Türkiye sovyeti çöküyormuş!

Liberaller ve dinciler, Türkiye'nin devlet geleneğine saldırmak için sık sık Sovyet benzetmesi yapıyor. Bu saldırının bir örneğini Zaman gazetesinden Mehmet Kamış verdi. Peki Türkiye Sovyetler'e ne kadar benziyor?

Türkiye'deki değişimi övmek için ülkenin geçmişine küfretmeyi adet edinen dinci, gerici ve piyasacı kalemler, bunu yaparken cehaletlerini gizlemeyi beceremiyorlar. Son olarak Zaman gazetesinden Mehmet Kamış, dünkü yazısında AKP'nin Anayasa paketini savunmaya çalışırken bu değişiklik ile "son Sovyet sistemi"nin biteceğini iddia ederek bunun bir örneğini sergiledi.

AKP de Glasnost ve Perestroyka gibi

Daha önce de bir çok kez dile getirilen bu benzetme ile AKP'ye destek sağlamaya çalışan Kamış, çok ciddi bir yanlışa da imza atmış oldu. Çünkü eğitim, barınma, sağlık gibi kavramların, insanların temel hakları arasında değerlendirildiği Sovyetler Birliği ile Türkiye'yi karşılaştırmanın hiçbir gerçekçi yanı bulunmuyor.

Kamış, bunun yanı sıra çok doğru bir noktaya da işaret etmiş oldu. AKP'nin yaptıkları ile Glasnost ve Perestroyka arasında paralellik kuran Kamış, her ikisinin de insanların temel haklarına yapılan saldırıları temsil ettiğinin görünür olmasını sağladı. Ancak, Türkiye ile Sovyetler arasındaki benzerlik bununla sınırlı.

Planlı ekonomi var mı?
Türkiye'yi Sovyetler Birliği ile en çok karşılaştıran isimler, serbest piyasa savunucuları olmuştu. Devletin önemli sektörlerdeki payının azalması gerektiğini söyleyenler ve özelleştirmeyi savunanlar, Türkiye için "son komünist ülke" benzetmesi de yapıyorlardı. Ancak Türkiye'de planlı ekonominin olmadığı ve ülkenin kaynaklarının piyasanın kar hırsı ile gözü dönmüş patronlarına bırakıldığı biliniyor. Bu durum, kaynakların boşa harcanmasına ve bir çok yurttaşımızın açlık sınırı altında yaşamasına neden olurken, serbest piyasa savunucuları halen ekonomik liberalizmin özgürlük getireceğini iddia edebiliyorlar.

Parasız eğitim var mı?
Türkiye ile Sovyetler birliği arasındaki en önemli farklardan biri de eğitim alanında. Sovyetlerde eğitim parasızdı ancak ülkemizde bu durum ne yazık ki hiç olmadı. Hatta bu hak gittikçe daha zor ulaşılır bir duruma geldi. AKP öncesinde de bir çok eşitsizlik barındıran, parasız olmayan ve gittikçe daha çok piyasalaşan eğitim, AKP döneminde tam anlamıyla parayla satın alınan bir hizmet haline geldi.

Parasız sağlık hizmeti var mı?
Sağlık hizmeti konusunda da Sovyetler ile Türkiye arasında ciddi farklılıklar var. Sovyetler'de sağlık temel bir insan hakkıydı ve kesinlikle parasızdı. Oysa ülkemizde bu da hiçbir zaman sağlanamadı. AKP hükümeti bu konuda da bir gerilemeyi temsil ediyor. Tıpkı eğitim ve diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da AKP, Sovyetler'de olanların tam tersi uygulamaları devreye sokrarak, isanların sağlık haklarını ellerinden alıyor. AKP öncesinde de Sovyetler'deki uygulamaların çok uzağında olan Türkiye, AKP ile bu uygulamalardan daha da uzaklaşıyor.

Bağımsız bir ülke miyiz?
Türkiye ile Sovyetler arasındaki en önemli farklılıklardan biri de bağımsızlık konusunda göze çarpıyor. Devrim sonrasında, Çarlığın savaş sırasında imzaladığı tüm gizli anlaşmaları açıklayan ve bundan sonra da bağımsız bir siyaset izleyen Sovyetler ile ABD'nin bölgedeki en önemli müttefiki olan Türkiye arasında çok ciddi fark var.

Soğuk savaşta ABD'nin safında yer almayı tercih eden Türkiye, kendi topraklarında yer alan nükleer bombalar konusunda ABD'nin Rusya ile yaptığı pazarlığı izlemekle yetinmişti. Ancak AKP, bu konuda da geçmişte yapılanları geride bıraktı. AKP, ABD'nin bölgedeki taşeronluğuna soyunmanın yanı sıra AB'ye de tam biatın yollarını aramayı sürdürüyor.
(soL - Haber Merkezi)