“Türkiye Avrupa’nın viagrası olabilir”

Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen “Avrupa-Türkiye Projesi: 2030 İlişkiler Üzerine Düşünceler” başlıklı panelde konuşan AB Düşünce Grubu üyesi Kalypso Nicolaidis, “Türkiye, Avrupa’nın viagrası olabilir” dedi.

''Küreselleşen Dünyada İstanbul'' projesi etkinlikleri kapsamında Bahçeşehir Üniversitesinde düzenlenen ''Avrupa-Türkiye Projesi: 2030 İlişki Üzerine Düşünceler'' panelinde konuşma yapan AB Düşünce Grubu üyesi Kalypso Nicolaidis, ''AB'nin 30 sene içinde 100 milyon kadar göçmene ihtiyacı var. Bu anlamda Türkiye, Avrupa'nın viagrası olabilir. Türkiye'nin böyle güç katlayıcı bir denklemde ne kadar önemli bir rol oynayabileceğini düşünün. Biz küresel arabulucu bir güç olmak istiyoruz. Bu çok iddialı bir istek ve Türkiye'nin bu coğrafyada ne kadar önemli bir arabulucu olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin burada önemli bir rol oynayacağını biliyoruz. Bu raporda yazılmamış birtakım noktalar var. Raporda dedik ki 'AB, yeni potansiyel üyelere açık olmalıdır', bu bizim Sarkozy'e verdiğimiz cevaptı aslında. Avrupa'nın sınırlarını kapatmak, harika bir vizyon olmayabilir'' dedi

Avrupa’nın viagrası: Genç, vasıflı ve dinamik iş gücü
AB Genel Sekreterliğinin, ''Avrupa Projesi 2030 Tehditler ve Fırsatlar'' başlıklı raporunu değerlendiren Nicolaidis ayrıca, ''Raporda ismen zikredilen az sayıda ülkeden biri Türkiye'dir. Bu husus Türkiye'nin hem AB bakımından hem de genel olarak dünyada, siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal bakımlardan sahip olduğu önemin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. AB'nin 21. yüzyıldaki ihtiyaçları ve hedefleri arasında yer alan hususların karşı karşıya bulunduğu somut sorunların birçoğuna baktığımızda, Türkiye'nin üyeliğinin AB için önemi bir defa daha ortaya çıkmaktadır. AB'nin öncelikleri arasında yer alan etkili dış politika aktörlüğünde, enerji arzı güvenliğine, genç, vasıflı ve dinamik iş gücü sayesinde demografik ve ekonomik sorunların çözümüne, yasa dışı göç ile ya da örgütlü suçla mücadeleye kadar pek çok alan Türkiye'nin üyeliğinin ardından AB bakımından daha etkili bir biçimde politika oluşturmaya ve uygulamaya uygun hale gelecektir” dedi.

(soL - Haber Merkezi)