İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Britanya'da dün yapılan AB referandumundan "ayrılık" sonucu çıktı.

Yüzde 52 civarında "çıkış" ("Brexit") oyunun ardından, bundan sonra ne olacağı ise belirsizliğini koruyor.

İlk etapta, Başbakan David Cameron'ın istifa etmesinin talep edileceği düşünülüyor. Zira ülkeyi referanduma Cameron götürmüş ve Başbakan AB'de kalma kampanyası yürütmüştü.

En büyük belirsizlik ise, bürokratik prosedürde. Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesi, AB'den ayrılmak isteyen ülkelere yönelik bir kılavuz, ancak bu madde oldukça belirsiz.

Zaten bu belirsizliğe güvenen The Economist, "yakın vadede" hiçbir şey olmayacağını ileri sürüyor. "Müzakereler yıllarca sürebilir" diyen The Economist, AB'den ayrılışa dair tek hikayenin Grönland olduğunu hatırlatarak, bu ülkenin nüfusunun yalnızca 50 bin olduğuna dikkat çekiyor.

Cameron, "iki yıl içinde ayrılık" diyen 50. Madde'yi işleteceğine söz vermişti. Ancak Başbakan'ın geleceği belirsiz olduğu için, onun yerine geçebilecek muhtemel bir Brexit yandaşı yeni başbakan, 50. Madde'nin ayrılık isteyen ülkelerin aleyhine olduğu iddiasında bulunabilir.

Çünkü bu maddeye göre, Britanya'nın AB'den ayrılığı, diğer 27 ülkenin üzerinde mutabık kalmasıyla gerçekleşebilir. Bu durumda Brexit'çiler, 50. Madde'yi işletmeden, informel yollardan diğer ülkelerle müzakereyi tercih edebilir.

50. Madde işletildiği takdirde, 2 yıl boyunca AB yasaları Britanya'da geçerli olmaya devam edecek. Britanya, "olağan AB işlerine" katılmayı da sürdürecek. Ancak AB'nin iç tartışmalarına, ya da kendi Brexit kararının tartışmasına katılamayacak.

Öte yandan, Britanya haricindeki diğer 27 ülkenin, haftaya informel bir toplantı yaparak müzakere koşullarını tartışmaya başlayacakları haberi de geldi.