Türkiye Biyoetik Derneği'nden Gezi Parkı açıklaması

Türkiye Biyoetik Derneği, İstanbul ve yurdun çok sayıda noktasında yaşanmakta olan Gezi Parkı olayları üzerine yaptığı açıklamada, polisin ve medya kuruluşlarının olaylara ilişkin tutumunu eleştirdi.

Türkiye Biyoetik Derneği, 31 Mayıs’ta polisin Gezi Parkı’ndaki vatandaşlara müdahale etmesinden bu yana Taksim Meydanı ve Türkiye’nin çok sayıda noktasında yaşanmakta olan olaylara ilişkin bir açıklama yaptı.

Gezi Parkı’nı korumaya dönük eylemlerin, duyarlı insanların insan olarak ahlaki ödevlerini yerine getirmesi olarak değerlendirildiği açıklamada, eylemlerin barışçı olduğu ve güvenlik güçlerinin müdahalesine kadar herhangi bir şiddet davranışı gösterilmediği belirtildi.

“Güvenlik güçleri meşruiyetini sorgulanır kılacak davranışlar gösterdi”
Polisin İstanbul ve yurdun öteki köşelerindeki tavrının güvenlik güçlerinin meşruiyetini sorgulanır kılacak durumda olduğunun belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu davranışların bir bölümü profesyonelliğe aykırıdır. Örneğin etkisiz hale getirilmiş bir göstericinin, saldırgan dahi olsa, fiziksel şiddete maruz bırakılması ya da toplulukları dağıtmak amacıyla kullanılması öngörülen araçların bireyler hedef alınarak kullanılması gibi. Meslek etiği açısından olumsuz davranışlara örnek olarak göstericilere yönelik müdahalelerin kişisel öfke ve saldırganlık duygularıyla karışmasına izin vermeleri, eylemcileri hakaret içeren sözlerle karşı karşıya bırakmaları sayılabilir.”

“Güvenlik güçlerinin sağlıkçılara karşı tavrı etik dışı”
Sağlık hizmetlerinin insan yaşamının ve sağlığının tehlike altına girdiği tüm durumlarda özel bir nitelik ve ayrıcalık kazandığının belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Derneğimize ulaşan bilgiler protesto eylemleri sırasında bu evrensel kuralın dikkate alınmadığını, sağlık hizmeti veren birimlere güvenlik güçlerinin davet edilmeksizin zorla ve şiddet içeren bir biçimde müdahalede bulunduğuna işaret etmektedir. Bu uygulamanın silahlı çatışma ve savaş durumlarında dahi bir suç olduğu, savunmasız sivillere karşı yapılan müdahalelerle eşdeğerde görüldüğü unutulmamalıdır. Kuşkusuz protesto eylemleri bir savaş hali oluşturmamakla birlikte, genel geçer etik kurallar bağlamında bu tür müdahalelerin etik dışı olduğu göz önünde tutulmalıdır.”

“Biber gazının kullanımına izin verilmemeli”
Son dönemlerde toplumsal olaylarda yaygın olarak kullanılan ve son olarak Gezi Parkı olaylarında yoğun olarak kullanımı gündeme gelen ve kimyasal silah olan “gösteri kontrol ajanları”nın (biber gazı ve benzeri) sağlık etkilerinin kamuoyunda tartışılmaya başlanmış ve endişeyle karşılandığının belirtildiği açıklamada, sivil itaatsizlik içeren eylemlerde “gösteri kontrol ajanları”nın kullanımına izin verilmemesi gerektiği savunuldu.

“Basın meslek kuruluşları etik açıdan değerlendirme yapmalı”
Medyanın olaylara ilişkin tavrının eleştirildiği açıklamada, basın kuruluşlarının iletişim etiğine aykırı bir tutum benimseyerek halkın haber alma ve tutum belirleme hakkını zedeledikleri belirtilerek, ilgili meslek kuruluşlarının etik açıdan değerlendirme yapmaları gerektiği savunuldu.

(soL - Haber Merkezi)