Arjantin ve Brezilya'nın Kovid-19 sınavı

Latin Amerika Kovid-19 salgınından görece geç bir tarihte etkilendi. Bu da bölge ülkelerine hazırlık için süre kazandırdı. Zayıf ekonomiler, yüksek yoksulluk oranları, yetersiz sağlık hizmetleri, çatışmalı siyasi ortam gibi nedenlerle gözler kıtaya çevrilmiş durumda.

soL - Esin Saraçoğlu

Latin Amerika Kovid-19 salgınından görece geç bir tarihte etkilendi. Bu da bölge ülkelerine hazırlık için süre kazandırdı. Zayıf ekonomiler, yüksek yoksulluk oranları, yetersiz sağlık hizmetleri, çatışmalı siyasi ortam gibi nedenlerle gözler tedirgin biçimde kıtaya çevrilmiş durumda.

Arjantin ve Brezilya, Latin Amerika’da hükümetlerin ve siyasi liderlerin Kovid-19 salgınına nasıl yanıt ürettiklerine dair dikkat çekici ve birbirine zıt iki örnek teşkil ediyor. Brezilya’da ilk vaka 26 Şubat, Arjantin’de 3 Mart tarihlerinde teyit edilmişti. 1 Nisan itibariyle teyit edilmiş vaka sayısı Arjantin’de 1.054 iken, Brezilya’da bu sayı 5.916; Arjantin’de koronavirüs kaynaklı 27 ölüm gerçekleşmiş durumda, Brezilya’da ise 206.

Geçtiğimiz yıl Ekim ayı sonunda yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde piyasacı Mauricio Macri’nin yerinden olduğu ve “Peronizm kazandı” dedirten Alberto Fernández’in göreve geldiği Arjantin’de işler sıkı tutuluyor. Öte yandan Brezilya’da Devlet Başkanı sağcı Bolsonaro’nun salgın karşısındaki ciddiyetsizliği Trump’ı bile aratıyor.

ARJANTİN SIKI ÖNLEMLERLE GÜNDEMDE

Arjantin 11 Mart’ta Çin, Avrupa, İran, Japonya, Güney Kore ve ABD’den gelen tüm yolcuların 14 gün karantinada kalmasına, ertesi gün bu coğrafyalardan yapılacak tüm uçak seferlerinin iptal edilmesine karar verdi. 15 Mart günü okullar tatil edildi, sınırlar kapatıldı ve hükümet yurttaşlardan mümkün olduğunca evde kalmalarını istedi. İki gün sonra kamu personelinin evden çalışmasına olanak sağlayan izinler çıkarıldı ve hükümet özel sektörün de aynı önlemleri almasını istedi. 65 yaş üzerindeki ve kronik hastalığı olan çalışanlar için idari izinler çıkarıldı. 18 Mart’ta Devlet Başkanı Fernández 8 sahra hastanesi, piyasada fiyat denetimleri ve daha gevşek bir para politikası sözü verdi.

En azından 12 Nisan’a kadar sürecek olan genel karantina 19 Mart’ta ilan edildi. Bu nedenle Arjantin vatandaşları ancak gıda ve eczane alışverişleri için sokağa çıkabiliyor, sokakta kolluk kuvvetleri karantinaya uyulması için devriye geziyor. Bu arada 26 Mart itibariyle sınırlar tümüyle kapatıldı, yurtdışındaki Arjantin vatandaşları dahi bu tarihten itibaren ülkeye hava, deniz veya kara yoluyla giremiyor.

Arjantin’in Sağlık Bakanı Ginés ülkenin yaklaşımını şu şekilde özetliyor: “Dünyanın Arjantin modelini konuşuyor olması bize gurur veriyor. Konuşuluyoruz çünkü başından beri çok sıkı önlemlere başvuruyoruz, ama bunun ötesinde tüm önlemleri bir arada aldık, önlemleri erken ve yoğun şekilde uyguladık.”

Arjantin yalnızca ülke içindeki sıkı önlemlerle değil, Devlet Başkanı Alberto Fernández’in, 26 Mart günü toplanan G20 Olağanüstü Zirvesi sırasında yaptığı konuşmayla da gündem oldu. Konuşması sırasında Fernández, bu tip acil insani durumlar karşısında kullanılacak ortak bir dünya fonu yaratılması çağrısında bulundu. Dahası, yaşanan insani krizin ortasında halkları boğmaktan başka işe yaramayan ekonomik abluka ve yaptırımlar karşısında zengin ve gelişmekte olan ülkelerin sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti. Aynı gün akşam saatlerinde ulusa seslenirken de açıkça Küba ve Venezuela’ya yönelik ablukanın sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.

BOLSONARO’NUN GEVŞEK POLİTİKALARI HÜKÜMET KRİZİNE DÖNÜŞMEK ÜZERE

Brezilya’da ise tablo çok farklı; şimdiye dek alınmış olan önlemler hayli gevşek. Kara sınırları 19 Mart’ta, hava yoluyla girişler ise 29 Mart’ta yabancılar için kapatıldı. Ülkeye giriş yapan yurttaşlara kendilerini evde 2 hafta süreyle karantina altına almaları tavsiye ediliyor. São Paulo ve Rio de Janeiro gibi birkaç şehirde okulların kapatılması, maçların seyircisiz oynanması gibi önlemler alındı; Rio de Janeiro’da plajlar, bar ve restoranlar kapatıldı. Şimdilik yalnızca São Paulo’da genel karantina var. Yerel yönetimin kararıyla 24 Mart’ta başlayan karantinanın 7 Nisan’a kadar sürmesi bekleniyor. Ancak… 

São Paulo’daki genel karantina önleminin, Devlet Başkanı Bolsonaro’nun ve harekete geçirdiği yandaşlarının protestolarına hedef olduğu görülüyor. Genel karantina uygulamasının başladığı günün akşamı Bolsonaro bir basın toplantısı düzenleyerek medyayı histeri yaratmakla suçladı ve karantina uygulayan yerel yönetimi eleştirdi; Kovid-19 salgınını ikinci kez basit bir grip ve ufak bir soğuk algınlığı şeklinde niteledi. Balkonlardan yapılan tencereli tavalı protestolara rağmen Bolsonaro hız kesmedi; iki gün sonra işyerlerinin yeniden açılmasını teşvik ederek sosyal mesafe karşıtı bir kampanya başlattı. #BrezilyaDurmaz hashtag’li kampanyanın başlatıcısı ise sağcı devlet başkanının büyük oğlu, geçtiğimiz aylarda kara para akladığı iddia edilmiş olan, Rio de Janeiro senatörü Flávio Bolsonaro oldu.

Bu arada mart ayı ortasında Brezilyalı Bakan Fabio Wajgarten’in, Devlet Başkanı Bolsonaro ile birlikte çıktığı ABD seyahatinden dönüşte, koronavirüs testi pozitif sonuçlanınca, doktorlar Bolsonaro’ya izolasyon önermişler; ancak testi negatif sonuçlanır sonuçlanmaz soluğu kendisine moral vermek üzere toplanan hayran kalabalığının yanında alan Bolsonaro, insanlarla el ele fotoğraflar vermekten çekinmemişti. Geçtiğimiz günlerde bu kez Bolsonaro’nun bazı sosyal medya paylaşımları halk sağlığı tavsiyeleriyle çeliştikleri gerekçesiyle hem Facebook hem de Twitter tarafından silindi. Bolsonaro Facebook tarafından silinen paylaşımında virüse karşı ilaç tavsiyesinde bulunuyor; Twitter tarafından silinen paylaşımında ise perakendecileri ziyaret ettiği bir video paylaşıyordu. 

Latin Amerika’da salgının en ciddi sonuçlar doğurduğu ülke Brezilya. Ancak şu anda bu ülkede Kovid-19 salgını karşısında bir hükümet krizi yaşandığını söylemek abartılı olmaz. Ekonomi Bakanı Paulo Guedes karantinanın yaratacağı ekonomik sorunlara işaret ederek Bolsonaro’yu desteklerken, Başkan Yardımcısı Hamilton Mourão “hükümet, birileri borsada para kaybedecek diye insanların sağlığını göz ardı edemez” diyerek São Paulo’da devam eden karantinayı destekledi. Kovid-19’a yakalanmış olan Senato Başkanı Davi Alcolumbre ise ülkenin ciddi ve sorumlu bir liderliğe ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Bolsonaro’nun, Sağlık Bakanı Luiz Henrique Mandetta’yı, kendisini eleştirmesi durumunda yerinden etmekle tehdit ettiği öne sürüldü. 30 Mart’ta Yüksek Mahkeme sağlık otoritelerinin tavsiyeleriyle çelişen önlemlere set çekeceğini duyurdu ki Yüksek Mahkeme’nin bu şekilde sağcı başkanın karantinayı sona erdirmesini engellemeye çalıştığı düşünülüyor. Aynı gün muhalefet de salgını göz ardı ederek Brezilyalıları tehlikeye attığı gerekçesiyle Bolsonaro’nun görevden alınması için Yüksek Mahkeme’ye başvuruda bulundu. Önümüzdeki günlerin Brezilya’da nasıl geçeceği merak konusu.