecrit ve tedbir kararları aldık. Şubat ayının ortasına kadarki süreçte virüsün yayılmasını yüzde 80 oranında azalttık.

10 gün içinde, yine Wuhan’da iki özel hastane inşa ettik ve 16 kabin hastanesini hizmete soktuk. Bunun yanı sıra 24 hastaneyi sadece Kovid-19 hastalarının tedavi edilmesi üzerine ayırdık ve bu süreçte 40 binden fazla yatak kapasiteli hastanelerimiz oldu. 40 binden fazla sağlık personelinden oluşan 330’dan fazla sağlık timini Wuhan’a sevk ettik, 19 eyaletimizden bire bir olarak Wuhan’ın merkezi olduğu Hubei eyaletinin diğer şehirlerine yardım etmesini sağladık ve yerel halka da yeterli oranda medikal ve yaşam malzemesi desteği verdik.

Deneyimlere dayanarak, virüsün teşhisi ve tedavi kılavuzunun yedinci versiyonunu yayınladık, etkin ilaçları saptadık ve geliştirdiğimiz ilk aşı da şu an klinik test aşamasında çalışmalarına devam ediliyor.

YEREL YENİ VAKA GÖRÜLMÜYOR

Tüm Çin halkının işbirliği ile, salgının zirve noktası atlatıldı, yerel kapsamda yayılmasının önü kesildi. Çin’deki yüzde 93 oranında hasta taburcu oldu. Mevcut kesinleşmiş vaka sayısı 2 bin 895 ve son birkaç gündür yerel yeni vaka görülmüyor. Wuhan da iki ay sonrasında normal hayatına döndü, şu anda salgının önlenmesi ve kontrolü ile ekonomik ve sosyal kalkınma çalışmalarını birlikte yürütüyoruz, istikrarlı ve düzenli bir şekilde üretim ve işe dönmelerini yeniden koordine ediyoruz, salgının etkisini en aza indirmeye çabalıyoruz.

'ÇİN'DE OLANLARI ANLATMA ÇABASINDAYIZ'

17 Mart’ta, DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus şunları kaydetti: “Salgının Çin’de hızlı ve kapsamlı bir şekilde kontrol altına alınması, uluslararası camiaya şunu gösteriyor; salgının odak noktasını belirleyip, buna konsantre olup ve güçlerimizi birleştirelim, bu şekilde salgının gelişme yönünü değiştirebiliriz.” Bu hem Çin’in çalışmalarının değerini gösteriyor hem de insanoğlunun mutlak zafere ulaşacağına dair güvenini tazeliyor.

Diğer ülkelerdeki Çinli diplomatlar ve ben, Çin’de olup biteni dünyaya anlatma çabasındayız, Çin’in çalışmalarını anlatıyorum, tanıtıyorum. Diğer ülkelerin, Çin halkının fedakarlığı ile kazanılan kıymetli tecrübelerinden istifade etmesini, salgınla mücadeleye devam etmesini, doğru olmayan yol ve yöntemlerden kaçınmasını ümit ediyorum.

'GÜNEŞLİ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR'

Salgınla mücadeleye kapsamında Türk hükümeti bir dizi tedbir ve önlem paketlerini uygulamaya başladı. Bu tedbirlerin çoğu, etkinliği Çin’de ispat edilmiş yöntemlerdir. Ben ve çalışma arkadaşlarım İstanbul’da yaşıyoruz, Türk hükümetinin beyan ettiği ‘14 kural’a göre gündelik yaşamımıza devam ediyoruz. İnanıyorum ki, salgını dikkate alır, güvenilir kaynakların tavsiyelerine uyarsak, kendimizi ve ailemizi mutlaka koruyabiliriz. Bu sayede salgın da kısa sürede kontrol altına alınacaktır.

İnsanlığın gelişme sürecinde hem güneşli hem de fırtınalı günler var. Salgın geçici fakat kalkınma kalıcı olacaktır. İki halkın el ele dayanışmasıyla, salgınla mücadele etmesini diliyorum. Yağmur ve fırtınanın ardından güneşli günler bizi bekliyor.