AKP Hükümeti'nin “Kürt açılımı”nın gerçekte bir ABD projesi olduğu daha fazla kesim tarafından dile getirilirken hükümetten ve ABD'den de konu ile ilgili arka arkaya açıklamalar yapılıyor. Başbakan'ın ardından ABD Büyükelçiliği'nden de “Türkiye’nin demokratikleşmesini destekliyoruz ancak bu plan, bir Türk planıdır. Bu, Türkiye tarafından çözümlenmesi gereken ve çözümlenmekte olan bir iç meseledir” açıklaması yapıldı.
Diğer yandan artık herkesin ABD hükümeti ya da CIA için çalıştıklarını bildiği “düşünce kuruluşları”ndan Atlantik Konseyi (Atlantic Council) tarafından Haziran ayında yayınlanan “Türkler ve Iraklı Kürtler Arasında Güven İnşası” başlıklı rapor Türkiye'deki “Kürt sorunu” hakkındaki çözüm önerileri ile “ABD planı” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Söz konusu raporun hazırlanma gerekçesi ABD'nin Irak'tan çekilmesinin ardından bölgede, özellikle de Türkiye ve Kuzey Irak ve Kuzey Irak ve Irak arasındaki ilişkilerde istikrarın nasıl sağlanacağı konusunda tavsiyelerde bulunmak.
Rapor Nisan ayında Vaşington'a gelen 14 Türk ve Kürt (bunların kimlikleri açıklanmıyor) ile yapılan toplantılar ve raporu yazan David L. Phillips'in kısa süre önce Türkiye ve Irak'a yapmış olduğu ziyaretler sonucu hazırlanmış. Raporlar çerçevesinde Eylül ayında İstanbul'da olmak üzere İstanbul ve Erbil'de, medya temsilcilerinin de katılacağı toplantılar yapılması öngörülüyor.
Raporun içeriğinde, pek çok gazeteye de yansıdığı üzere, PKK militanları için af, Anayasa'nın yedinci maddesindeki vatandaşlık tanımının değiştirilmesi ve diğer yasal ve anayasal değişiklikler, Güneydoğu'daki ekonomik faaliyetlerin canlandırılması, “Köye dönüş” programının desteklenmesi, Erdoğan'ın DTP milletvekilleri ile görüşmesi, Türkiye'nin AB yolunda tutulması gibi kimileri “Kürt açılımı” ile gündeme gelen somut “tavsiyeler” yer alıyor.
İşbirlikçilere övgü de var
Raporun “ABD görüşleri” bölümünde Türkiye'nin NATO üyesi olarak geçmişte ABD için Kore ve soğuk savaşta sağladığı faydalardan, Afganistan'da oynadığı rolün öneminden ve ABD askerlerinin Irak'tan çekilirken sağlayacağı maddi faydalardan söz edilirken Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin ABD'nin Kuzey Irak'ta üs kurması talebinin önemi vurgulanıyor.
Tabii ki esas rol “uygulayıcıların”
Raporun sonuç bölümünde de Irak'ın kendi bütünlüğü konusunda olduğu kadar Kuzey Irak-Türkiye ilişkilerinde de ABD'nin rolünün esas olduğu ancak sorunları çözme sorumluluğunun Türk, Iraklı ve Kürt liderlere ait olduğu belirtiliyor. Kuzey Irak ve Türkiye'nin yakınlaşmasında “kamuoyu yaratma”nın önemine işaret edilen sonuç bölümünde söz konusu hükümetlerin adım atması gerekliliğinden bahsedilerek “uygulayıcıların” önemine vurgu yapılıyor.
ABD Dışişleri uzmanı Phillips “bir tek ABD hükümeti için” çalışmıyormuş
Raporu yazan David L. Phillips, raporu hazırlayan Atlantik Konseyi (Atlantic Council) adlı kuruluşun üyesi. Aynı zamanda ABD üniversitelerinde öğretim görevlisi de olan Phillips, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda üst düzey danışmanlık da yapmış ve “Irak'ın Geleceği” adlı projede görev yapmış. Yani kendisi doğrudan ABD hükümeti için çalışıyor.
“Kürt açılımı”nın bir ABD projesi olduğuna şiddetle karşı çıkan Yeni Şafak yazarlarından Taha Kıvanç (nam-ı diğer Fehmi Koru) Phillips'i tanıdığını ve kendisiyle “bir iki konuda” görüştüğünü dünkü köşe yazısında itiraf ediyor. İddialar karşısında Kıvanç Phillips hakkında “google” araştırması da yapmış ve kendisinin “bir tür taşeron” olduğu, tek bir üniversiteye, araştırma kurumuna, merkeze bağlı biri olmadığı ve “açıktan irtibatlı olmadığı tek yerin Amerikan hükümeti” olduğu sonucuna ulaşmış. Oysaki Kıvanç'ın yukarıdaki bilgiye ulaşması için söz konusu raporda Phillips hakkında verilen biyografik bilgiye bakması yeterliydi.
(soL-Haber Merkezi)