Türkiye'nin Blackwater'ı: İslamcı Kontrgerilla Savunma ve Danışmanlık şirketi kurdu!

Özel Harp Daire Başkanlığı'nda görev almış, Yeni Akit yazarı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin başkanlığında, yabancı orduların personeline eğitim vermek üzere savunma ve danışmanlık şirketi kuruldu. Şirket kadrosunda astsubaydan generale 58 emekli asker var.

Yabancı ülke ordularının personeline “teknik ve stratejik eğitim” vermek için TSK’dan emekli edilen askerlerin kurduğu SADAT (Uluslararası Savunmak Danışmanlık İnşaat, Sanayi ve Ticaret AŞ) Türkiye’nin Blackwater’ı olmaya aday.

Yönetim kurulu başkanlığını adı kontrgerilla faaliyetleriyle özdeşleşen Özel Harp Daire Başkanlığı’nda önemli görevler almış Yeni Akit yazarı ve Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin yaptığı şirketin danışman kadrosunda astsubaydan generale kadar 58 emekli asker bulunuyor.

Şirketin danışmanları arasında Türk-İslamcı kimliğiyle bilinen Al Baraka Mütevelli Heyeti Üyesi Emekli Tuğgenaral Mehdi Sungur ve adı Bitlis Mutki’de bulunan toplu mezarla anılan bölge halkı tarafından “kelleci general” olarak bilinen Korkmaz Tağma dikkat çekiyor.

Yine Yeni Akit yazarları Ahmet Varol ile Abdurrahman Dilipak da şirketin Ortadoğu danışmanları.

Şirketin psikolojik harp danışmanlığını da, yaptığı açıklamalarla kamuoyunun sık sık tepkisini çeken Npistanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yapıyor.

Şirketin amacı: 'Devlet politikalarının bir parçası olarak hizmet vermek'
İslam ülkelerinde kanlı bir değişim başladığını, istikrarın çok uzun zaman alacağını, bu süreçte onlara “yardımcı” olmak amacıyla yola çıktıklarını söyleyen Tanrıverdi şirketin amacını şöyle tanımlıyor, “Özellikle ve öncelikle yönetim değişikliğine uğrayan İslam Ülkelerinin Silahlı Kuvvetlerinin yeniden organize edilmesinde, ihtiyaç duyacakları savunma danışmanlığı, lider seviyesindeki askeri ve güvenlik personelinin eğitimini, askeri ve güvenlik alanlarında gerekli araç, silah ve malzemenin tespit ve tedariki faaliyetlerini, Devletimizin politikalarının bir parçası olarak ve Devletimizin çıkarlarını gözeterek, gereken sahalardaki izinler ilgili Bakanlıklardan alınmış olarak, konularında mütehassıs emekli askeri personelden yararlanarak teşkil edilen ekipmanlar vasıtasıyla yürütecektir.”

Suriyeli Muhaliflere yardım SADAT üzerinden mi yapılıyor?
Adnan Tanrıverdi, Milliyet'e verdiği röportajda şirketin faaliyetlerine başlamak için Milli Savunma Bakanlığı’nın onayının beklendiğini söylüyor. Ancak Aydınlık gazetesi’nin şirket hakkında yaptığı ayrıntılı habere göre şirket faaliyetlerine çoktan başladı bile.

Aydınlık gazetesinin iddiasına göre, şirket Suriyeli muhaliflerin silahlandırılması, eğitilmesi ve finansmanı konusunda önemli roller üstlendi. Şirketin Suriyeli muhaliflerle ilişkisi hakkındaki iddialar şöyle:

Para aktarma: Körfezden gelen dolarlar, Türkiye’de çeşitli kuruluşların örtülü ödeneğinden ayrılan paraların bir kısmı Suriye muhalefetine ASDER/SADAT tarafından ulaştırılıyor.

Askeri eğitim: Özellikle gayri nizami harp (gerilla harekatı, sokak savaşı, sabotaj, suikast, keskin nişancılık vs.) eğitimi veriliyor. Bu, kendi internet sitelerinde açıkça yazıyor.

Silah tedariki ve sevki: Her türlü silah tedariki, bunların eğitimi ve mahalline sevki. Bu da internet sitelerinde verdikleri “hizmet”ler arasında sayılıyor.

Sabotaj, pusu, suikast, adam kaçırma...
Şirketin sitesinde hangi hizmetlerin ve hangi eğitimlerin vereceğini şöyle özetleniyor.

“Genel eğitim paketleri: a) Tek er muharebe ve küçük birlik taktikleri kursu, b) Özel birlik temel kursu, c) Özel birlik ileri ihtisas kursu, d) Havacılık kursları.”

“Alternatif uzmanlık kurs paketleri: a) Kara harekatı, b) Deniz harekatı, c) Hava harekatı, d) Keskin nişancılık, e) Koruma, f) Tahrip, g) Gayri nizami harp, i) İleri tek er muharebe, j) Tank avcılığı (zırhlı araç tahribi/sağlam ele geçirme).”

Bununla birlikte şirketin sitesinde, uluslararası hukuk tarafından açık bir şekilde suç sayılan sabotaj, pusu, suikast, adam kaçırma gibi başlıklarda da eğitim verildiğini açıkça ilan ediyor.

"Potansiyel müşteriler" müslüman ülkeler
Şirket faaliyet alanı olarak kendisine Kuzey Afrika , Ortadoğu, Kafkasları içerisine alan müslüman çoğrafyasını seçmiş. Bunlara Arnavutlu, Bosna gibi balkan ülkeleriyle Güneydoğu Asya’daki Endonezya’yı da eklemiş.

Şirketin amacını "devlet politikalarının bir parçası olarak hizmet vermek" olarak deklare ettiği hatırlanırsa “potansiyel müşteri” olarak bu coğrafyanın seçilmesi oldukça tutarlı görünüyor. Zira AKP hükümetinin ABD taşeronluğuna soyunup Yeni Osmanlıcı hülyalar gördüğü coğrafya tam da bu coğrafya.

"Suriye muhalefetine destek veren özel girişimler desteklenmeli"
Adnan Tanrıverdi’nin Suriye’yle yaşanan uçak krizinin ardından yaptığı açıklamalar da hayli ilginç. Tanrıverdi, olayın ardından yaptığı açıklamalarda Suriye muhalefetine diplomatik misyon verilmesi, Türkiye’de karargah temin edilmesi ve silah tedarikinin sağlanmasını talep ettikten sonra bu husustaki özel girişimlerin desteklenmesi çağrısı yapıyor:

“Ulusal Konsey'in Suriye içinde mücadele eden muhalefetin temsilcilerinden oluşmasına, muhalefette birliğin sağlanmasına, Özgür Ordunun organize olmasına ve etkin mücadelesine yardımcı olunmalı ve bu husustaki özel girişimleri himaye edilmelidir.

Türkiye, misilleme dışında, askeri alanı, açık olarak genişletmemeli, ancak muhalefeti açık ve dolaylı yollardan destekleyerek daha etkili hale gelmesini ve daha erken sonuç almasını sağlamalıdır.”

(soL-Haber Merkezi)