AKP’nin uzun süre büyük reklamlarla pazarladığı Erzurum’daki 2011 Üniversite Oyunları, tam bir skandala dönüştü.
Daha organizasyonun başına atanan kişinin, sporla hiçbir alakası olmayan ancak Erzurumlu bir AKP’li olan, daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde önce Zabıta Dairesi Başkanlığı ve Çevre Koruma Dairesi Başkanlığı gibi görevler yapmış olan Bekir Korkmaz olması, organizasyonun nasıl olacağına dair işaretleri veriyordu.
Korkmaz, ilk iş olarak cüzi ücretlerle, gönüllü katkı esasıyla organizasyona henüz Korkmaz atanmazdan aylar evvelden itibaren katkı koymakta olan akademisyenlerden oluşan danışman kadrosunu tasfiye etti.
Korkmaz, aslında AKP’li olmayanları ayıklıyordu. Akademisyenlere türlü sebepler bulunurken, AKP’li olmayan iki personeli işten çıkarmak için “İlişkiniz var” gibi bir bahane dahi kullanılabildi.
Oyunlar başladı, rezalet diz boyu...
Derken oyunlar başladı. Ulaşım, barınma, elektrik gibi temel ihtiyaçlar bile doğru düzgün sağlanamıyordu. İnternetin sürekli kesilmesi, oyunları haberleştirmek zorunda olan yurtdışından gelen gazetecileri çileden çıkartıyordu. Bu durum katılımcılarda o kadar büyük bir sıkıntıya sebep oldu ki, yapılan şikâyetler üzerine Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu (FISU) Türkiye’yi uyarmak zorunda kaldı.
Türkiye’nin büyük farkla yenilmekte olduğu Türkiye-Çek Cumhuriyeti buz hokeyi maçında 3. periyoda elektrik kesintisi nedeniyle başlanamayınca, maçı anlatan spiker “Türkiye'yi kutlamak lazım, böyle bir takıma karşı farkın açılmasını önlemesi bile bir başarıdır” diye dalga geçti.
Organizasyonda yabancı konuklarla ilgilenecek personelin dahi çoğunun İngilizce bilmemesi, sayısız sıkıntıya sebep oldu.
"Türkler sevişmez"
Sporcuların odalarına konulan prezervatiflerin Türk sporcuların odalarından toplanması konusunda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Kemal Tamer, "Bizim kültürümüzde yok" diye savunma yapıp gündeme otururken, Kanadalı sporcuların kaldıkları olimpiyat köyünde tacize uğramaları, organizasyonun emanet edildiği muhafazakâr kültürü apaçık gözler önüne seriyordu.
Organizasyon’u beceremedik, İslam’a çağıralım
Oyunlarla ilgili bir başka skandalı ise geçtiğimiz gün soL ortaya çıkardı. Oyunlar boyunca sakallı, cübbeli birtakım adamlar, basın mensuplarının girmekte zorlandığı, oyunların oynandığı yerler dahil her tarafta özellikle yabancı sporcuları İslam’a çağırmak için birtakım İngilizce kitaplar dağıtıp propaganda yapıyordu.
Dünya çapında bir organizasyonda yaşanabilecek en büyük skandallardan biri, böylece AKP eliyle gerçekleştiriliyordu. Birçok basın mensubu olayı görmesine rağmen, oyunların gerisini izlemesine izin verilmeyeceği gerekçesiyle konuyu haberleştiremedi.
Kim bu İslamcı misyonlerler?
soL, önceki haberinde söz konusu rezaletin fotoğraflarına yer vermişti. Ancak konunun bir başka boyutu daha var. Oyunlar sırasında elini kolunu sallayarak yabancı sporculara İslam propagandası yapan bu kişiler, Vuslat Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma, Kültür ve Eğitim Derneği üyeleri.
Bu derneğin kimin nesi olduğunu anlamak için, eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in 18 Mart 2009’da Erzurum’a gönderdiği İsmailağa Fezlekesi’ne bakılabilir.
Cihaner, Kasım 2007’de yeni geldiği Erzincan’da Emniyet ve Jandarma’dan aldığı bilgiler doğrultusunda İsmailağa Tarikatı hakkında soruşturma başlatmış, uzun ve dikkatli çalışmalar sonucunda oluşan fezlekede, İsmailağa’nın sivil toplum bacağının fotoğrafına da yer vermişti.
Tarikat, örgütlendiği her şehirde mutlaka bir dernek ya da vakıf kuruyor, bu çatı altında kurslar açarak dini faaliyet yürütüyordu.
Fezlekede Erzurum için şunlar yazıyordu: “Erzurum: Vuslat Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma, Kültür ve Eğitim Derneği ve derneğe bağlı bir kurs, Aşkaleli Arifler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği ve kursu (Aşkale).”
Kısacası, Üniversite Oyunları’nda İslam propagandası yapan sakallı, cübbeli kişiler, İsmailağa Tarikatı üyeleri.
(soL - Haber Merkezi)