Tuncel: Kendi adayımızı çıkartma eğilimi var

HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak kendi adaylarını çıkartma eğilimleri bulunduğunu söyledi. Tuncel, "HDP’den çok beklenti var ama biz bunun gerisinde kaldık" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, El Cezire Türk'ten Gonca Şenay'a konuştu. HDP'nin kendinden bekleneni yerine getiremediğini söyleyen Tuncel, "HDP de müzakere süreci gibi bir müzakere partisi" dedi.

Tuncel, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak ise, "Siyaset pragmatist bir iş" derken, kendi adaylarını çıkartma eğilimi içinde olduklarını belirtti.

Tuncel'in röportajından ilgili bölümler şöyle:

BDP ile HDP’nin birleşip barajın üstünde kalacağı bir tablo bekleniyordu. Beklenen başarı olmadı mı? Siz nasıl okuyorsunuz seçim sonuçlarını?
Biz iki partili seçime girerken bir risk aldık. HDP’nin BDP’nin kitlesi açısından da kamuoyu açısından da tanınmayan bir parti olduğunu biliyorduk. Dolayısıyla kendimizi bir tanıtma fırsatı olur diye gördük. Yerel seçimde başka dengeler var tabii, insanlar kazanmayacağını bildiği partiden ise kazanacak olandan yana oy kullanıyor, ikinci tercihine oy verebiliyor.

BDP ile aldığımız oylara 95’ten bu yana baktığımızda kısmi bir oy artışı var. Yani bir başarı durumu yok ama başarısızlık durumu da yok. Alternatif belediyecilik iddiamızın, halk tarafından cevap bulduğunu gördük. Kürt halkı açısından kendi kendimizi yönetme iddiasının çok güçlü olduğunu gördük. Bunlar bence kazanım. Batıya baktığımızda da ilk kez bu kadar geniş bir alanda seçime giriyoruz ve biz tüm saldırılara rağmen çok iyi bir kampanya yürüttük. HDP’nin fikriyatı ile sandıkta çıkan sonuç aynı olmadı.. Biz şöyle okuduk toplumun gerçekten ihtiyacı var. Sürekli çatıştıran, birbirine karşı nefret söylemi içinde olan siyasetten insanlar bıkmış durumda. Etki alanımızı genişletebilme imkanı gördük. Biz daha da iyi olabilir diye düşündük.

Sağda bir merkez partisi ihtiyacı hep konuşulur ama siz solda da böyle bir ihtiyaç olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Kesinlikle böyle bir ihtiyaç var. Türkiye’de sola bir inanmama, güvenmeme durumu var. Bir şekilde solu sosyal demokrasinin yanında, yedeğinde tutma durumu var. Seçimlerde biz ‘oyları bölüyorsunuz’ diye psikolojik baskı ile saldırılara maruz kaldık. Siyaseten linç kampanyası yürütüldü. Türkiye genelinde biz yüzde 2’lik bir dilim aldık, bu HDP projesinin başarılı olma zemini olduğunu gösteriyor.

Bu koşullarda HDP projesinin gözden geçirilmesi söz konusu mu?
Bir bütün olarak politikalarımızın gözden geçirilmesi olabilir, biz mesajı aldık. Bu mesaj daha çok çalışmamız, halkla daha çok birlikte olmamızı gösteren, sorumluluklarımızı artıran bir mesaj. Şöyle anladık HDP’den çok beklenti var ama biz bunun gerisinde kaldık.

'HDP BİR MÜZAKERE PARTİSİ'

BDP’de olmaması gereken bir özellik mi var Türkiyelileşme önünde engel olan?
Hayır içinde SDP var, Aleviler, Antikapitalist müslümanlar yani HDP daha geniş bir şey ifade ediyor.

Bunlar BDP’nin içine katılamaz mıydı?
Hayır katılamazdı, ayrı bir şey ifade ediyor. Herkesin kendi programı, tüzüğü var, ideolojik yaklaşımı farklı. Biz birbirine katılmaktan ziyade, herkesin kendi varlığını sürdürdüğü bir siyaset yürütme kararı aldık. Sayın Öcalan’ın böyle bir çağrısı olmuştu ama şimdi bu çağrıyı da aşan bir noktaya ulaştı HDP. Yeni bir oluşum, yeni bir parti kurduk, partiden önce tartışmalar yürüttük. Bu eskisi gibi sadece sosyalistler ile kürtlerin birlikteliği değil içinde antikapitalist müslümanlar da var. HDP de müzakere süreci gibi bir müzakere partisi.

BDP ile birleşme süreci nasıl olacak?
‘Biz nasıl yürürsek faydalı oluruz?’, bunu tartışıyoruz. BDP’de de bu yönlü tartışmalar var. Parlamento çalışmalarımızı HDP altında yapma eğilimi ağırlık kazanıyor. Partiler kendilerini feshedip katılmıyor. Ortak partimizle seçime girmeyi tartışıyoruz.

'SİYASET PRAGMATİST BİR İŞ'

BDP ile ittifak yapılması durumunda Başbakan’a Köşk yolunun açıldığı yönünde tartışmalar yapılıyor. BDP-HDP’nin Cumhurbaşkanı profiline Tayyip Erdoğan uyuyor mu?
Bizim profilimiz daha farklı. Kişisel önerimi sorarsanız ben eş Cumhurbaşkanı da öneririm. Ama şimdiden böyle bir tartışma yok. Biz toplantılarımızı yapacağız, tabii ki siyaset pragmatist bir iş. Siz kendi çıkarınızı düşünürsünüz. Ama bizim Cumhurbaşkanlığında aradığımız kriterler çok daha farklı.

Bir ittifak yapar mısınız?
Şöyle bir eğilim var, kendi adayımızla çıkma. Bu daha güçlü görünüyor şu anda.

Kim olabilir? Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk demişti örneğin...
Tartışacağız, başka adaylar da konuşuluyor. Bizim ilkesel kriterlerimize sahip olacak, politikalarımızı ifade edecek bir arkadaş olacağı kesin. Aralarında kadınlar da var.