Türkiyeli islamcılar Suriye'ye dış müdahaleyi destekliyor

Türkiyeli islamcıların düzenlediği Suriye forumu, islamcıların büyük kısmının Suriye'de rejim değişirse iktidara Müslüman Kardeşler geleceği için dış müdahale de dahil her türlü mücadeleyi göze alması gerektiğini düşündüğünü ortaya koydu.

Özgür-Der, geçtiğimiz Cuma Ali Emiri Kültür Merkezi’nde “Suriye İntifadası ve Türkiyeli Müslümanların Yaklaşımları” başlıklı bir forum düzenledi. Forum, kendi içlerinde önemli tartışmalar yaşamalarına rağmen İslamcıların çoğunluk kısmının emperyalizme hizmette kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay’ın yönettiği foruma konuşmacı olarak Şemsettin Özdemir, Ahmet Kaya, Ahmet Ağırakça, Nurettin Şirin, Turan Kışlakçı, Davud Güler, Fevzi Zakiroğlu, Osman Atalay, Ahmet Varol ve Hamza Türkmen katıldı. Kenan Alpay forumu, Asr Suresi’ni okuyarak başlattı. Suriyeli muhaliflerin önde gelen isimlerinden Halit Hoca’nın ise “muhalefetin örgütlenmesi çalışmaları kapsamında yurt dışında bulunması dolayısıyla katılamadığı” belirtildi.

Forumda, katılımcılar tarafından “Suriye'deki ayaklanma Ortadoğu'daki halk hareketlerinden farklı mı?”, “Suriye İntifadasının arkasında kim/ler var?”, “Esad rejiminin ve muhaliflerin emperyalizm ve Siyonizm karşısındaki konumları nasıldır?”, “Suriye'deki ayaklanmada İslami güçlerin yeri nedir?”, “İran'ın Suriye politikasının temel saikleri nelerdir?”, “Türkiye'nin Suriye politikasının temel saikleri nelerdir?”, “Suriye'deki gelişmeler Türkiye'de yeterli yankıyı bulabilmiş midir?” soruları tartışıldı.

Konuşmacıların çoğunun ortaklaştığı nokta, Esad rejimini devirmek isteyen Suriyelilerin desteklenmesi gerektiği ve bu “gerekliliğin” gerçekleştirilmesine çalışanların arkasında emperyalizmin olması gerçeğinin önemsiz olduğu vurgusuydu.

Konuşmalardan öne çıkan bölümler şöyle:

"Despot rejimleri dış güçler kurdu, dış güçler yıkımına yardım edebilir"
Araştırma ve Kültür Vakfı yöneticisi ve Umran dergisi editörü Şemsettin Özdemir:

Diğer taraftan ben Suriye rejiminin diğer rejimlerden daha çok direneceğini düşünüyorum. Ama ölüm korkusunu yenmiş, ölümün üstüne yürüyen Suriye halkının er ya da geç zaferi kazanacağını düşünüyorum. Ortadoğu’daki despot rejimler bizim dışımızdaki güçlerin imkanı ile kuruldu. Bu despot rejimler kurduruldu. Şimdi bu despot rejimleri devirmek isteyen halka birileri dışarıdan destek vermek istiyorsa bunu çok önemsememek gerekiyor.

Fıtrat Haber sitesi editörü Ahmet Kaya:

Allah için adaleti ayakta tutmak zorundayız. Sevgimiz ya da kinimizden dolayı adaletten vazgeçemeyiz. Suriye meselesinde böyle bir sıkıntımız var. Suriye meselesinde TC, ABD ve İran faktörü Müslümanları bocalatıyor. İran çizgisini takip eden Müslümanların Suriye konusunda gelişmelerin Hizbullah ve Hamas’ı tehdit edebileceğini gerekçe göstererek direnen Müslümanların haklarını korumamaları yanlıştır.

"Gönlüm rahat, iktidara mutlaka islamcılar gelecek"
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Ağırakça:

Halk devrimlerinin ardından bu despotların yerine kim gelirse gelsin mevcudundan daha kötü olamaz. Tunus’ta Nahda’dan başka kim gelebilir? Mısır’da İhvan’dan başka kim gelecek? Suriye’de de Müslümanlar dışında alternatif mi var? Gönlüm rahat.

"Filistin direnişi Suriye'de, dış müdahale bunu kırabilir"
Kudüs TV ve Velfecr sitesi editörü Nurettin Şirin:

“Suriye rejiminin, Baas’ın yanında olmak mümkün değildir. Filistin direnişini Suriye’ye mahkûm eden ümmetin kendisidir. Bizler Siyonist rejimi ortadan kaldırmak için bir strateji bir yöntem uygulamış olsaydık bugün ne Suud kralı ne de Beşşar olacaktı. Halid Meşal bugün neden Suriye’de yaşıyor? Çünkü ihanet Meşal’i ve Filistin sorununu Esad’ın kucağına itmiştir. Bu bizim utancımızdır.

Tabi biz Suriye’de yapılan zulmü haklı görmüyoruz. Bunu meşru kılmıyoruz. Ancak Suriye rejiminin devrilmesi ile yeni Camd David’lerle karşılaşmayalım. Bizim endişemiz budur. Der’a ve Hama halkı ABD ve İsrail’e tavır aldığını haykırsın o zaman ben Suriye halkının ayağının tozu olayım.”

"Suriye, Ortadoğu devrimleri içerisinde en islamcı muhalefettir"
Time Türk Haber sitesi editörü Turan Kışlakçı:

Suriye’de Esad’dan olumlu beklentiler vardı. Ama Esad beklentileri karşılayamadı ve kaybetti. Halk korku krallığını yıktı. Esad’ın akıbeti diğer despotların sonu gibi olacak...

İran’ın Suriye konusundaki tavrı mezhebî değildir. İran olaya ulusal çıkarlar ekseninde bakıyor. İran halkı ve muhalefeti Suriye halkının yanında yer alıyor. Suriye muhalefeti Ortadoğu devrimlerinin içinde en İslamcı muhalefettir.

Son olarak, Bizler rüzgârın karşısında dikilmemeliyiz, devrimlere yön vermeye çalışmalıyız.

"Ayaklanma meşru ise arkasında kimlerin olduğunun önemi yok"
AKDAV Mütevelli Heyetinden Davud Güler:

“Konuşacağımız konu zor bir konu. Yaklaşık 40 yıldır süren Baas rejimi ve diktatörlerle yönetilen Suriye’de halk zorbalığa isyan etmiştir. Dolayısıyla burada ‘intifada’ tanımlamasını doğru buluyorum. Suriye İntifadası diğer ayaklanmalardan farklı değildir. Diğer ülke halklarının isyanları gibi bu isyan da meşrudur. Ayaklanma meşru ise ayaklanmaların arkasındakilerin kimler olduğu ikincil önceliklidir.

"Devrimin öncüsü İhvan, Filistin'e sahip çıkar"
Suriye muhalefetinin Türkiye temsilcilerinden Fevzi Zakiroğlu:

“Suriye halkını harekete geçiren temel saikleri dış güçler ile irtibatlandırmak yanlıştır. Dış varlık olsa bile -ki yoktur- halkın olmadığı yerde onların varlığının hiçbir anlamı yoktur.

Suriye’de halka ateş açmayı reddeden bazı askerler Suriye Özgürlük Ordusu’nu kurmuşlardır. Ama bunlar operasyonel kuvvetler değil, barışçıl gösterileri korumakla ilgileniyorlar.

Şimdi bazı tartışmalara da değinmek gerek: Hamas kimdir? İhvan değil midir? Zalim Baas rejimi Hamas’a ev sahipliği yapacak da kendi kardeşleri olan Suriye İhvanı mı yapmayacak bu nasıl iddia edilebilir? Mısır’da Camp David’i deviren İhvan, Suriye’de nasıl Camp David’i inşa etmekle suçlanır? Şu anda Suriye’de devrimin öncülüğünü İhvan yapmaktadır. Devrimin Filistin direnişine sahip çıkmaması imkânsızdır."

İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay:

Suriye muhalefeti İstanbul’da 6 defa toplandı ve ne istediğini açıkça söyledi. Muhalefet açıkça dış müdahaleyi, ABD’yi istemediğini söylüyor. Türkiyeli Müslümanlar oturduğu yerden değerlendirmeler yapıyor.

Türkiyeli Müslümanlar İran’ı ziyaret edip onu ikna etmeli.

"Esad rejiminin yıkılmasından İran bir şey kaybetmez"
Vahdet sitesi editörü ve Yeni Akit gazetesi yazarı Ahmet Varol:

Ben İran’ı ve stratejisini önemsiyorum. Bu rejimin gitmesi ile İran bir şey kaybetmeyecektir. İran da bizler de Baas sonrası dönemle ilgili stratejiler geliştirmeliyiz. Ben İran’ın yakın zamanda Baas sonrası dönemle ilgili stratejiler geliştireceğine inanıyorum. Suriye’deki halk birilerinin oyununa gelmiş kuru kalabalık değildir. Özgürlüğü için mücadele etmektedir. Beşar Esad, Kaddafi’den ders almalıdır.”

Özgür-Der yöneticilerinden ve Haksöz Dergisi yazarı Hamza Türkmen:

Dolayısıyla BOP eski bir projedir. Ama komplocu zihniyet durmuyor. Okumak için Amerika’ya giden Arap gençlerinin finanse edilip-eğitilip Arap Baharını başlatmak üzere Middle East Forum tarafından geri gönderildiği tarzındaki komplocu yaklaşımlar da delilsiz ve mesnetsizdir. Kaldı ki, bu tarz bazı planlar olsa bile, bunu genelleştirerek Gazze’nin, Mısır’ın, Suriye’nin cami merkezli muhalefetine karşı kurgulamak ayıptır, günahtır.

Arap intifadası boyunca en fazla ilgi duyulan ülke Türkiye olmuştur. Bu ilgi ‘Kâbe Arabın Olsun Bize Çankaya Yeter!’ mısralarıyla simgelenen Türk ulus devletine, Kemalist rejimine ve Türk ulusçuluğuna duyulan bir ilgi değildir. Aksine bu ilgi Batı’ya teslimiyeti ifade eden Lozan Görüşmelerine itiraz eden I. Meclis’e karşı yapılan darbeden, binlerce kanaat önderi Müslümanı idam eden İstiklal Mahkemelerinden beslenen Kemalist laik-diktatörlüğün, Kemalist vesayet sisteminin geriletilmesine duyulan bir ilgidir.

(soL - Haber Merkezi)