ÜKD 4. Genel Kurulu tamamlandı

Üniversite Konseyleri Derneği 4. Genel Kurulu 3 Aralık’ta Ankara’da yapıldı. Türkiye ve üniversitelerin durumunun birlikte tartışıldığı Genel Kurul sonrası Üniversite Manifestosu yayınlanacak.

“İkinci Cumhuriyeti de, Üniversitelerini de kabul Etmiyoruz” sloganıyla 3 Aralık’ta Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 50. Yıl Amfisi’nde toplanan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) 4. Genel Kurulu tamamlandı. İkinci Cumhuriyet’in üniversiteler üzerinde yaratmakta olduğu olumsuz etkiler ve çıkış yollarının tartışıldığı Genel Kurul'da daha önce taslak olarak yayınlanan Üniversite Manifestosu üzerine tartışıldı.

Genel Kurul’da ilk söz alan Genel Başkan Nurettin Abacıoğlu, Türkiye’nin tarihsel dönüşüm sürecinde çeşitli evrelerden geçtiğini vurgulayarak ülkenin ve üniversitelerin içinden geçtiği süreci özetledi. İşçi sınıfının nesnel olarak var olmasına karşın sınıf bilinci olarak olmadığını belirten Abacıoğlu, bir kısım aydın hareketinin ise kendini solda konumlandırmasına rağmen sınıfsal bakış dışında demokrasicilik peşinde koştukları için liberal çizgide iktidar destekçiliğine düştüğünü belirtti.

Abacıoğlu: “Üniversitelerin dönüştürülmesi tamamlanmak üzere.”
Yönetim yürütme erkinde yaygın cemaat örgütlenmesine gidildiği, cumhurbaşkanlığının kotarıldığı, yürütmenin parlamenter rejime hakim hale getirildiğini belirten Abacıoğlu, yargının dönüşümünün bittiğini, üniversitelerin ise türban üzerinden dönüştürülmesinin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.

Abacıoğlu yeni açılan üniversitelerde tarikat üyelerinin yurt dışı programlarla yetiştirildiğini, doçentlik jürilerinin Pensilvanya jürileri olarak bitirilmiş vaziyette olduğunu, yaradılışın üniversitelere derinlemesine nüfuz ettiğini, İmam Hatiplilerin üniversitelere eklemlendiklerini belirterek üniversitelerde gericilerin geldikleri noktaya dikkat çekti.

Abacıoğlu: “Bologna Süreci’nin üniversitelerin dönüşümünün en önemli aygıtlarından birisi”
Abacıoğlu Bologna Süreci’nin üniversitelerin dönüşümünün en önemli aygıtlarından birisi olduğunu vurgularken dönüşümün üniversitelerden ibaret olmadığını belirterek ilk ve orta öğretimin paralı hale getirilmekte olduğunu bildirdi. Abacıoğlu ayrıca mali özerklik yalanı üzerinden kendine kaynak yaratan üniversite mantığının kabul gördüğünü söyledi.

Üniversitelerin iktidarların meşruiyeti için taşıdığı öneme de değinen Abacıoğlu, üniversitelerin yanı sıra TÜBA’nın bitirildiğini, TÜBİTAK’ın dönüşümününse tamamlandığını belirtti.

Abacıoğlu: “Düşlediğimiz üniversite bugünkü sistem içerisinden çıkmaz, sosyalizm için mücadele etmek zorundayız.”
Abacıoğlu son olarak şunları söyledi: “Bize buradan bir tek hedef düşüyor, yeni baştan yeniden mücadele, yeni baştan yeniden örgütlenme. Düşlediğimiz üniversite bugünkü sistem içerisinden çıkmaz, sosyalizm için mücadele etmek zorundayız.”

Daha sonra söz alan Erhan Nalçacı üniversite meselesinin yöntem sorunuyla tartışıldığına değinerek üniversitelerin toplumdan, iktisadi, siyasi, ideolojik olaylardan bağımsız olarak incelenemeyeceğini belirterek şunları söyledi: “Tarihselci bir yöntemle yaklaşmalıyız. Ancak ondan sonra bugünkü durumu anlayabiliriz ve ona karşı mücadele edebiliriz.”

Nalçacı: Birinci Cumhuriyeti korumaya yönelik fay hattı kalmadı”
Birinci Cumhuiyet’te kurulan üniversitelerin dönüşüme uğradığına değinen Nalçacı, önceki dönemde bir ucunda dinci gericilerin öbür ucunda Kemalistlerin bulunduğu, Birinci Cumhuriyeti korumaya yönelik bir fay hattı bulunduğunu ama artık böyle bir fay hattının kalmadığını, Kemalistlerin bütün enerjilerinin boşaldığını belirtti.

Verecekleri mücadelenin sosyalist cumhuriyetteki üniversitenin mücadelesi olacağını belirten Nalçacı, fiziki olarak güçlü olmamalarına rağmen ne yapacağını bilen durumda olduklarının, ellerinin bu yönden güçlü olduğunu söyledi.

ÜKD’nin üzerinde çalıştığı Üniversite Manifestosu’na değinen Nalçacı, manifestonun son halini almasından sonra, onu bayrak olarak alıp ülkedeki her üniversiteye gideceklerini, toplantılar yapacaklarını belirterek sözlerini sonlandırdı.

Erkin Bulut: Üniversite öğrencilerinin en büyük sorununu geleceksizleşme
TKP’li öğrencileri temsilen kısa bir konuşma yapan Erkin Bulut, üniversite öğrencilerinin en büyük sorununun geleceksizleşme olduğunu söyleyerek üniversite öğrencilerinin ideallerinin ölmekte oluşuna değindi. Bulut konuşmasının devamında üniversite öğrencilerinin toplumun ve akademisyenlerin desteğine ihtiyacı olduğunu belirterek, Hopa tutuklusu öğrencilerin 9 Aralık’taki davasında toplumla birlikte hocaların da tutuklu arkadaşlarına destek vermesini dilediklerini belirtti.

Üniversite Manifestosu taslağı üzerine üyelerin katılımıyla yapılan tartışmada taslağa dair çok sayıda fikir ve öneri getirildi. Genel Kurul sonrası seçilecek olan yeni yönetim kurulu tartışma sonrası ortaya konan fikir ve önerileri dikkate alarak taslağa son şeklini verecek.

Genel Kurul Kararları
Kararlar komisyonunun tartışmalar sırasında oluşturduğu ve Genel Kurul tarafından kabul edilen karar önerileri şu şekilde:

1- Tüm ÜKD üyelerini ve dostlarını, meşru protesto haklarını kullandıkları için tutuklanan ve haksız yere tutuklu olarak yargılanan üniversite öğrencilerini sahiplenmeye ve 9 Aralık 2011 tarihinde yapılacak olan ilk duruşmalarında kitlesel olarak desteklemeye çağırır.

2- Düzmece iddianamelerle haksız yere tutuklu bulunan Prof.Dr.Büşra Ersanlı, Arş.Gör. Coşkun Musluk ve tüm diğer öğretim elemanlarınınarkasında olduğunu beyan eder, bilim insanlarının fikirlerini yaygınlaştırmalarını engellemeye yönelik, hukuk kisvesi altında olsun ya da olmasın her türlü girişimi şiddetle kınar ve yaşanan bu süreçte topyekün mücadele edeceğini ilan eder.

3- Muhafazakar, gerici ve liberal ideolojinin ve bu ideolojinin temsilcisi olan siyasi iktidarın Türkiye’deki tüm ilerici unsurlar karşısında galebe çaldığı günümüzde, bir aydınlanma odağı olması gereken akademide örgütllüğün özel bir önem kazandığını saptar buradan hareketle tüm dostlarını derneğe üye olmaya, tüm üyelerini de derneğe yeni üyeler kazanmak için çaba göstermeye çağırır.

4- Genel Kurul toplantısını takiben yayınlanacak olan Üniversite Manifestosu’nun akademinin tüm bileşenleri arasında ve mümkün olan tüm üniversitelerde yaygın olarak tartışmaya açılması için tüm dernek üye ve dostlarını çaba göstermeye çağırır.

5- Dönem sözcüsü olduğu Üniversite Dernekleri Platformu’nu acilen, derneğimizin Genel Kurul’unu takiben yayınlanacak Üniversite Manifestosu’nun paylaşılıp tartışılması gündemiyle toplanmaya çağırır. Genel Kurul sonrasında oluşturulacak olan yeni Yönetim Kurulu’nu bu toplantıyı düzenlemekle görevlendirir.

6- Üniversitelerde yürütülmekte olan ve son örnekler Karabük ve Yıldırım Beyazıt Üniversiteleri’nde görülen, hukuk sınırlarına dahi uyma gereği hissetmeyen cemaatçi kadrolaşmaya karşı, bu karolaşma ile mücadele etmekte olan tüm ilerici kurumlarla ortak mücadele yürüteceğini ilan eder.

7- Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun bilim insanı sorumluluğunu yerine getirdiği için yaşadığı hukuk dışı saldırı karşısında kendisi ve araştırma arkadaşlarıyla dayanışmaya devam edeceğini ilan eder.

Genel Kurulda şeçilen yönetim kurulu ise şu isimlerden oluştu: Nurettin Abacıoğlu, İzge Günal, İzzettin Önder, Nezhun Gören, Erhan Nalçacı, Engin Özkan, Handan Tunç, Özgür Taşkın, Onur Gürer, Semiha Günal, Burak Gürbüz, Özgür Aydın, Alper Dizdar, Cihan Yıldırım, Ebru Aylar, Onur Seçkin, Iraz Akış, Mehmet Ali Olpak. Denetleme Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Gökçe Cihan, Volkan Kavas, Zelal Durmuş, Deniz Ali Gür, Nazlı Cihan, Sibel Kibar.

Yönetim Kurulu Genel Kurul’dan sonra yapacağı ilk toplantısı sonrası genel başkan ve genel sekreter seçimini yapacak.

(soL - Haber Merkezi)