Turan Emeksiz: Ya derdime derman, ya katlime ferman...

Hürriyet kavgasının neferlerinden Turan Emeksiz, bundan 54 yıl önce, 28 Nisan 1960’da katledildiğinde henüz 20 yaşındaydı. Yılmayan, “hiç aldanmayan gençliğin” uğurladığı ilk devrimci yürekti. Enver Gökçe’nin dilince söylersek, “Anası Yılmaz çağırırdı”...

(soL - Haber Merkezi) Turan Emeksiz, 1940’da Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde dünyaya geldi.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 28 Nisan 1960’da, Demokrat Parti diktatoryasının basını ve üniversiteleri susturmak amacıyla yürürlüğe koymak istediği Tahkikat Komisyonu yasasına karşı öğrencilerin düzenlediği eylemde yerini aldı.

Öğrencilerin kitlesel tepkisiyle karşılaşan polis, üniversiteye girdi. Polisin böyle bir yetkisinin olmadığı belirten Rektör Sıddık Sami Onar, darp edildi. Turan Emeksiz, polis tarafından şahdamarına girip sol memesinden çıkan bir kurşun ile katledildi.

Cebinden iki tiyatro bileti çıktı. Kurşunun izlediği seyir, iddia edilenin aksine sekme ile değil, doğrudan nişan ile vurulduğuna delalet ediyordu. Yılmaz’ın canına kast eden, Menderes’in atlı polisiydi.

Başı daralınca Yılmaz'ın
Baktı atacak taşı yoktu
Baktı eli durmuş, ayağı durmuştu
Vurulmuştu.
Çıkardı yüreğini kan içinde
Çarptı kötünün kafasına
Hay bu nasıl devran?

Komünist ozan Enver Gökçe, Demokrat Parti diktatoryasına karşı verilen mücadeleyi ve Turan Emeksiz’in katlini tarihsel aklıyla ve devrimci yüreğiyle dokudu. “Turan Emeksiz” şiiri, Dost Dost İlle Kavga kitabında yer aldı. Şiir, Ahmet Kaya tarafından "Katlime Ferman" adıyla şarkılaştırıldı. Şarkı, Haziran Direnişi'nden sonra Büyük Ev Ablukada tarafından yeniden yorumlandı.

Nazım Hikmet ise, memleketteki hürriyet kavgasını sürgünden takip ediyordu. Mayıs 1960’da, Emeksiz’in anısına, “Beyazıt Meydanındaki Ölü”yü yazdı. Şiirin bestelenmiş hali, Yeni Türkü'nün ilk albümü olan Buğdayın Türküsü'nde yer aldı.

Bir ölü yatacak
toprağa şıp şıp damlayacak kanı
silâhlı milletim hürriyet türküleriyle gelip
zaptedene kadar
büyük meydanı.

Turan Emeksiz’in adı, Malatya’da bir liseye ve bir caddeye verildi. 12 Eylül rejimi, caddenin ismini “Milli Egemenlik Caddesi”, lisenin ismini ise “Malatya Lisesi” olarak değiştirdi.

Turan Emeksiz’in adını taşıyan şehir hatları vapuru, miadını doldurduğunca Mudanya’ya çekildi ve restorana dönüştürüldü.

İstanbul Üniversitesi merkez kampüste, Turan Emeksiz yemekhanesi yer alır:

1963’te Emeksiz anısına vurulduğu yere dikilen anıtın yeri 12 Eylül rejimi tarafından değiştirildi. Turan Emeksiz’in bir de Cağaloğlu’nda sade bir büstü bulunur:

Polis kurşunuyla katledilen Turan Emeksiz’in anısı, gençliğin mücadelesine ışık tutmaya devam ediyor.