Üniversitelerde gericiler daha önce de kovuldu

Son günlerde çok tartışılan, AKP’liler tarafından “ne istedikleri belli değil” diyerek önemsizleştirilmeye çalışılan üniversite öğrencilerinin protestolarının geçmişine bakınca aslında istenenlerin çok net olduğu görülüyor: Bağımsız, aydınlık ve emekten yana bir Türkiye!

AKP'lilerin "fikir üretemiyorlar" diyerek önemsizleştirmeye çalıştığı üniversiteliler, ciddi piyasa ve cemaat kuşatmasına rağmen, düzene karşı önemli bir tepkiselliği temsil ediyor.

Bir gelenek başlıyor: Komer’in arabası ODTÜ’de yakıldı
41 yıl önce, 6 Ocak 1969 günü, ODTÜ öğrencileri, üniversiteyi ziyaret eden ABD Büyükelçisi Robert Komer'in arabasını ateşe vermişti. Bu, üniversite öğrencilerinin en ses getiren ve üniversitelerin emperyalistlere kapalı olduğunu ilan eden ilk ve en önemli eylemlerden biri olmuştu.

1968 sonbaharında Vietnam'da görev yapmış CIA uzmanı Robert Komer, Türkiye'ye büyükelçi olarak atanmıştı. Komer'in Türkiye'ye büyükelçi olarak atanması antiemperyalist çevrelerin tepkisini toplamış, peşi sıra eylemliliklere yol açmıştıtı. Basında, Vietnam devrimcilerinin Honço (kasap) adını verdikleri Komer’in Vietnam'da görev yaptığı sırada "Vietnam Kurtuluş Cephesi"ne karşı faaliyetleri sıklıkla işlenmişti. Komer’e karşı tepkiler büyürken, ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş yetkili kurullardan herhangi birine haber vermeden 6 Ocak 1969'da kendisini ODTÜ'ye çağırmıştı.

Komer’in üniversitelerine geldiği haberini alan ODTÜ’lüler, ABD Büyükelçisinin arabasının park halinde bulunduğu Rektörlük binasının önünde toplanmaya başlamışlardı. Sayıları gittikçe artan öğrenciler, Komer’in arabasını deposundan aldıkları benzinle ateşe vermişlerdi.

ODTÜ’de Komer’in arabasının yakılması anti-emperyalist mücadelede önemli bir yer edinirken, ODTÜ’lüler eylemlerinin devamını da getirmişlerdi. Olaydan sonraki gün, üniversite yönetimi üniversiteyi bir ay kapatma kararı almış ancak kararı tanımayan öğrenciler, üniversiteyi işgal ederek “öğrenime devam etme eylemi” yapmışlardı.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Komer'in arabasını yaktıkları savıyla 9 Ocak 1969’da yedi öğrenci hakkında gıyabi tutuklama kararı vermişti. Kararın ardından 3 binden fazla ODTÜ öğrencisi imzaladıkları dilekçelerle savcılığa başvurarak kendilerinin de yakma eylemine katıldığını bildirmişler, öğrencilerin tepkisine dayanamayan Rektör Kurdaş ise bir süre sonra görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı.

Yıllar sonra yine ODTÜ: Ve karşıdevrimciler kovuldu
Bu olardan yaklaşık 26 sene sonra ODTÜ aynı devrimci ruhu taşıdığını gösteren başka bir eyleme sahne olmuştu.

1995 yılında Yapı Kredi Bankası'nın davetlisi olarak ODTÜ'yü ziyaret eden SSCB'nin çözülüş dönemi Devlet Başkanı Gorbaçov, Boğaziçi'li ve ODTÜ'lü öğrencilerin protestolarıyla karşılaşmıştı. Lenin ve Stalin posterleri taşıyan ODTÜ'lü devrimci öğrenciler, Gorbaçov'a karşı 'Go Home' sloganları atmışlardı. Gorbaçov daha sonra vereceği bir röportajda bu eylem karşısında oldukça şaşırdığını itiraf edecekti.

İşbirlikçiler üniversiteye giremez!
Bir dönemin ABD patentli milletvekili Kemal Derviş de, ODTÜ'de TKP'li öğrencilerce "masal anlatmayın" diyerek protesto edilmişti.

ABD tarafından Türkiye hazinesine “komiser” olarak atanan Kemal Derviş ODTÜ’de konuşma yapmak isteyince öğrencilerden gereken cevabı almıştı. Kemal Derviş üniversitelilere “demokrasi dersi” vermeye kalkınca TKP’li öğrenciler tarafından protesto edilmiş ve ODTÜ’de konuşmasına izin verilmemişti.

IMF Başkanı’na ayakkabı
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bir konuşma yapmak ve öğrencilerin sorularını yanıtlamak üzere gelen Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a konuşması sırasında ayakkabı fırlatılmıştı. Bu sırada salondaki diğer öğrenciler de protestoya katılmış ve IMF başkanı uzun süre konuşturulmamıştı. Basını oldukça uzun süre meşgul eden bu eylem sonunda polis öğrencileri yaka paça gözaltına almıştı. Bu eylem dünya basınında da oldukça ilgi görmüştü.

Bağış demokrasi dersi vermeye çalıştı ama…
Bu sene başında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş yerleşkesine gitmiş ve yine üniversite öğrencileri tarafından protestolarla karşılanmıştı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreciyle ilgili bir konferans vermek üzere Bahçeşehir Üniversitesi’ne gelen Bakan Bağış, konferansın başlamasından önce salonda bulunan onlarca öğrencinin tepkisiyle karşılaşmıştı. Bağış, ilk tepkileri duyduğunda “AB standartlarında iki dakika konuşma hakkınız var” diyerek öğrencilere demokrasi dersi vermeye çalışmıştı.

Bu sırada salona seslenen TKP üyesi bir öğrencinin, “Sizin bugün burada neler anlatacağınızı biliyoruz, AB hayallerini bize anlatmaya başlayacaksınız. Oysa AB’nin TEKEL işçilerinin yaşadıklarının sebebi, özelleştirmelerle halkımızın fakirleşmesinin, Fransa’nın Fildişi Sahilleri’nde yağdırdığı bombaların sebebi olduğunu biliyoruz” demesinin ardından öğrenciler hep beraber Bağış'ı protesto etmişlerdi.

Bu mu ileri demokrasi!
Geçtiğimiz ay Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyuma katılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, İTÜ’de Erdoğan’ı protesto eden 18 öğrenciye çıkan hapis kararını anarak “Bu mu ileri demokrasi?” diyen Öğrenci Kolektifi üyesi öğrencilerce protesto edilmişti.

Haşim Kılıç’ın üniversiteye gelmesinden iki hafta önce polis ve özel güvenlik terörünü anımsatan öğrenciler “Bizim burada iki hafta önce kolumuz bacağımız kırıldı. Biz size dedik ki AKP’li Haşim Kılıç…” dediği sırada güvenlik elemanlarının müdahalesine uğramıştı. Bu sırada başka öğrenciler de ayağa kalkıp protestoya katılmış, bir öğrenci Kılıç’a yumurta atmıştı. Öğrenciler daha sonra gözaltına alınmıştı.

Başbakan Erdoğan’ın öğrenci korkusu bitmiyor
Erdoğan da diğer AKP’liler gibi üniversiteyi her “ziyaret” edişinde protesto edilmesine rağmen inadından bir türlü vazgeçmiyor. Artık protestolardan sıkılan Erdoğan çözümü öğrencileri okullarına almamakta buldu. Başbakan herhangi bir üniversiteye konuşmaya yapmaya gittiğinde kampüse yüzlerce polis yığılıyor, dersler iptal ediliyor, öğrenciler okula alınmıyor. Ve Erdoğan konuşmalarına salonda hiç öğrenci olmamasına rağmen sürekli "sevgili öğrenciler" diye başlıyor…

Erdoğan iki sene önce İTÜ’nün öğretim yılı açılışına katılmış ve öğrenciler tarafından yoğun bir şekilde protesto edilmişti. Bu eylem Erdoğan’ın canını oldukça sıkmış olacak ki öğrenciler yaklaşık iki sene sonra toplam 15’er ay hapis cezasına çarptırıldılar.

Erdoğan geçtiğimiz ay da Boğaziçi Üniversitesi’nde ki Teknoparkın açılışına katıldı. Başbakan’ın bu ziyareti öğrencilerden olabildiğince gizlenmeye çalışılmıştı. Buna rağmen protesto gösterileri düzenleyen yüzlerce öğrenci çok sayıdaki çevik kuvvetin biber gazlı saldırısına uğramış, Boğaziçi Üniversitesi polisler tarafından adeta işgal edilmiş ve öğrencilerden yaralananlar olmuştu.

Son olarak ise Erdoğan’ın rektörlerle yapacağı toplantıyı protesto etmek isteyen yüzlerce öğrenci polis tarafından acımasızca saldırıya uğramış, bir çok öğrenci yaralanmış ve hamile bir kadın protestocu da bu saldırılar sırasında polisin tekmeleriyle çocuğunu düşürmüştü.

Hem İTÜ hem de Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan saldırılar ve son olarak “Dolmabahçe terörü” birçok kesimin tepkisini çekmiş ve AKP’nin demokrasi maskesinin düşmesine sebep olmuştu. Bundan sonra Erdoğan’ın üniversitelere nasıl gideceği merak konusu.

(soL -Haber Merkezi)