Türkiye Psikiyatri Derneği'nden alkol yasağına ilişkin rapor

Türkiye Psikiyatri Derneği alkol satışını sınırlayan yasa ile ilgili bir rapor yayınladı. Raporda yasakçı ve inanç perspektifini temel alan düzenlemeler yerine, bilimsel temele dayalı halk sağlığı politikalarına duyulan ihtiyaca vurgu yapıldı.

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol-Madde Kullanım Bozuklukları Çalışma Birimi alkol satışını sınırlayan yasa ile ilgili bir rapor yayınladı. Raporda tüm alkol kullananların alkol bağımlısı olduğu yönündeki iddianın bilim dışı olduğu vurgulanırken, ''Alkol kullanımı ve alkol kötüye kullanımı ve bağımlılığı farklı olgulardır. Alkolün sosyal kullanımı bir ruhsal hastalık ya da bağımlılık şeklinde değerlendirilemez'' denildi.

''Yasakçılık kullanımı denetim dışına çıkarır''
Raporda toplumu bilinçlendirerek aşırı alkol kullanımının, bağımlılık ve kötüye kullanımın önüne geçilmesi gerektiği belirtilirken, ''Bunun için risk altındaki grupların erişiminin kısıtlanmasına yönelik bazı düzenlemeler getirilmesi de gereklidir. Ancak bu kısıtlamalar risk analizleri, gereksinimler dikkate alınarak yapılmalı başka ülkelerin kendilerine özgü gereksinimleri ve risk analizlerinin tercümesi ile yapılmamalıdır. Bu şekilde yapıldığında bu toplum tarafından “alkol yasağı” şeklinde algılanacak, alkol kullananların etiketlenmesine yol açacak, toplumda bölünmeye yol açacak ve alkol kullanımının denetim dışına çıkmasına yol açacaktır. Asıl bu durum gelecekte alkol kullanım bozukluklarının gelişmesine neden olacaktır'' denildi.

''Damgalayıcı tutum sorun yaratır''
Raporda, ''Sosyal düzeyde dahi alkol kullananlara yönelik bu damgalayıcı tutum, alkol bağımlısı ve kötüye kullanımı olan kişilerin saklı bir popülasyon olarak kalmasına neden olacaktır. Bu kişiler yardım aramaktan kaçınacak, fiziksel, ruhsal ve sosyal birçok sorunun yaşanmasını artıracaktır. Kısa müdahaleler ile önlenebilecek kötüye kullanım ve bağımlılığın gelişmesi, damgalanma endişesi ile gizli kalacaktır'' ifadelerine yer verildi.

Raporda alkol kullanımına yasaklama değil düzenleme getirilmesi gerektiği ifade edilirken, " Yasaklamalar, çoğunlukla inanç perspektifini temel alırken düzenleme, bilimsel temele dayalı bir önleme ve halk sağlığı politikasıdır. Yasak işe yaramaz ama düzenleme işe yarar. Alkol politikaları dediğimiz şey, bir yasaklar bütününden ziyade bir düzenlemedir" görüşüne yer verildi.

'''Emredersin içmezler!' bakışı hüsranla sonuçlanır''
Hazırlanan raporda alkol kullanımına dair yapılacak düzenlemelerin bağımlılık alanında çalışan bilim insanlarının katılımı ve önerileri doğrultusunda düzenlenmesi gerektiği ifade edilirken, ''Yasaklayınca insanlar bir yolunu bulur, yine içer. Alkol bağımlılığını önlemenin bilimsel yolları vardır, ama uygulamak için biraz emek harcamak gerekir. 'Emeğe ne gerek var, emredersin içmezler!' bakışının her zaman hüsranla sonuçlandığını unutmamak gereklidir. Kolaycılık çözüm değil sorun getirir'' denildi.

(soL-Haber Merkezi)